Nisan 2014

Nisan 2014 / (22 - 1)

Onbeş yaşındaki çocukta doksisikline bağlı gelişen özofagus ülseri

Sayfa Numaraları
14-15
Yazarlar
Eylem SEVİNÇ 1 , Neslihan KARACABEY 1 , Serkan TÜRKUÇAR 2, Duran ARSLAN 1
Kurumlar
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi 1 Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı, 2 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Kayseri
Özet
Tetrasiklin türevi ilaçlar yeterli miktarda suyla alınmazsa özofagusta mukozal iritasyona neden olabilir. Doksisiklin, direkt etkiyle özofagus mukozasında hasara neden olarak özofajit ve ülser oluşturabilir. İlaç kullanımına bağlı gelişen özofajitin tipik klinik belirtisi saatler veya günler içerisinde gelişen retrosternal yanma, disfaji ve odinofajidir Tanıda ilaç alım öyküsü önemlidir ve üst gastrointestinal sistem endoskopisi kullanılır. Bu makalede, doksisiklin kullanımına bağlı özefagus ülseri gelişen onbeş yaşındaki çocuk hasta sunuldu.
Anahtar Kelimeler
Doksisiklin, özofajit, özofagus ülseri
Giriş
İlaç kullanımına bağlı özofagusta; hafif özofajitten ülsere kadar farklı şiddette hasarlanma oluşabilir. En sık potasyum klorür, alendronat, tetrasiklin ve derivelerinin kullanımı sonrasında özofajit ve özofagus ülseri bildirilmiştir (1). İlacın az miktarda su ile birlikte ve gece alınması sonrası bu komplikasyonlar daha sık görülmektedir. Erişkinlere nazaran çocuklarda özofagus ülserleri nadir görülen bir durumdur. Literatürde çocuklarda özofagus ülserlerinin ilaç kullanımı-nın yanı sıra sitomegalovirus özofajiti, ileri derece gastroözofageal reflü hastalığı ve Barett özofajiti seyrinde görülebileceği bildirilmiştir (2,3).
Olgu
İlaçlara bağlı gelişen özofageal hasarlanma olguları ilk kez 1970’li yıllarda tanımlanmış, günümüze kadar 100 farklı çeşit ilacın neden olduğu 1000 yeni vaka bildirilmiştir. Antibiyotikler bu vakaların neredeyse yarısından, doksisiklinin ise tek başına tüm vakaların %27’sinden sorumlu tutulmuştur ( 4). İlaca bağlı özofageal hasarlanmanın kesin mekanizması tam açıklanamamıştır. İleri yaş, azalmış özofageal peristaltizm, hiatus hernisi ve eksternal kompresyon, risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Ayrıca ilaçların az miktarda su ile alınması kapsülün özofagusta açılmasına ve mukoza ile temas süresinin uzamasına neden olur. Deneysel ve klinik çalışmalar doksisiklin kapsülün jelatinimsi ve yapışkan özeliğinden dolayı tabletine nazaran 3 kat daha uzun süre özofagusta kaldığını göstermiştir. Doksisiklin kapsülünün asidik içeri-ği intraselüler toksisiteye neden olmakta ve direkt mukozal hasar yapmaktadır. İlaç kullanımına bağlı gelişen özofajit ve özofageal ülserinin tipik klinik belirtileri retrosternal yanma, disfaji ve odinofajidir (5). Olgumuz bize disfaji ve odinofaji yakınmalarıyla başvurmuş ve öyküsünde az miktarda su ile alınan doksisiklin kullanımı mevcuttu. Tek başına ilaç kullanım öyküsünün olması tanıda yeterli olabilmektedir. Ayrıca üst gastrointestinal sistem endoskopisi ve çift kontrastlı grafiler ülser ve mukozal hasarlanmayı göstermede faydalıdır. Ülserler daha sık aortik ark ile alt özofageal sfinkter arasında kalan kısımda oluşmaktadır. Histopatolojik değişiklikler genellikle nonspesifiktir; lenfosit ve eozinofillerden oluşan inflamatuvar eksuda ve nekrozis göze çarpar (6). Olgumuzun anamnezinde doksisiklin kullanımı sonrasında odinofaji ve disfaji yakınmalarının olması nedeniyle doksisikline bağlı özofageal hasarlanmadan şüphelenildi. Yapılan endoskopik incelemede özofagus orta ve alt kesimde ülserlerin görülmesi tanıyı kesinleştirdi. Doksisikline bağlı özofagus ülseri Doksisikline bağlı özofageal hasarlanmalar, ilacın bol miktarda suyla alınması ve akabinde hemen yatılmaması gibi basit yaklaşımlarla önlenebilir. Doksisikline bağlı özofagus hasarı düşünülen çoğu vakada ilacın kesilmesi ile birkaç günde semptomlar gerilemektedir. Nadiren 6 haftaya kadar şikayetler sürebilir. İlaca bağlı özofajit tedavisinde antiasitler, proton pompa inhibitörleri, H 2 reseptör blokörü veya sukralfat tek başına veya kombine kullanılabilir (7,8). Olgumuzda doksisiklin tedavisi kesilerek, sukralfat ve lansoprazol tedavisi baş-landı. Klinik semptomların bir hafta içerisinde hızla düzeldiği gözlemlendi. Literatüre bakıldığında ülkemizden çok sayıda doksisiklin kullanımına bağlı gelişen özofageal ülserli olgular bildirilmiş (9,10). Bu durumun muhtemel nedeni doksisiklin reçetelenen hastalara ilaç kullanımı konusunda yeterince bilgilendirme yapılmaması olabilir. Sonuç olarak çocukluk çağında doksisikline bağlı özofageal ülser oluşumu nadirdir. Doksisiklin kullanımı sırasında geli-şebilecek ülser ve özofajit gibi komplikasyonları ilaç alımı esnasında bol miktarda su ile tüketilmesiyle önlenebilmektedir.
Tartışma
İlaçlara bağlı gelişen özofageal hasarlanma olguları ilk kez 1970’li yıllarda tanımlanmış, günümüze kadar 100 farklı çeşit ilacın neden olduğu 1000 yeni vaka bildirilmiştir. Antibiyotikler bu vakaların neredeyse yarısından, doksisiklinin ise tek başına tüm vakaların %27’sinden sorumlu tutulmuştur ( 4). İlaca bağlı özofageal hasarlanmanın kesin mekanizması tam açıklanamamıştır. İleri yaş, azalmış özofageal peristaltizm, hiatus hernisi ve eksternal kompresyon, risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Ayrıca ilaçların az miktarda su ile alınması kapsülün özofagusta açılmasına ve mukoza ile temas süresinin uzamasına neden olur. Deneysel ve klinik çalışmalar doksisiklin kapsülün jelatinimsi ve yapışkan özeliğinden dolayı tabletine nazaran 3 kat daha uzun süre özofagusta kaldığını göstermiştir. Doksisiklin kapsülünün asidik içeri-ği intraselüler toksisiteye neden olmakta ve direkt mukozal hasar yapmaktadır. İlaç kullanımına bağlı gelişen özofajit ve özofageal ülserinin tipik klinik belirtileri retrosternal yanma, disfaji ve odinofajidir (5). Olgumuz bize disfaji ve odinofaji yakınmalarıyla başvurmuş ve öyküsünde az miktarda su ile alınan doksisiklin kullanımı mevcuttu. Tek başına ilaç kullanım öyküsünün olması tanıda yeterli olabilmektedir. Ayrıca üst gastrointestinal sistem endoskopisi ve çift kontrastlı grafiler ülser ve mukozal hasarlanmayı göstermede faydalıdır. Ülserler daha sık aortik ark ile alt özofageal sfinkter arasında kalan kısımda oluşmaktadır. Histopatolojik değişiklikler genellikle nonspesifiktir; lenfosit ve eozinofillerden oluşan inflamatuvar eksuda ve nekrozis göze çarpar (6). Olgumuzun anamnezinde doksisiklin kullanımı sonrasında odinofaji ve disfaji yakınmalarının olması nedeniyle doksisikline bağlı özofageal hasarlanmadan şüphelenildi. Yapılan endoskopik incelemede özofagus orta ve alt kesimde ülserlerin görülmesi tanıyı kesinleştirdi. Doksisikline bağlı özofagus ülseri Doksisikline bağlı özofageal hasarlanmalar, ilacın bol miktarda suyla alınması ve akabinde hemen yatılmaması gibi basit yaklaşımlarla önlenebilir. Doksisikline bağlı özofagus hasarı düşünülen çoğu vakada ilacın kesilmesi ile birkaç günde semptomlar gerilemektedir. Nadiren 6 haftaya kadar şikayetler sürebilir. İlaca bağlı özofajit tedavisinde antiasitler, proton pompa inhibitörleri, H 2 reseptör blokörü veya sukralfat tek başına veya kombine kullanılabilir (7,8). Olgumuzda doksisiklin tedavisi kesilerek, sukralfat ve lansoprazol tedavisi baş-landı. Klinik semptomların bir hafta içerisinde hızla düzeldiği gözlemlendi. Literatüre bakıldığında ülkemizden çok sayıda doksisiklin kullanımına bağlı gelişen özofageal ülserli olgular bildirilmiş (9,10). Bu durumun muhtemel nedeni doksisiklin reçetelenen hastalara ilaç kullanımı konusunda yeterince bilgilendirme yapılmaması olabilir. Sonuç olarak çocukluk çağında doksisikline bağlı özofageal ülser oluşumu nadirdir. Doksisiklin kullanımı sırasında geli-şebilecek ülser ve özofajit gibi komplikasyonları ilaç alımı esnasında bol miktarda su ile tüketilmesiyle önlenebilmektedir.
Kaynaklar
1. Ueda K, Muto M, Chiba T. A case of esophageal ulcer caused by alendronate sodium tablets. Gastrointest Endosc 2011; 73:1037-8. 2. Jang HJ, Kim AS, Hwang JB. Cytomegalovirus-associated esophageal ulcer in an immunocompetent infant: When should ganciclovir be administered. Korean J Pediatr 2012; 55:491-3. 3. Vanderhoof JA, Rich KC, Stiehm ER, Ament ME. Esophageal ulcers in immunodeficiency with elevated levels of IgM and neutropenia. Am J Dis Child 1977; 131:551-2. 4. Saravanan T, Telisinghe PU, Chong VH. Oesophageal ulcers secondary to doxycycline and herpes simplex infection in an immunocompetent patient. Singapore Med J 2012; 53:e69-70. 5. Al-Mofarreh MA, Al Mofleh IA. Esophageal ulceration complicating doxycycline therapy. World J Gastroenterol 2003; 9:609-11. 6. Al-Mofarreh MA, Al Mofleh IA. Doxycline-induced esophageal ulcerations. Saudi J Gastroenterol 1998; 4:20-4. 7. Öztürk S, Berçin S, Kırtak N. Doksisikline bağlı gelişen özofajit ve ülser. Tıp Araştırmaları Dergisi 2011; 9:195-7. 8. Şit M, Aktaş G, Erdal E. Tek doz doksisiklin kullanımı sonrası gelişen özefagus ülseri. Abant Medical Journal 2012; 1:104 9. Saçıkara M, Nazligül Y, Kızılca G, Bulur O. Doksisiklin özofajiti: İki olgu nedeniyle literatürün gözden geçirilmesi. Dicle Tıp Dergisi 2010; 37:297-9. 10. Arıcı DS, Göze F, Akbayır N. Doxycyline induced esophagitis. The Turkish J Gastroenterol1999; 10:179-81.
Tübitak Ulakbim Crossreff Doi
Web Tasarım : Turna Tasarım ®
Web Tasarım
: Turna Tasarım ®
X
Üye Girişi
Şifremi Unuttum Üye Ol Aktivasyon Linki Gönder
X
Şifremi Gönder
Giriş Yap Üye Ol Aktivasyon Linki Gönder
X
Üye Ol
Şifremi Unuttum Giriş Yap Aktivasyon Linki Gönder
X
Aktivasyon Linki Gönder
Giriş Yap Üye Ol Şifremi Unuttum

İBS Farkındalık Ayı

İBS Farkındalık Ayı