- Ana Sayfa
- Sayılar
- Ağustos 2018
- Bitlis ilinde acil servise üst gastrointestinal kanama ile başvuran hastaların
endoskopik ve demografik verilerinin değerlendirilmesi
Ağustos 2018 / (26 - 2)
Bitlis ilinde acil servise üst gastrointestinal kanama ile başvuran hastaların
endoskopik ve demografik verilerinin değerlendirilmesi
Yazarlar
Ramazan GÜVEN1, Gökhan EYÜPOĞLU1, Ufuk Barış KUZU2
Kurumlar
Bitlis Devlet Hastanesi, 1Acil Servis Kliniği, 2Gastroenteroloji Kliniği, Bitlis
Özet
Giriş ve Amaç: Üst gastrointestinal sistem kanamaları acil servise başvuruların önemli bir nedeni olup, erken tanı ve tedavi gerektirmektedir. Bu
çalışmanın amacı Bitlis ilinde üst gastrointestinal sistem kanaması tanısı
alan hastaların özelliklerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Ocak
2014-Aralık 2017 tarihleri arasında Bitlis Devlet Hastanesi acil servisi kliniğine üst gastrointestinal sistem kanaması nedeni ile başvuran hastaların verileri
retrospektif olarak incelendi. Bu hastaların klinik özellikleri ve kanamaya yol
açabilecek etiyolojik nedenler değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya toplam
54 hasta alındı. Hastaların çoğunluğunu erkekler (%59.3) oluşturmaktay-
dı. En sık başvuru şikayeti hematemezdi. Hastaların %22.8?inde kanamaya
predispozan olabilecek ilaç kullanımı mevcuttu. Hastaların ortalama yatış
süresi 5.6±3.6 gün idi. Etiyolojik açıdan en sık neden duedonum ve mide ülseri olarak saptandı.Sonuç: Bitlis ilinde üst gastrointestinal sistem kanaması
olan hastaların genel özellikleri ülkemizde bu konu ile ilgili yapılan diğer
çalışmalar ile uyum göstermekteydi.
Anahtar Kelimeler
Gastrointestinal kanama, endoskopi
Giriş
Üst gastrointestinal kanama (ÜGK), treitz ligamentinin proksimalinden kaynaklanan ve potansiyel olarak yaşamı tehdit
eden bir durumdur. İnsidansı, 100.000 nüfusta 50 ile 172
birey arasındadır. Son yıllarda endoskopik ve radyolojik yöntemlerdeki önemli gelişmelere rağmen, mortalite oranı %2-15
ve tekrar kanama oranı %10-20 arasında bildirilmiştir (1-3).
Acil servise başvuran hastaların yaklaşık %1?ini ÜGK şüphesi olan olgular oluşturmaktadır (4). ÜGK?nın acil servisteki
yaklaşım ve yönetimi temel olarak klinik değerlendirmeye
bağlıdır. Bu hastalarda klinik durum normal fizik muayene
bulgularından hipovolemik şok tablosuna kadar geniş bir yelpazede seyredebilir. Bu yüzden intravasküler hacim resüsitasyonu ile hemodinaminin sağlanması ve korunması ilk etapta
hayat kurtarıcıdır (2).
ÜGK ile başvuran hastalarda endoskopi tanıda majör rolü
oynamakta ve eş zamanlı tedavi imkanı da sunmaktadır. Endoskopik değerlendirmelerde birçok hastalığın ÜGK?ya neden olabileceği gösterilmekle beraber günümüzde olguların
yaklaşık yarısında peptik ülsere bağlı kanama saptanmaktadır
(5,6). Çalışmamızda, acil servise ÜGK nedeni ile başvuran hastaların, demografik özelikleri ve endoskopi bulguları eşliğinde
klinik sonuçların değerlendirilmesi amaçlandı.
Olgu
Ciddi mortalite oranı nedeni ile ÜGK, gerek acil servisteki yö-
netimi gerekse endoskopik olarak yaklaşımı önemli yer tutmaktadır. Bitlis yöresinde ÜGK nedeni ile başvuran hastalar
değerlendirildiğinde, hastaların büyük kısmını erkek cinsiyet
ve yaşlı hasta grubu oluşturmaktaydı. Literatüre bakıldığında ÜGK ortalama olarak 60 yaş civarında görülmekte olup, erkeklerde yaklaşık 2 kat daha sık görülmektedir. Ülkemizde
farklı bölgelerinde ve yurt dışında yapılan çalışmalarda benzer sonuçlara ulaşıldığı görülmektedir (7-9).
Yapılan çalışmalarda ÜGK?nın en sık nedenleri olarak duedenal ve gastrik ülser olduğu görülmektedir. Yöremizde de
literatürü destekleyecek şekilde bu 2 hastalığın en sık nedenler olduğu izlenmiştir. Ülkemizde, Trabzon?da Türedi ve
arkadaşlarının yaptığı çalışmada, çalışmamızda olduğu gibi
en sık nedenler duedenal ülser, mide ülseri ve eroziv gastrit
olarak saptanmıştır. Antalya?da yapılan başka bir çalışmada
da benzer sonuçlara ulaşılmıştır (7,10). Çalışmamızda ÜGK
nedeni olarak malignitesi olan hastaların oranı %7.4 olarak
saptandı. Ülkemizde farklı coğrafi bölgelerde yapılan çalış-
malarda bu oran %3.4-9.5 arasında saptanmıştır. ÜGK?nın
genel nedenlerinden biri olan özofagus varis kanamasının
oranı ise %5.6 olarak bulunmuş olup, ülkemizdeki sıklığı ise
%12.3-19 aralığında değişmektedir. Bizim oranımızın düşük
olmasının nedeni muhtemel bu hastaların 3. basamak hastanelere sevki veya direkt olarak başvurmasından kaynaklanmaktadır (6,7,10).
ÜGK için en önemli risk faktörlerden biri de ilaç kullanımı
olup, en sık nedenleri ASA, non-steroid anti-inflamatuvar
ilaçlar (NSAİİ) ve antikoagülan ilaçlar oluşturmaktadır. Çalışmamızda hastaların yaklaşık dörtte birinin ilaç kullanımı
mevcut olup en sık kullanılan ilaçlar literatür ile uyumlu olarak izlendi. Ancak bazı çalışmalarda ÜGK ile başvuran
hastalarda ilaç kullanım oranı %52-60 gibi oldukça yüksek
değerlerde bildirilmiştir (6,9). Yukarıda bahsedilen ilaçlar
içerisinde özellikle NSAİİ toplumda sıklıkla kullanılmaktadır. NSAİİ, peptik ülser riskini 5-6 kat artırmaktadır ve bu
hastaların yaklaşık %1-4?ünde ülsere bağlı komplikasyon gelişmektedir (11,12). Bu nedenle ÜGK için orta ve yüksek risk
sınıfı taşıyan hastalara ek olarak proton pompa inhibitörü verilmesi gerektiği unutulmamalıdır (13).
ÜGK, kan kaybı ve çoğu zaman eşlik eden ko-morbid hastalıklar nedenleri ile yaşlı hastalar tarafından daha az tolere edilmektedir. Bu nedenle özelikle ko-morbit hastalığı olan yaşlı
hastalarda ÜGK olması durumunda destek tedavisi ile erken
hemostazın sağlanması ve endoskopik girişim oldukça önem
taşımaktadır. Çalışmamızda mortalite izlenen her iki hasta da
yaşlı olup, ko-morbit hastalıklar eşlik ediyordu. Ülkemizde
farklı bölgelerde yapılan çalışmalarda mortalite oranı %1.4-
9 arasında olup çalışmamıza benzer şekilde çoğu ko-morbit
hastalığı olan yaşlı hastalardan oluşmaktaydı (6-8).
Sonuç olarak, ÜGK olan hastalar hayati riskleri nedeniyle hız-
lı yaklaşım gerektirip, dikkatle izlenilmesi gerekmektedir. Yö-
remizde ÜGK nedeni ile başvuran hastaların genel özellikleri
ülkemizde bu konu ile ilgili yapılan diğer çalışmaların sonuçları ile uyumluluk göstermekteydi. Hastalarımızın çoğunlu-
ğunu erkek ve yaşlılar oluşturmaktaydı. Etiyolojik olarak en
sık nedenler mide ve duedonum ülseri olarak izlendi.
Gereç ve Yöntem
Çalışma Ocak 2014-Aralık 2017 tarihleri arasında Bitlis Devlet Hastanesi acil servisi kliniğine ÜGK nedeni ile başvuran
hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Değerlendirilmeye alınan hastalar, ?SISOFT? hastane işletim sistemi
içerisinden gastrointestinal kanama için kullanılan ICD kodları girilerek belirlendi. Çalışmaya dahil edilen hastaların acil
servis triaj formları ve dosyaları taranarak veriler elde edildi.
Dosya bilgileri yetersiz olan ve üst gastrointestinal sistem endoskopisi yapılmayan hastalar çalışmadan dışlandı.
Çalışma Verileri
Her bir hasta için verileri içeren standart bir form oluşturuldu. Bu form aşağıdaki bilgileri içeriyordu: 1-Demografik
özellikler. 2- Hastalık özgeçmişi ve kullanılan ilaçlar. 3- Baş-
vuru şikayeti (hematemez, melena, hematokezya, senkop, halsizlik-baş dönmesi). 4- Endoskopi bulguları (mide ülseri,
duedenal ülser, eroziv gastrit, bulbit, eroziv özafajit, mide
tümörü, özofagus varis kanaması, dieulafoy lezyonu, mide
polibi vs?). 5- Endoskopik tedavi tipi (skleroterapi, argon
plazma koagülasyon, elektrokoagülasyon, band ligasyonu).
6- Laboratuvar verileri. 7- Kanama tekrarının varlığı. 8-Hastanın yatış süresi ve klinik sonuç.
İstatistik
Verilerin istatistiksel analizi Statistical Package for Social
Sciences (SPSS) version 18 (SPSS Inc., Chicago, IL, United
States) bilgisayar program kullanılarak yapıldı. Sürekli de-
ğerler alan veriler ortalama (±standart sapma), gerektiğinde
ortanca değer (Çeyrekler arası aralık; 25.-75. persentiller)
olarak, kategorik veriler sıklık ve yüzde olarak (n, %) sunulmuştur.
Bulgular
Çalışmada toplam 66 hastanın verileri analiz edildi. On iki
hasta yetersiz veri nedeni ile çalışma dışı bırakıldı. Geriye
kalan 54 hastanın yaş ortalaması 50.59±17.9 yıl (18-97) idi.
Olguların çoğunluğunu erkek cinsiyet (%59.3, n=32) oluş-
turmaktaydı. Hastaların acil servise en sık başvuru şikayetleri hematemez ve melenaydı. Hastaların başvuru anında
ortalama hemoglobin değeri 9.95±2.89 mg/dl idi. Hastaların
%66.6?sında (n=42) yakın zamanda ilaç kullanım öyküsü bulunmazken, en sık kullanılan ilaçlar sırası ile %11.1 (n=6)
asetil salisilik asit (ASA), %5.6 (n=3) non-steroid antiinflamatuvar ilaç (NSAİİ) ve %5.6 (n=3) warfarin oluşturmaktaydı
(Tablo 1).
Endoskopik değerlendirme sonucuna göre en sık saptanan
lezyon duedenal ülser (n=17, %31.5) ve mide ülseriydi
(n=14, %25.9). Bunları sırası ile eroziv gastrit (n=4, %7.4),
malignite (n=4, % 7.4), özofagus varis kanaması (n=3, %5.6),
özofagus ülseri/özofajit (n=2, %3.7), anastomoz ülseri (n=2,
%3.7) ve kameron ülseri (n=1, %1.9) izliyordu. Hastaların
%12.9?unda (n=7) endoskopik değerlendirmede kanamaya
neden olabilecek lezyon saptanmadı (Tablo 2).
Endoskopi sırasında terapötik işlem gereksinimi olan hasta
sayısı 15 (%27.7) idi. Terapötik işlem yapılan bu hastaları
büyük çoğunluğunu mide ve duedenal ülserli hastalar oluş-
turmaktaydı. Terapötik işlemlerin %60?ını (n=9) adrenalin ile
uygulanan skleroterapi, %20?sini (n=3) skleroterapi+bipolar
koagülasyon, %13.3?ünü (n=2) band ligasyonu ve %6.6?sını
(n=1) argon plazma koagülasyon oluşturuyordu.
Hastaların ortalama yatış süresi 5.6±3.6 gün idi. Toplam 2
hastada mortalite izlendi. İlk hastanın ko-morbit hastalıkları
mevcuttu ve endoskopisinde duedenal ülser saptandı. Diğer
hastada ise Child-C karaciğer sirozu mevcuttu. Beş hastada
takip sırasında tekrar kanama izlendi. Tekrar kanayan hastaların hepsine ikinci kez endoskopik işlem gerçekleştirildi.
Tekrar kanaması olan hastaların 2?sinde mide ülseri, 2?sinde duedenal ülser ve bir hastada mide kanseri mevcuttu. Bu
hastaların hepsine tekrar terapötik endoskopi yapıldı. Ülseri
olan 4 hastanın takiplerinde tekrar kanama olmazken, mide
kanseri olan hasta anjiografik girişim amaçlı üçüncü basamak
merkeze sevk edildi.
Tartışma
Ciddi mortalite oranı nedeni ile ÜGK, gerek acil servisteki yö-
netimi gerekse endoskopik olarak yaklaşımı önemli yer tutmaktadır. Bitlis yöresinde ÜGK nedeni ile başvuran hastalar
değerlendirildiğinde, hastaların büyük kısmını erkek cinsiyet
ve yaşlı hasta grubu oluşturmaktaydı. Literatüre bakıldığında ÜGK ortalama olarak 60 yaş civarında görülmekte olup, erkeklerde yaklaşık 2 kat daha sık görülmektedir. Ülkemizde
farklı bölgelerinde ve yurt dışında yapılan çalışmalarda benzer sonuçlara ulaşıldığı görülmektedir (7-9).
Yapılan çalışmalarda ÜGK?nın en sık nedenleri olarak duedenal ve gastrik ülser olduğu görülmektedir. Yöremizde de
literatürü destekleyecek şekilde bu 2 hastalığın en sık nedenler olduğu izlenmiştir. Ülkemizde, Trabzon?da Türedi ve
arkadaşlarının yaptığı çalışmada, çalışmamızda olduğu gibi
en sık nedenler duedenal ülser, mide ülseri ve eroziv gastrit
olarak saptanmıştır. Antalya?da yapılan başka bir çalışmada
da benzer sonuçlara ulaşılmıştır (7,10). Çalışmamızda ÜGK
nedeni olarak malignitesi olan hastaların oranı %7.4 olarak
saptandı. Ülkemizde farklı coğrafi bölgelerde yapılan çalış-
malarda bu oran %3.4-9.5 arasında saptanmıştır. ÜGK?nın
genel nedenlerinden biri olan özofagus varis kanamasının
oranı ise %5.6 olarak bulunmuş olup, ülkemizdeki sıklığı ise
%12.3-19 aralığında değişmektedir. Bizim oranımızın düşük
olmasının nedeni muhtemel bu hastaların 3. basamak hastanelere sevki veya direkt olarak başvurmasından kaynaklanmaktadır (6,7,10).
ÜGK için en önemli risk faktörlerden biri de ilaç kullanımı
olup, en sık nedenleri ASA, non-steroid anti-inflamatuvar
ilaçlar (NSAİİ) ve antikoagülan ilaçlar oluşturmaktadır. Çalışmamızda hastaların yaklaşık dörtte birinin ilaç kullanımı
mevcut olup en sık kullanılan ilaçlar literatür ile uyumlu olarak izlendi. Ancak bazı çalışmalarda ÜGK ile başvuran
hastalarda ilaç kullanım oranı %52-60 gibi oldukça yüksek
değerlerde bildirilmiştir (6,9). Yukarıda bahsedilen ilaçlar
içerisinde özellikle NSAİİ toplumda sıklıkla kullanılmaktadır. NSAİİ, peptik ülser riskini 5-6 kat artırmaktadır ve bu
hastaların yaklaşık %1-4?ünde ülsere bağlı komplikasyon gelişmektedir (11,12). Bu nedenle ÜGK için orta ve yüksek risk
sınıfı taşıyan hastalara ek olarak proton pompa inhibitörü verilmesi gerektiği unutulmamalıdır (13).
ÜGK, kan kaybı ve çoğu zaman eşlik eden ko-morbid hastalıklar nedenleri ile yaşlı hastalar tarafından daha az tolere edilmektedir. Bu nedenle özelikle ko-morbit hastalığı olan yaşlı
hastalarda ÜGK olması durumunda destek tedavisi ile erken
hemostazın sağlanması ve endoskopik girişim oldukça önem
taşımaktadır. Çalışmamızda mortalite izlenen her iki hasta da
yaşlı olup, ko-morbit hastalıklar eşlik ediyordu. Ülkemizde
farklı bölgelerde yapılan çalışmalarda mortalite oranı %1.4-
9 arasında olup çalışmamıza benzer şekilde çoğu ko-morbit
hastalığı olan yaşlı hastalardan oluşmaktaydı (6-8).
Sonuç olarak, ÜGK olan hastalar hayati riskleri nedeniyle hız-
lı yaklaşım gerektirip, dikkatle izlenilmesi gerekmektedir. Yö-
remizde ÜGK nedeni ile başvuran hastaların genel özellikleri
ülkemizde bu konu ile ilgili yapılan diğer çalışmaların sonuçları ile uyumluluk göstermekteydi. Hastalarımızın çoğunlu-
ğunu erkek ve yaşlılar oluşturmaktaydı. Etiyolojik olarak en
sık nedenler mide ve duedonum ülseri olarak izlendi.
Kaynaklar
1. Longstreth GF. Epidemiology of hospitalization for acute upper gastrointestinal hemorrhage: a population-based study. Am J Gastroenterol
1995;90:206-10.
2. Silverstein FE, Feld AD, Gilbert DA. Upper gastrointestinal tract bleeding. Predisposing factors, diagnosis, and therapy. Arch Intern Med
1981;141:322-7.
3. Köksal Ö, Özeren G, Özdemir F, et al. Prospective validation of the
Glasgow Blatchford scoring system in patients with upper gastrointestinal bleeding in the emergency department. Turk J Gastroenterol
2012;23:448-55.
4. Paspatis GA, Matrella E, Kapsoritakis A, et al. An epidemiological study
of acute upper gastrointestinal bleeding in Crete, Greece. Eur J Gastroenterol Hepatol 2000;12:1215-20.
5. Del Piano M, Bianco MA, Cipolletta L, et al; Prometeo study group of the
Italian Society of Digestive Endoscopy (SIED). The ?Prometeo? study:
online collection of clinical data and outcome of Italian patients with
acute nonvariceal upper gastrointestinal bleeding. J Clin Gastroenterol
2013;47:e33-e7.
6. İçme F, Satar S, Akın FE, et al. Analysis of endoscopic and demographic data of the patients admitted to the emergency department with
non-variceal upper gastrointestinal bleeding. Turkish Medical Journal
2011;5:5-11.
7. Göksu E, Erken Ö, Erçetin Y, et al. Factors effecting mortality and demographic properties of patients presenting to the emergency department of Akdeniz University Hospital with upper gastrointestinal bleeding. Turk J Emerg Med 2004;4:121-6.
8. Gündüz A, Kesen J, Topbaş M, et al. Acil servise başvuran üst gastrointestinal sistem kanamalı olguların retrospektif analizi. İç Hastalıkları
Dergisi 2004;11:57-61.
9. Theocharis GJ, Arvaniti V, Assimakopoulos SF, et al. Acute upper gastrointestinal bleeding in octogenarians: clinical outcome and factors related to mortality. World J Gastroenterol 2008;14:4047-53.
10. Türedi S, Gündüz A,Yandı M. An etiological and prognostic evaluation
of patients with upper gastrointestinal bleeding from Karadeniz Technical University Department of Emergency Medicine. Turk J Emerg Med
2010;10:20-5.
11. Garcia Rodriguez LA, Hernandez-Diaz S. Relative risk of upper gastrointestinal complications among users of acetaminophen and nonsteroidal
anti-inflammatory drugs. Epidemiology 2001;12:570-6.
12. American Gastroenterological Association, Wilcox CM, Allison J, Benzuly K, et al. Consensus development conference on the use of nonsteroidal anti-inflammatory agents, including cyclooxygenase-2 enzyme
inhibitors and aspirin. Clin Gastroenterol Hepatol 2006;4:1082-9.
13. Pearson TA, Blair SN, Daniels SR, et al. AHA Guidelines for Primary
Prevention of Cardiovascular Disease and Stroke: 2002 Update: Consensus Panel Guide to Comprehensive Risk Reduction for Adult Patients
Without Coronary or Other Atherosclerotic Vascular Diseases. American
Heart Association Science Advisory and Coordinating Committee. Circulation 2002;106:388-91.