- Ana Sayfa
- Sayılar
- Nisan 2013
- Üst gastrointestinal sistem kanaması ön tanısı ile refere edilen hastalarda
endoskopik aktif kanama oranları
Nisan 2013 / (21 - 1)
Üst gastrointestinal sistem kanaması ön tanısı ile refere edilen hastalarda
endoskopik aktif kanama oranları
Yazarlar
İrfan KORUK, Hakan ÇAM, Musa AYDINLI, Nimet YILMAZ, M. Sait DAĞ, Umut DEMİR, Ayhan BALKAN
Kurumlar
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Gaziantep
Özet
Giriş ve Amaç:Üst gastrointestinal sistem kanamaları Gastroenterolojinin
önemli uğraş alanlarından birini oluşturmaktadır. Bu hastalarda ön klinik
değerlendirme en önemli basamaklardan birini oluşturmaktadır. Bazı hastalar gastrointestinal sistem kanama ön tanısı ile gönderilmelerine rağmen aktif
kanama izlenmemektedir. Bu çalışmada, üst gastrointestinal sistem kanaması
tanısı ile merkezimize refere edilen hastalardan aktif kanamalı hastalar ve
bunların endoskopi bulguları değerlendirildi. Gereç ve Yöntem:Toplam 20
aylık bir sürede kliniğimiz Endoskopi Ünitesi’ne üst gastrointestinal sistem
kanama ön tanısı ile refere edilen hastalar çalışmaya dahil edildi. Bu hastaların endoskopi bulguları ve aktif kanama oranları kaydedildi. Veriler retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Bu süre içerisinde toplam 13661 üst
gastrointestinal sistem endoskopisi yapılmıştır. Bunların 951 tanesine (%7)
üst gastrointestinal sistem kanama ön tanısı ile erken endoskopik işlem yapılmıştır. 232 hastada (%24,4) aktif kanamalı lezyon tespit edilmiştir. Bu
hastaların 120 tanesinde (%52) duodenal ülser, 67 hastada (%29) gastrik ülser, 29 hastada (%12) özofagus varisi, 16 hastada (%7) eroziv gastropati-bulbopati saptanmıştır. Hastaların 719’unda (%75,6) ise endoskopide tespit
edilen aktif kanama yoktu. Sonuç:Erken dönemde yapılan endoskopilerin
çoğunda aktif kanama olmaması, klinik olarak hastaların daha dikkatli de-ğerlendirilmesi ve acil endoskopi gereken hastaların iyi belirlenmesi gerekliliğini göstermektedir. Bu ise hem işgücünün aktif ve verimli kullanılması
hem de hastaların tedavi yönlendirilmesinde önem teşkil etmektedir.
Anahtar Kelimeler
Üst gastrointestinal sistem kanama, aktif kanama, klinik
değerlendirme
Giriş
Üst gastrointestinal sistem (GİS) kanaması gastroenterolojinin
en sık karşılaşılan sorunlarındandır. Şiddeti; gizli kanamadan,
abondan kanamaya kadar değişebilir. Hastalar kronik anemi
veya hipovolemik şok bulguları ile karşımıza çıkabilir. Acil
tedavi için hangi hastanın daha öncelikli olduğu ortaya konmalıdır. Erken endoskopi gereken hastalar mümkün olduğunca kısa sürede işleme alınmalıdır. Klinik olarak aktif üst GİS
kanama düşünülen hastalarda tanıyı doğrulamak ve tedaviyi
yönlendirmek için yapılan üst GİS endoskopisi altın standarttır
(1). Ancak endoskopinin zamanlaması ve endoskopi sonrası
elde edilen bulguların değerlendirilmesi ile bu hastalarda öncelikli olan ön değerlendirmenin tam yapılıp yapılmadığı önem
arz etmektedir. Bu çalışmada üst GİS kanama ön tanısı ile endoskopiye refere edilen hastalardan aktif kanamalı hastalar ve
bunların endoskopi bulguları değerlendirildi.
Olgu
Üst GİS kanama sık karşılaşılan ve önemli GİS acillerinden
birisidir. Tüm gelişmelere rağmen mortalite %10 olarak devam etmektedir (2). Bu hastalarda üst GİS endoskopi hem
tanı hem de tedavi için altın standart yöntemdir (1). Endoskopik tedavinin etkili ve zamanında yapılmasının mortalite
ve morbiditeyi azalttığı gösterilmiştir (3). Bununla birlikte
hangi hastaya acil endoskopi yapılması gerektiği iyi bilinmelidir. Bu çalışmada acil servis veya polikliniğe müracaat eden
ve klinik değerlendirme ile GİS kanama düşünülen hastalara
endoskopi yapılmıştır.
Üst GİS kanamasının tanısında anamnez ve fizik muayene
bulgularının değerlendirilmesi çok önemlidir. Bu sayede kanayan hastaya zamanında müdahale edilebileceği gibi gereksiz işlemlerin de önüne geçilecektir.
Demir, bizmut, multivitamin içeren preparatların gaita rengini siyah yapabileceği unutulmamalıdır (4). Kanama durduktan sonra 1-3 gün melena şeklinde dışkılama devam
eder. Gaitada gizli kan pozitifliği 3 haftaya kadar uzayabilir.
Hematemez olması yüksek ihtimalle üst GİS kanamasını gösterirken, olmaması ise kanamayı ekarte ettirmez. Nazogastrik
sondaya safralı sıvı gelmesi büyük ölçüde üst GİS kanamayı
ekarte ettirir (4). Yoğun üst GİS kanamasında kan sindirilmeden rektuma ulaşıp hematokezya şeklinde görülebilir. Bu
nedenle aşırı hematokezya ile müracaat eden hastaların %10
kadarında kanama nedeni alt değil, üst gastrointestinal kanaldadır (4).
Total kan hacminin %10’unu kaybeden hastada vagal senkop
görülebilir. Yüzde 20 kayıpta efor sonrası taşikardi, %30 kayıpta ayağa kalkınca hipotansiyon, %40 kayıpta sırtüstü yatarken hipotansiyon ve taşikardi, %50 kayıpta ise ciddi şok ve
ölüm görülür. Genel bir kural olarak; sistolik kan basıncı 100
mmHg’nin altında ve nabız dakika sayısı 100 atım/dk’dan
fazla ise volüm kaybı %20’den fazladır. Tilt testinin pozitif
olması da %20’den fazla volüm kaybına işaret eder (5).
Kliniğimize üst GİS kanama ile başvuran hastalara ortalama
endoskopi yapılma zamanı 4,5 saat olarak gerçekleşmiştir.
Üst GİS kanamalarında tedavi başarısını etkileyen faktörlerden birisi de klinik prezentasyonla endoskopi arasında geçen
süredir (6). Okutur ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada erken
endoskopi yapılan ve yapılmayan hastalar karşılaştırılmıştır.
Erken endoskopi gerektiren olguların yaşları daha ileri, hemoglobin düzeyi daha düşük saptanmıştır. Fakat ölüm oranları arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir (6). Günay ve
arkadaşlarının yaptığı merkezimize ait prospektif bir çalışmada hastaların acil servise başvurması ile endoskopiye alınması
arasında geçen süre ortalama 4,6 saat olarak belirlenmiştir
(7). Söz konusu çalışmada erken endoskopi ile hastanede kalma süresi ve mortalite oranının düştüğü saptanmıştır. Birçok
çalışma da özellikle risk grupları için erken endoskopik yaklaşımı desteklemektedir (8,9). Bu nedenle, özellikle yüksek
risk grubunda bulunan hastalara mümkün olan en kısa zamanda endoskopi uygulanmalıdır. Kliniğimizde 24 saat acil
endoskopi yapılabilmekte olup özellikle ileri yaş, önemli ek
hastalığı olan, hematemez ile başvuran, varis kanaması düşünülen ve takiplerinde progresif hemoglobin düşüklüğü olan
hastalara, ilk 24 saat içerisinde, en kısa zamanda endoskopi
işlemi yapılabilmektedir.
Bilindiği üzere nüks kanama da mortalite ile ilişkili bulunmuştur (10). Yine başka bir çalışmada 65 yaş üzeri olmak,
yandaş hastalık varlığı, geliş hemoglobin düzeyinin düşük olması, mide lavajında taze kan bulunması ve hematemez nüks
kanama ile anlamlı düzeyde ilişkili bulunmuştur (11).
Ateş ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada da 60 yaş üzeri
olmak ve/veya yandaş hastalığa sahip olmak mortalite için anlamlı risk faktörleri olarak saptanmıştır (12). Aynı çalışmada
erkek cinsiyet, sigara, nonsteroid antiinflamatuvar ilaç (NSA-İİ), antikoagülan ilaçlarla mortalite arasında ilişki saptanmamıştır. NSAİİ’ın özellikle yaşlılarda üst GİS kanama riskini
arttırdığı gösterilmiştir (13). Başka bir çalışmada yaşı ileri ve
yandaş hastalığı olan hastaların semptomatik olmasalar bile
mortalite oranının daha yüksek olduğu saptanmıştır (14).
Yaşlı ve yandaş hastalığı olanlar için cerrahi girişim oldukça
risklidir. Genellikle hipovolemiyi de tolere edemezler. Bu nedenle ivedilikle ve uygun bir endoskopik işlemle kanamaları-nın durdurulması gerekmektedir.
Kliniğimizde üst GİS kanama nedenlerine bakıldığında en sık
nedenin duodenal ülser olduğu görülmüştür (%52). Daha
sonra azalan sırayla gastrik ülser, varis kanaması, eroziv gastropati-bulbopati saptanmıştır (%29, %12, %7). Ülkemizde
yapılan diğer çalışmalarda da genellikle benzer sonuçlar elde
edilmiştir (15,16). Varis kanamaları ülser kanamalarına göre
daha ağır seyretmektedir (17). Ayrıca varis kanamalarında
nüks kanama daha fazla görülmektedir (18). İlk kanamadan
sonraki 5 gün nüks kanama için en riskli günlerdir. Varis
kanaması bu yönlerden yakın takip edilmelidir. Ülser kanamalarında da nüks kanamalarının önlenmesi adına mümkün
olduğunca kombine endoskopik tedavi düşünülmelidir (19).
Bizim çalışmamızda acil servis veya polikliniğe üst GİS kanama bulguları ile müracaat eden hastalarda ilk 24 saat içerisinde uygulanan endoskopinin sonuçları ve bu hastaların
ne kadarında endoskopik olarak aktif kanama olup olmadığı
araştırıldı. Hastaların sadece %24,4’ünde endoskopik olarak
aktif kanama tespit edilmiştir. Erken dönemde yapılan endoskopilerin %75,6’sinde aktif kanama olmaması, klinik olarak
hastaların daha dikkatli değerlendirilmesi ve acil endoskopi
gereken hastaların iyi tespiti gerekliliğini göstermektedir. Bu
ise hem işgücünün aktif ve verimli kullanılması hem de hastaların tedavi yönlendirilmesinde önem teşkil etmektedir.
Üst GİS kanaması düşünülen hasta ile karşılaşıldığında veriler
iyi bir şekilde ortaya konmalı, klinik ve laboratuvar değerlendirme ile erken endoskopik işlem gereken hastalar belirlenmelidir. Farmakolojik tedavi ve gerekirse transfüzyonla
hastanın hemodinamisi desteklenmelidir. Özellikle mortalite
ve nüks kanama açısından yüksek risk göstergeleri bulunan
hastalara mümkün olan en kısa zamanda endoskopi yapılmalıdır. Böylece mortalitesi yüksek olan cerrahi bir girişimin
önüne geçilebileceği gibi, zaman ve enerji kaybı da en aza
indirilmiş olacaktır.
Gereç ve Yöntem
Bu çalışmaya toplam 20 aylık sürede Gaziantep Üniversitesi
Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Endoskopi Ünitesi’ne poliklinikten veya acil servisten üst GİS kanama ön tanı-sı ile endoskopi yapılmak üzere yönlendirilen hastalar alındı.
Bu hastaların verileri dosyalar üzerinden retrospektif olarak
tarandı. Bu hastalar arasından acile veya polikliniğe başvuru-şundan sonraki ilk 24 saat içinde üst GİS endoskopisi (erken
endoskopi) yapılan hastalar çalışmaya dahil edilerek sonuçları
takip edildi. Klinikte, ileri yaştaki hastalar, aktif hematemezi
olanlar, takipte hematokrit değerlerinde progresif düşüş olanlar, özofagus varis kanaması ön tanısı olan hastalar öncelikli
olarak erken dönemde (ilk 24 saat içerisinde) endoskopiye
alınmaktadır. Hastaların endoskopi sonuçları, aktif kanama
oranı ve tespit edilen patolojiler kaydedildi.
Bulgular
Belirtilen tarihler arasında toplam 13661 üst GİS endoskopisi
yapılmıştır. Bunların 951 tanesine (%7) üst GİS kanama ön
tanısı ile erken endoskopik işlem yapılmıştır. Bu hastaların
sonuçları kaydedilmiştir. Üst GİS’inde kanama ön tanısı ile
yapılan 951 endoskopinin 232 tanesinde (%24,4) endoskopide aktif kanamalı lezyon tespit edilmiştir (Şekil 1). Bu hastaların 120 tanesinde (%52) duodenal ülser, 67’sinde (%29)
gastrik ülser, 29’unda (%12) özofagus varisi, 16’sında (%7)
eroziv gastropati-bulbopati tespit edilmiştir (Şekil 2). Aktif
kanamalı hastaların demografik özellikleri Tablo 1’de ve lezyonların Forrest sınıflaması Tablo 2’de belirtilmiştir. Erkekler
bütün gruplarda kanamalı hastaların çoğunluğunu oluşturuyordu. Özellikle duodenal ülser (3.6/1) ve özofagus varis kanamasında (2.4/1) sayı olarak erkek üstünlüğü belirgindi. Yaş
ortalaması olarak en genç grup 48 yaş ile eroziv gastritbulbit
iken en yaşlı grup 64 yaş ile duodenal ülser grubuydu. Anatomik olarak ise duodenal ülserlerin %90’ı bulbusta, %10’u
duodenum 2. ve 3. kısmında izlendi. Gastrik ülserler ise %70
antrum, %16 korpus, %10 fundus ve %4 kardiyada yerleşmişti. Üst GİS kanama ön tanısı ile yapılan endoskopilerin
ortalama işleme alınma süreleri 4,5 (range: 0,5-24) saat idi.
Hastaların 719’unda (%75,6) endoskopide tespit edilen aktif
kanama yoktu
Tartışma
Üst GİS kanama sık karşılaşılan ve önemli GİS acillerinden
birisidir. Tüm gelişmelere rağmen mortalite %10 olarak devam etmektedir (2). Bu hastalarda üst GİS endoskopi hem
tanı hem de tedavi için altın standart yöntemdir (1). Endoskopik tedavinin etkili ve zamanında yapılmasının mortalite
ve morbiditeyi azalttığı gösterilmiştir (3). Bununla birlikte
hangi hastaya acil endoskopi yapılması gerektiği iyi bilinmelidir. Bu çalışmada acil servis veya polikliniğe müracaat eden
ve klinik değerlendirme ile GİS kanama düşünülen hastalara
endoskopi yapılmıştır.
Üst GİS kanamasının tanısında anamnez ve fizik muayene
bulgularının değerlendirilmesi çok önemlidir. Bu sayede kanayan hastaya zamanında müdahale edilebileceği gibi gereksiz işlemlerin de önüne geçilecektir.
Demir, bizmut, multivitamin içeren preparatların gaita rengini siyah yapabileceği unutulmamalıdır (4). Kanama durduktan sonra 1-3 gün melena şeklinde dışkılama devam
eder. Gaitada gizli kan pozitifliği 3 haftaya kadar uzayabilir.
Hematemez olması yüksek ihtimalle üst GİS kanamasını gösterirken, olmaması ise kanamayı ekarte ettirmez. Nazogastrik
sondaya safralı sıvı gelmesi büyük ölçüde üst GİS kanamayı
ekarte ettirir (4). Yoğun üst GİS kanamasında kan sindirilmeden rektuma ulaşıp hematokezya şeklinde görülebilir. Bu
nedenle aşırı hematokezya ile müracaat eden hastaların %10
kadarında kanama nedeni alt değil, üst gastrointestinal kanaldadır (4).
Total kan hacminin %10’unu kaybeden hastada vagal senkop
görülebilir. Yüzde 20 kayıpta efor sonrası taşikardi, %30 kayıpta ayağa kalkınca hipotansiyon, %40 kayıpta sırtüstü yatarken hipotansiyon ve taşikardi, %50 kayıpta ise ciddi şok ve
ölüm görülür. Genel bir kural olarak; sistolik kan basıncı 100
mmHg’nin altında ve nabız dakika sayısı 100 atım/dk’dan
fazla ise volüm kaybı %20’den fazladır. Tilt testinin pozitif
olması da %20’den fazla volüm kaybına işaret eder (5).
Kliniğimize üst GİS kanama ile başvuran hastalara ortalama
endoskopi yapılma zamanı 4,5 saat olarak gerçekleşmiştir.
Üst GİS kanamalarında tedavi başarısını etkileyen faktörlerden birisi de klinik prezentasyonla endoskopi arasında geçen
süredir (6). Okutur ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada erken
endoskopi yapılan ve yapılmayan hastalar karşılaştırılmıştır.
Erken endoskopi gerektiren olguların yaşları daha ileri, hemoglobin düzeyi daha düşük saptanmıştır. Fakat ölüm oranları arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir (6). Günay ve
arkadaşlarının yaptığı merkezimize ait prospektif bir çalışmada hastaların acil servise başvurması ile endoskopiye alınması
arasında geçen süre ortalama 4,6 saat olarak belirlenmiştir
(7). Söz konusu çalışmada erken endoskopi ile hastanede kalma süresi ve mortalite oranının düştüğü saptanmıştır. Birçok
çalışma da özellikle risk grupları için erken endoskopik yaklaşımı desteklemektedir (8,9). Bu nedenle, özellikle yüksek
risk grubunda bulunan hastalara mümkün olan en kısa zamanda endoskopi uygulanmalıdır. Kliniğimizde 24 saat acil
endoskopi yapılabilmekte olup özellikle ileri yaş, önemli ek
hastalığı olan, hematemez ile başvuran, varis kanaması düşünülen ve takiplerinde progresif hemoglobin düşüklüğü olan
hastalara, ilk 24 saat içerisinde, en kısa zamanda endoskopi
işlemi yapılabilmektedir.
Bilindiği üzere nüks kanama da mortalite ile ilişkili bulunmuştur (10). Yine başka bir çalışmada 65 yaş üzeri olmak,
yandaş hastalık varlığı, geliş hemoglobin düzeyinin düşük olması, mide lavajında taze kan bulunması ve hematemez nüks
kanama ile anlamlı düzeyde ilişkili bulunmuştur (11).
Ateş ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada da 60 yaş üzeri
olmak ve/veya yandaş hastalığa sahip olmak mortalite için anlamlı risk faktörleri olarak saptanmıştır (12). Aynı çalışmada
erkek cinsiyet, sigara, nonsteroid antiinflamatuvar ilaç (NSA-İİ), antikoagülan ilaçlarla mortalite arasında ilişki saptanmamıştır. NSAİİ’ın özellikle yaşlılarda üst GİS kanama riskini
arttırdığı gösterilmiştir (13). Başka bir çalışmada yaşı ileri ve
yandaş hastalığı olan hastaların semptomatik olmasalar bile
mortalite oranının daha yüksek olduğu saptanmıştır (14).
Yaşlı ve yandaş hastalığı olanlar için cerrahi girişim oldukça
risklidir. Genellikle hipovolemiyi de tolere edemezler. Bu nedenle ivedilikle ve uygun bir endoskopik işlemle kanamaları-nın durdurulması gerekmektedir.
Kliniğimizde üst GİS kanama nedenlerine bakıldığında en sık
nedenin duodenal ülser olduğu görülmüştür (%52). Daha
sonra azalan sırayla gastrik ülser, varis kanaması, eroziv gastropati-bulbopati saptanmıştır (%29, %12, %7). Ülkemizde
yapılan diğer çalışmalarda da genellikle benzer sonuçlar elde
edilmiştir (15,16). Varis kanamaları ülser kanamalarına göre
daha ağır seyretmektedir (17). Ayrıca varis kanamalarında
nüks kanama daha fazla görülmektedir (18). İlk kanamadan
sonraki 5 gün nüks kanama için en riskli günlerdir. Varis
kanaması bu yönlerden yakın takip edilmelidir. Ülser kanamalarında da nüks kanamalarının önlenmesi adına mümkün
olduğunca kombine endoskopik tedavi düşünülmelidir (19).
Bizim çalışmamızda acil servis veya polikliniğe üst GİS kanama bulguları ile müracaat eden hastalarda ilk 24 saat içerisinde uygulanan endoskopinin sonuçları ve bu hastaların
ne kadarında endoskopik olarak aktif kanama olup olmadığı
araştırıldı. Hastaların sadece %24,4’ünde endoskopik olarak
aktif kanama tespit edilmiştir. Erken dönemde yapılan endoskopilerin %75,6’sinde aktif kanama olmaması, klinik olarak
hastaların daha dikkatli değerlendirilmesi ve acil endoskopi
gereken hastaların iyi tespiti gerekliliğini göstermektedir. Bu
ise hem işgücünün aktif ve verimli kullanılması hem de hastaların tedavi yönlendirilmesinde önem teşkil etmektedir.
Üst GİS kanaması düşünülen hasta ile karşılaşıldığında veriler
iyi bir şekilde ortaya konmalı, klinik ve laboratuvar değerlendirme ile erken endoskopik işlem gereken hastalar belirlenmelidir. Farmakolojik tedavi ve gerekirse transfüzyonla
hastanın hemodinamisi desteklenmelidir. Özellikle mortalite
ve nüks kanama açısından yüksek risk göstergeleri bulunan
hastalara mümkün olan en kısa zamanda endoskopi yapılmalıdır. Böylece mortalitesi yüksek olan cerrahi bir girişimin
önüne geçilebileceği gibi, zaman ve enerji kaybı da en aza
indirilmiş olacaktır.
Kaynaklar
1. Arasaradnam RP, Donnelly MT. Acute endoscopic intervention in nonvariceal upper gastrointestinalbleeding. Postgrad Med J 2005;81:92-8.
2. Rolihauser C, Fleischer DE. Nonvariceal upper gastrointestinal bleeding.
Endoscopy 2004;36:52-8.
3. Cook DJ, Guyatt GH, Salena BJ, Laine LA. Endoscopic therapy for acute
nonvariceal upper gastrointestinal hemorrhage: a meta-analysis. Gastroenterology 1992;102:139-48.
4. İliçin G, Biberoğlu K, Süleymanlar G, Ünal S. İç Hastalıkları, Güneş Kitabevi. 2. Baskı: 2005 Cilt 1, Bölüm 9: 1661-62.
5. Çalangu S, Güler K. Acil Dahiliye. 5. Baskı. İstanbul Tıp Fakültesi
Kitaplığı. 1997;319-20.
6. Okutur SK, Alkım C, Bes C, et al. Akut üst gastrointestinal sistem
kanamaları: 230 olgunun analizi. Akademik Gastroenteroloji Dergisi
2007;6:30-6.
7. Günay N, Yıldırım C, Sezgin S, et al. Acil servise başvuran üst gastrointestinal sistem kanamalı hastalar için bazı zaman değerlerinin prospektif
olarak saptanması. Akademik Acil Tıp Dergisi 2006;4:17-20.
8. Longstreth GF, Feitelberg SP. Successful outpatient management of
acute upper gastrointestinal hemorrhage: use of practice guidelines in a
large patient series. Gastrointest Endosc 1998;47:219-22.
9. Cooper GS, Chak A, Connors AF Jr, et al. The effectiveness of early
endoscopy for upper gastrointestinal hemorrhage: a community-based
analysis. Med Care 1998;36:462-74.
10. Guglielmi A, Ruzzenente A, Sandri M, et al. Risk assessment and prediction of rebleeding in bleeding gastroduodenal ulcer. Endoscopy
2002;34:778-86.
11. Barkun A, Bardou M, Marshall JK. Nonvariceal Upper GI Bleeding Consensus Conference Group. Consensus recommendations for managing
patients with nonvariceal upper gastrointestinal bleeding. Ann Intern
Med 2003;139:843-57.
12. Ateş F, Karıncaoğlu M, Aladağ M. Varis dışı üst gastrointestinal sistem
kanamalı 524 olgunun değerlendirilmesi. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2008;15:93-8.
13. Küçükardalı Y, Yazgan Y, Çankır Z, et al. Geriatrik popülasyonda nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlara bağlı olan ve olmayan üst gastrointestinal sistem kanamalı olguların karşılaştırılması. Turkish Journal of Geriatrics 2002;5:87-90.
14. Kaplan RC, Hecbert SR, Psaty BM. Risk factors for hospitalized upper or
lower gastrointestinal tract bleeding intreated hypertensives. Prev Med
2002;34:455-62.
15. Yenigün EC, Pirpir A, Aytan P, Ulusal G, et al. Üst gastrointestinal sistem
kanamalı hastaların özelliklerinin değerlendirilmesi. Akademik Gastroenteroloji Dergisi 2006;5:116-22.
16. Aksöz K, Ünsal B, Akyol Z. Üst gastrointestinal kanamalı 2568 hastanın
değerlendirilmesi. Turk J Gastroenterol 1995;6:262-4.
17. Bjorkman D. GI hemorrhage and occult GI bleeding. In: Goldman L,
Ausiello D. Cecil Textbook of Medicine. 22nd ed. Philadelphia, Pa:
Saunders Elsevier; 2004:chap 133.
18. Yücesoy M, Baskol M, Keklik M, et al. Efficacy of five days of subcutaneous octreotide treatment after sclerotherapy in preventing rebleeding
from esophageal varices. Turk J Gastroenterol 2004;15:137-43.
19. Oh DS, Pisegna JR. Management of upper gastrointestinal bleeding. Clin
Fam Pract 2004;6:631-45.