- Ana Sayfa
- Sayılar
- Ağustos 2013
- Kolorektal kanserli hastaların asemptomatik birinci derece yakınlarının
kolonoskopik değerlendirme sonuçları: Tek merkezli prospektif çalışma
Ağustos 2013 / (21 - 2)
Kolorektal kanserli hastaların asemptomatik birinci derece yakınlarının
kolonoskopik değerlendirme sonuçları: Tek merkezli prospektif çalışma
Yazarlar
Bilal ERGÜL, Murat SARIKAYA, Zeynal DOĞAN, Levent FİLİK
Kurumlar
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gastroneteroloji Bölümü, Ankara
Özet
Giriş ve Amaç:Kolorektal kanserli hastaların birinci derece akrabalarında
kolorektal neoplazm gelişme riski artmıştır, mevcut kılavuzlar bu bireylerde kolonoskopik tarama yapılmasını önermektedir. Çalışmamızın amacı,
kolorektal kanserli hastaların asemptomatik birinci derece yakınlarında kolonoskopik tarama sonuçlarının değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: En
az bir birinci derece akrabasında kolorektal kanser öyküsü olan toplam 80
asemptomatik kişiye (52 kadın, 28 erkek; ortalama yaş 41,6±12,9, 19-75)
kolonoskopi yapıldı. Çalışmaya alınma kriterleri olarak; asemptomatik, 40
yaşından büyük veya indeks vakadan en fazla 10 yaş küçük olması olarak
belirlendi. Bulgular:Toplam 22 hastada 36 kolorektal lezyon tespit edildi: 2
hastada (%5,5) adenokarsinom ve kalan 20 hastada 34 polipoid lezyon saptandı: 19’u (52,7%) düşük riskli adenom, 10’u (27,8%) yüksek riskli adenom
ve 5 (13,9%) hastada hiperplastik polip. İşlem tüm hastalarda komplikasyon
olmadan çok iyi şekilde tolere edildi. Tartışma:Kolonoskopik tarama, kolorektal kanserli hastaların birinci derece yakınlarında polip ve adenokarsinom
saptanmasında etkili ve güvenlidir
Anahtar Kelimeler
Kolonoskopik tarama, birinci derece akraba, kolorektal
kanser, polip
Giriş
Kolorektal kanser, gelişmiş ülkelerde kansere bağlı ölümler
arasında 2. sırada yer almaktadır (1). Kolorektal kanser gelişen vakalarda %20-25 oranın aile öyküsü mevcuttur. Birinci derece yakınında, herediter non-polipozis kolorektal
kanser ve familyal adenomatöz polipozis koli gibi genetik
sendromlar haricinde kolorektal kanser öyküsü olanlarda,
normal popülasyona göre kolon kanseri gelişme riski 2-4 kat
artmaktadır (2). Kolorektal kanserin ortaya çıktığı yaş, görülen akraba sayısı ve yakınlığı, hastalığın oluşumu için temel
risk faktörleridir (3). İleri evre adenomatöz lezyon (≥10 mm
adenom, villöz komponent veya ağır displazi) saptananlarda,
yıllık kanser gelişim riski %2.6-5.7 oranındadır (3). Pozitif
aile öyküsü olan bireylerde kolonoskopik tarama yapılarak
saptanan poliplerin çıkarılması ile kolorektal kanser insidansı
ve mortalitesinde azalma olduğu gösterilmiştir (4). Bu yüzden
birçok ülkede sigmoidoskopi ve gaitada gizli kan ölçülmesi
yerine, kolonoskopi ile tarama programları uygulanmaktadır.
Yaygın kabul gören tedavi kılavuzları Amerikan GastroenteBilal ERGÜL, Murat SARIKAYA, Zeynal DOĞAN, Levent FİLİK
roloji Kolleji (ACG) (5), Amerikan Gastrointestinal Endoskopi Derneği (ASGE) (6) ve Amerikan Gastroenteroloji Birliği
(AGA) (7) genel olarak 60 yaşından önce kolon kanseri görülen hastaların birinci derece yakınlarına 40 yaşından sonra
5 yılda bir kolonoskopi taraması önermektedir. 60 yaşından
sonra saptananların birinci derece yakınlarına ise, ASGE ve
AGA 40 yaşından sonra, ACG ise 50 yaşından sonra kolon
taraması önermektedir.
Kolon kanseri gelişiminde yaş, genetik faktörler, aile öyküsünün yanı sıra diyet, coğrafi bölge gibi değişkenler de etkili
olmaktadır. Biz bu çalışmada, birinci derece yakınında kolon
kanseri olan asemptomatik bireylerin kolonoskopi sonuçları
ile ilgili ülkemizden yayınlanmış bir çalışma olmadığından,
bölgemizdeki bulguları ortaya koymayı amaçladık.
Olgu
Kolonoskopi, birinci derece akrabasında kolon kanseri olan
bireylerde yaygın olarak kullanılan bir tarama yöntemidir.
Bu çalışmada, tarama programına katılan toplam 80 hastanın
%27,5’inde kolonda lezyon saptanmıştır. Literatürde asemptomatik birinci derece yakınların tarama programlarında
%16,7, %28,8, %36,1 gibi farklı oranlarda patolojik bulgulara rastlanmıştır (8-10).
İleri evre neoplastik lezyon, çalışmaya katılan hastaların
%13,7’sinde bulundu. Bu oran, kolon kanserli hastaların
birinci derece akrabalarında kanser gelişme riskinin arttığı
bilgisini desteklemektedir. Pariente ve arkadaşlarının yaptığı
vaka-kontrollü çalışmada, ileri evre neoplastik lezyon gelişme
riskinin birinci derece akrabalarda 2,6 kat arttığını göstermiş-tir (11). Son yıllarda Armelao ve arkadaşlarının yaptığı iki büyük çalışmada, birinci derece akrabalarda ileri evre neoplastik
lezyon görülme oranları %8,8 ve %11,3 olarak bulunmuştur
(12, 13). Yine bu çalışmada multivaryant analiz sonucunda
kontrol gruba göre küçük polip görülme riski artmazken, ileri evre neoplastik polip görülme riskinde 2,4 kat artış saptanmıştır (13).
İleri evre neoplastik lezyon görülme riski yaşla birlikte artmaktadır (14). Bizim çalışmamızda, 40 yaşından küçüklerde
ileri evre neoplastik lezyon saptanma oranı %11,1 olurken,
40 yaşın üzerindekilerde %15,1 olarak bulundu. Gutiérrez ve
arkadaşlarının 263 hastalık serisinde bu oran 40 yaşın altında
%10,8 iken, 40-44 yaş grubunda %16,4, 45-49 yaş grubunda
%20,9 ve 60 yaş üzerinde %25,4 olarak saptanmıştır (10).
Blanco ve arkadaşlarının yenilerde yaptığı bir çalışmada, kolorektal kanserli hastaların asemptomatik birinci derece yakınlarında 40-50, 50-60 ve 60-70 yaş gruplarında adenom ve
ileri evre neoplastik lezyon görülme sıklıkları açısından fark
saptanmamış ve 40 yaşından sonra bu grupta tarama programına başlanması önerilmiştir (15). 640 vakalık geniş bir
seride 40-45 yaş grubundaki adenom saptanma riskinin 45-50 yaş grubunda belirgin olarak daha da arttığı gösterilmiştir
(16). Bu durum 60 yaşından önce kolorektal kanser saptanan
hastaların 1. derece akrabalarında tarama programının 5 yılda
bir yapılması gerekliliğini desteklemektedir.
Sonuç olarak, pozitif aile öyküsü kolorektal kanser gelişiminde çok iyi tanımlanmış bir risk faktörüdür. Çalışmamızda saptadığımız, yüksek riskli adenom ve adenokarsinom oranları
literatürle genel olarak uyumlu bulunmuştur. Kolon kanseri
insidansını düşürmek ve mortaliteyi azaltmak için, pozitif aile
öyküsü olan bireyler 40 yaşından sonra veya indeks vakadan
10 yaş önce olacak şekilde tarama programına alınmalıdır.
Gereç ve Yöntem
Çalışmamız Ocak 2011- Aralık 2012 tarihleri arasında Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünde yapıldı. Kolonoskopi işlemi esnasında kolon kanseri
tanısı konulan hastaların 1. derece yakınlarına kolonoskopi
yapılması önerildi. Ayrıca başka bir nedenden poliklinik muayenesine gelen hastalar, 1. derece yakınında kolon kanseri
varlığı açısından sorgulandı, pozitif aile öyküsü olanlara kolonoskopik inceleme tavsiye edildi. Çalışmaya alınma kriterleri olarak; asemptomatik, 40 yaşından büyük veya indeks
vakadan en fazla 10 yaş küçük olması belirlendi. Daha önceden bilinen gastrointestinal sisteme ait kanser veya kronik
inflamatuvar hastalığı olanlar, son 5 yıl içinde tarama amaçlı kolonoskopi yaptıranlar, kolonoskopik inceleme yapılan
ancak yetersiz temizlik nedeniyle işlemin optimal olmadığı
vakalar çalışma dışı bırakıldı. Hastalara midazolam+fentanil
ile sedasyon eşliğinde kolonoskopi yapıldı. Hastaların yaşları,
cinsiyetleri, kolonoskopi bulguları, polip sayısı, büyüklüğü
ve lokalizasyonu, patolojik sonuçları not edildi. Patolojik
bulgular adenokarsinom, yüksek riskli adenom (≥10 mm ve/
veya villöz komponent içermesi) ve düşük riskli adenom (tübüler adenom <10 mm) şeklinde sınıflandırıldı.
Çalışmadaki verilerin analizinde SPSS 15.0 for Windows
(SPSS, Inc, Chicago, IL, USA) programı kulanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerin yanı sıra grupların karşılaştırılması için student-t testi ve
Ki-kare testi kullanılmıştır.
Bulgular
Çalışmaya 52’si kadın, 28’i erkek olmak üzere toplam 80 hasta dahil edildi. Hastaların ortalama yaşları 46,3±12,9 (19-75)
idi. Vakaların 64’ünün anne-babasında, 15’inin kardeşinde
kolon kanseri öyküsü mevcuttu. Hastaların ayrıntılı karakteristik bulguları Tablo 1’de görülmektedir.
Hastaların 58’inde (%72,5) normal kolonoskopik bulgular
saptanırken, 2 (%2,5) hastada adenokarsinom, 20 (%25)
hastada da kolon polipleri saptandı. Bu 22 hastada toplam 36
neoplastik veya düşük neoplastik riskli polip bulundu. Tespit
edilen poliplerden 10 mm ve daha büyük olanların 7’si (7/12)
histolojik olarak malignite veya villöz komponent içerirken,
10 mm’den küçük poliplerin sadece 1’i (1/24) villöz histoloji
içermekteydi (Tablo 2). Toplam 11 hastada (%13,7) ileri evre
neoplastik lezyon saptandı. Adenokarsinom ve yüksek riskli
polip saptanan hastalar ile düşük riskli polip saptanan hastaların ayrınıtılı özellikleri Tablo 3’de mevcuttur. Lezyonların
büyük kısmı sol kolonda lokalize iken (28/36), sağ kolonda
sadece 1 vakada polip saptandı. Kolonoskopik inceleme ile saptanan poliplerin lokalizasyonu ve histolojik özellikleri ayrıntılı olarak Tablo 2’de görülmektedir.
Tartışma
Kolonoskopi, birinci derece akrabasında kolon kanseri olan
bireylerde yaygın olarak kullanılan bir tarama yöntemidir.
Bu çalışmada, tarama programına katılan toplam 80 hastanın
%27,5’inde kolonda lezyon saptanmıştır. Literatürde asemptomatik birinci derece yakınların tarama programlarında
%16,7, %28,8, %36,1 gibi farklı oranlarda patolojik bulgulara rastlanmıştır (8-10).
İleri evre neoplastik lezyon, çalışmaya katılan hastaların
%13,7’sinde bulundu. Bu oran, kolon kanserli hastaların
birinci derece akrabalarında kanser gelişme riskinin arttığı
bilgisini desteklemektedir. Pariente ve arkadaşlarının yaptığı
vaka-kontrollü çalışmada, ileri evre neoplastik lezyon gelişme
riskinin birinci derece akrabalarda 2,6 kat arttığını göstermiş-tir (11). Son yıllarda Armelao ve arkadaşlarının yaptığı iki büyük çalışmada, birinci derece akrabalarda ileri evre neoplastik
lezyon görülme oranları %8,8 ve %11,3 olarak bulunmuştur
(12, 13). Yine bu çalışmada multivaryant analiz sonucunda
kontrol gruba göre küçük polip görülme riski artmazken, ileri evre neoplastik polip görülme riskinde 2,4 kat artış saptanmıştır (13).
İleri evre neoplastik lezyon görülme riski yaşla birlikte artmaktadır (14). Bizim çalışmamızda, 40 yaşından küçüklerde
ileri evre neoplastik lezyon saptanma oranı %11,1 olurken,
40 yaşın üzerindekilerde %15,1 olarak bulundu. Gutiérrez ve
arkadaşlarının 263 hastalık serisinde bu oran 40 yaşın altında
%10,8 iken, 40-44 yaş grubunda %16,4, 45-49 yaş grubunda
%20,9 ve 60 yaş üzerinde %25,4 olarak saptanmıştır (10).
Blanco ve arkadaşlarının yenilerde yaptığı bir çalışmada, kolorektal kanserli hastaların asemptomatik birinci derece yakınlarında 40-50, 50-60 ve 60-70 yaş gruplarında adenom ve
ileri evre neoplastik lezyon görülme sıklıkları açısından fark
saptanmamış ve 40 yaşından sonra bu grupta tarama programına başlanması önerilmiştir (15). 640 vakalık geniş bir
seride 40-45 yaş grubundaki adenom saptanma riskinin 45-50 yaş grubunda belirgin olarak daha da arttığı gösterilmiştir
(16). Bu durum 60 yaşından önce kolorektal kanser saptanan
hastaların 1. derece akrabalarında tarama programının 5 yılda
bir yapılması gerekliliğini desteklemektedir.
Sonuç olarak, pozitif aile öyküsü kolorektal kanser gelişiminde çok iyi tanımlanmış bir risk faktörüdür. Çalışmamızda saptadığımız, yüksek riskli adenom ve adenokarsinom oranları
literatürle genel olarak uyumlu bulunmuştur. Kolon kanseri
insidansını düşürmek ve mortaliteyi azaltmak için, pozitif aile
öyküsü olan bireyler 40 yaşından sonra veya indeks vakadan
10 yaş önce olacak şekilde tarama programına alınmalıdır.
Kaynaklar
1. Parkin DM, Bray F, Ferlay J, Pisani P. Global cancer statistics, 2002. CA
Cancer J Clin 2005; 55: 74-108.
2. Johns LE, Houlston RS. A systematic review and meta-analysis of familial
colorectal cancer risk. Am J Gastroenterol 2001; 96: 2992-3003.
3. Brenner H, Hoffmeister M, Stegmaier C, et al. Risk of progression of
advanced adenoma to colorectal cancer by age and sex: estimates based
on 840149 screening colonoscopies. Gut 2007; 56: 1585-9.
4. Dove-Edwin I, Sasieni P, Adams J, et al. Prevention of colorectal cancer by colonoscopic surveillance in individuals with a family history of
colorectal cancer: 16 year, prospective, follow-up study. BMJ 2005; 331:
1047-9.
5. Levin B, Lieberman DA, McFarland B, et al. Screening and surveillance
for the early detection of colorectal cancer and adenomatous polyps,
2008: a joint guideline from the American Cancer Society, the US MultiSociety Task Force on Colorectal Cancer, and the American College of
Radiology. Gastroenterology 2008; 134: 1570-95.
6. Rex DK, Johnson DA, Anderson JC, et al. American College of Gastroenterology guidelines for colorectal cancer screening 2009. Am J Gastroenterol 2009; 104: 739-50.
7. Davila RE, Rajan E, Baron TH, et al. ASGE guideline: colorectal cancer
screening and surveillance. Gastrointest Endosc 2006; 63: 546-57.
8. Maxim M, Trifan A, Stanciu C. Colonoscopic screening of asymptomatic
individuals with a family history of colorectal cancer. Rev Med Chir Soc
Med Nat Iasi 2010; 114: 993-7.
9. Croitoru L, Trifan A, Maxim MR, et al. Colonoscopic screening of asymptomatic first-degree relatives of colorectal cancer patients. Rev Med
Chir Soc Med Nat Iasi 2010; 114: 683-6.
10. Puente Gutiérrez JJ, Marín Moreno MA, Domínguez Jiménez JL, et al.
Effectiveness of a colonoscopic screening programme in first-degree
relatives of patients with colorectal cancer. Colorectal Dis 2011; 13:
e145-53.
11. Pariente A, Milan C, Lafon J, Faivre J. Colonoscopic screening in firstdegree relatives of patients with ‘sporadic’ colorectal cancer: a case–control study. Gastroenterology 1998; 115: 7-12.
12. Armelao F, Orlandi PG, Tasini E, et al. High uptake of colonoscopy in
first-degree relatives of patients with colorectal cancer in a healthcare
region: a population-based, prospective study. Endoscopy 2010; 42: 15-21.
13. Armelao F, Paternolli C, Franceschini G, et al. Colonoscopic findings
in first-degree relatives of patients with colorectal cancer: a populationbased screening program. Gastrointest Endosc 2011; 73: 527-534.e2.
14. Baglietto L, Jenkins MA, Severi G, et al. Measures of familial aggregation
depend on definition on family history: metaanalysis for colorectal cancer. J Clin Epidemiol 2006; 59: 114-24.
15. Blanco GD, Cretella M, Paoluzi OA, et al. Adenoma, advanced adenoma
and colorectal cancer prevalence in asymptomatic 40 to 49-year-olds
with a first-degree family history of colorectal cancer. Colorectal Dis.
2013 Apr 30. [Epub ahead of print]
16. Gupta AK, Samadder J, Elliott E, et al. Prevalence of any size adenomas
and advanced adenomas in 40- to 49-year-old individuals undergoing
screening colonoscopy because of a family history of colorectal carcinoma in a first-degree relative. Gastrointest Endosc 2011; 74: 110-8.