Ağustos 2013 / (21 - 2)
Farklı amaçlarla yapılan üst GİS endoskopisinde ektopik pankreas görülme
oranı
Yazarlar
Agil AĞAKİŞİYEV, M. Sait DAĞ, Hakan ÇAM, Nimet YILMAZ, Musa AYDINLI, M. Taner GÜLŞEN, İrfan KORUK
Kurumlar
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Gaziantep
Özet
Ektopik pankreas genellikle tesadüfen saptanan nadir bir konjenital anomalidir. Sıklıkla insidental bir bulgudur ve gastrointestinal sistemin farklı bölgelerinde saptanabilir. Bu çalışmada amacımız üst endoskopisi yapılan hastalarda
ektopik pankreasın sıklığını belirlemektir. Ektopik pankreas genellikle endoskopi veya cerrahi esnasında tesadüfen tespit edilir. Gastrointestinal stromal tümörden sonra midedeki ikinci en sık subepitelyal lezyondur. Literatürde ektopik pankreas sıklığı %0,2 olarak verilmiştir. Bizim serimizde de
üst gastrointestinal sistemde endoskopik olarak sıklık %0,2 tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Ektopik pankreas, ektopik pankreas sıklığ
Giriş
Ektopik pankreas (EP) normal pankreasın anatomik, nöral
ve vasküler yapısı ile bağlantılı olmayan pankreas dokusu ile
karakterize bir dokudur (1). Ayrıca pankreatik rest, aberran
pankreas, heterotrop pankreas, aksesuar pankreas gibi terminolojiler de kullanılmaktadır (2). Ektopik pankreas genellikle
gastrointestinal semptomların ayırıcı tanısı içinde yer almayan nispeten nadir bir klinik tanıdır (3). Ektopik pankreas
ile ilgili ilk vaka 1727 yılında ileal divertikülde gelişen vaka
raporu ile Jean Schultz tarafından gösterilmişdir (4,5). Literatürde ektopik pankreas dokusu genellikle otopsi (%1,0-2,0)
veya farklı sebeplerle yapılan laparotomi sırasında (%0,2-0,5)
karşımıza çıkıyor (6,7). EP insidansı genellikle 1/500 olarak
bildirilmiştir (9).
Heterotopik pankreas dokusunun kendine ait duktusu ve
dolaşım sistemi vardır. Heterotopik pankreasın, multipotent
rejyonel endodermin anormal gelişimi sonucunda oluştuğuna dair hipotezler mevcuttur. Mide, duodenum ve pankreas embriyolojik olarak ön barsak kökenli organlar olup, bu
iki durum heterotopik pankreas dokusunun neden sıklıkla
midede, duodenumda veya proksimal ince barsakta lokalize
olduğunu açıklayabilir (10).
Lezyonun lokalizasyonuna göre özofagus yerleşimli olgularda
disfaji, mide yerleşimli olgularda pilor obstrüksiyonu, ülserasyon, kanama, ince barsakta yerleşen olgularda perforasyon
Agil AĞAKİŞİYEV, M. Sait DAĞ, Hakan ÇAM, Nimet YILMAZ, Musa AYDINLI, M. Taner GÜLŞEN, İrfan KORUK
bildirilmiştir (10). EP bazen pankreatit, kist oluşumu, ülserasyon, kanama, tıkanma sarılığı ve mide çıkışı tıkanıklığı ile
ilişkili semptomlar üretir (11).
Aseptomatik ve komplikasyonların oluşmadığı durumda genellikle hematolojik tahliller ve biyokimyasal laboratuvar sonuçları normaldir (12).
Bu çalışmada amacımız üst gastrointestinal sistem (GIS) endoskopisi yapılan hastalarda ektopik pankreasın sıklığını belirlemektir.
Olgu
EP genellikle endoskopi veya cerrahi esnasında tesadüfen
tespit edilir ve gastrointestinal stromal tümörden sonra midedeki ikinci en sık submukozal lezyondur (13). Literatürde
EP total sıklığı %0,2 olarak verilmiş olup (8) bizim serimizde
de endoskopik olarak sıklık %0,2 tespit edilmiştir. Bu haliyle
bizim serimizdeki oran literatürle bire bir uyumludur.
Ektopik pankreas infant ve çocuklarda dahil (2,14) her yaşda
(12) görülebilse de 40-70 yaşlarda (10,15) rastlanma sıklığı
daha çoktur. Pediatrik hastalarda kadın cinsiyet hakim iken
(16) yetişkinlerde görülme sıklığı erkeklerde daha yüksektir
(5,16). Erkek kadın oranı 3:1’dir. (2,17). Bizim çalışmamızda
ortanca yaş 31 olarak bulunmuştur. Ancak erkek kadın oranı arasında belirgin fark izlenmemiştir (%48’e karşın %52).
Ektopik pankreas dokusu özofagusun distal ucundan kolona
kadar sindirim sisteminin her yerinde bulunabilirken, sindirim kanalı dışında da lokalize yeri ve lezyona bağlı komplikasyonlar bildirilmiştir. EP ile bağlantılı semptomlar nadirdir,
ancak mevcut olduğunda genellikle belirtileri peptik ülser
veya pilor obstrüksiyonuna benzemektetir (18). Genellikle
mide (%25-38), duodenum (%17-36), jejunumda (%15-21)
lokalize olur (19) ve nadiren de özofagus (20), safra kesesi,
ampula Vateri (21), koledok (22), karaciğer (23), dalak, intraabdominal, mezenter (10,24), mediasten (24,25), akciğer
(16), Meckel divertikülü (16,26), omentum (12) gibi lokalizasyonlarda görülebileceği bildirilmiştir. Gastrik lezyonların
yayılımı %85-95 antrum (15) ön ve arka duvarda görülür
(16).
Pankreasın heterotropisini ve patogenezini açıklamak için çe-şitli teoriler ileri sürülmüştür. Literatürlerde bu teorilerden
2’si daha bariz savunulmaktadır: Farklı yer teorisi (“misplacement theory”) ve metaplazi teorisi. Embriyolojik olarak
pankreas ilk önce duodenumda endodermal dokunun invajinasyonundan gelişir (16). Ventral aspektden pankreasın baş
kısmı, dorsal aspektden pakreasın korpus ve kuyruk kısmı
gelişir (4). Farklı yer teorisinde ön bağırsağın rotasyonu zamanı gastrointestinal trakt boyu ilk önce pankreas dokusundan birkaç bölüme ayrılır ve sonunda heterotrop pankreatik
doku kalır (12). Metaplazi teorisinde ise embriyogenez sırasında endodermin pankreas metaplazi bölgesinden submukozaya migrete olan pankreatik heterotopi bölgesi olduğu söylenir (19,27). Scarpelli, pankreatik heterotopi açıklayan iki en
olası teoriyi şöyle tanımlıyor: 1) ana pankreas dokusundan
embriyonik tomurcukları ayrılması ve farklı yerde büyüme
ile hızla büyüyen bağırsak duvarına nüfuzu sonucu; 2) pankreatik doku gelişimi ile gastrointestinal sistemin pluripotent
embriyonik mezenkimal dokunun uygunsuz yerleşimi (28).
Histolojik olarak pankretik asinüsler, kanallar ve Langerhans
adacıkları bulunduğu zaman tanı koymak zor değildir. İlk
histolojik tanı 1859’da Klob tarafından tanımlanmıştır (18).
Heinrich 1909 yılında Heterotropik pankreasın histolojik
ayırımında 3 tip önermiş (23) ama onun sınıflandırılması
1973 yılında Gaspar-Fuentes tarafından son şekline güncellenmiştir (12).
EP histolojik olarak 4 alt tipte incelenmektedir ve günümüzde sık kullanılır. Tip 1: tipik pankreas dokusunda rastlanan asinüsler, kanallar
ve adacık hücreleri ile normal pankreas görüntüsü oluşturur
(komplekt heterotropi).
Tip 2: sadece pankreatik kanallar yapısında çeşitli kanaliküller şeklinde oluşur (kanaliküler heterotropi).
Tip 3: sadece asinüs dokosu ile karakterize (egzokrin heterotropi).
Tip 4: sadece adacık hücreleri ile karakterize (endokrin heterotropi)
Makroskopik olarak EP 1-4 cm çapında, lobullerden oluşan
beyaz veya sarı noduler tümörlerin oluşumudur (3). Literatürde çapı 6 cm’den büyük EP lezyonuna çok az rastlanmaktadır. Shin ve ark. 2007 yılında, jejunal mezenterden kaynaklanan 20 cm çapında EP dokusunu (10), Türkiye’den Canbaz
ve ark. proksimal jejunum mezenterinde lokalize 15 cm (24),
Voboril pilor tıkanıklığına neden olan 9 cm (28) EP olgularını
sunmuştur.
EP tanısı laboratuvar, görüntüleme ve diğer enstrümantal tanı
prosedürlerin gelişmesine rağmen, spesifik markerler olmadı-ğı için zordur. Tanıya her zaman endoskopik biyopsi veya rezeksiyon ile çıkarılan malzemenin histopatolojik incelenmesi
ile gidilir (16). Bizim çalışmamızda bunlara ek olarak uygun
hastalarda endoskopik ultrasonografi kullanılmış ve lezyon
submukozal katmanda hipoekoik olarak görüntülenmiştir
(Resim 2). Ayrıca tıpkı diğer subepitelyal lezyonların tanı ve
takibinde olduğu gibi mukozal biyopsiler alınarak lezyonun
mukozal ilişkisi ve patoloji olup olmadığı araştırılmıştır. Biyopsi alınan hastaların 18’inde (%90) kronik gastrit, 2 (%10)
hastada normal gastrik mukoza izlenmiştir.
Mide baryumlu grafi ile klasik görüntülemede sensitivite ve
spesifite sırası ile %87,5 ve %71,4’dür (6). Baryumlu çalış-mada lezyon karakteristik olarak merkezi göbeklenmiş olarak
görülebilir (12). Mide EP için bilgisayarlı tomografi (BT) bulguları teşhis için nonspesifik olmakla birlikte kontrastlı çok
kesitli spiral BT incelenmesi ile lezyon ve lokalizasyonu gösterilebilir ama diğer submukozal tümörlerden ayırt edilemez
(1).
GİS submukozal lezyonları genellikle intraluminal olarak
normal mukoza ile örtülü kabarıklıklardır. Bu lezyonlar sıklıkla rutin özofagogastroduedenoskopi sırasında tesadüfen
bulunmuştur. Endoskopi geniş tabanlı, umblike subepitelyal lezyon şeklinde görülür (3) (Resim 1). Yüzey biyopsileri
genellikle normaldir. Ayırıcı tanıda benign ve malign mide
duvarı tümörleri, dışardan bası, intramural damarları ve ekstramural yapılardan bir dizi içerir (15).
Kapsül endoskopi ve tek barsak enteroskopi gibi yeni teknolojiler ameliyat olmadan önce ulaşılamayan ince barsak lezyonları saptamada kullanılmaktadır (19).
Lezyonlar endoskopik olarak tespit edilse bile, biyopsi genellikle submukozal lezyonları ortaya çıkarmak için çok yüzeysel ve bu durumda olduğu gibi sadece kronik inflamasyon
gösterir. Bizim serimizde elde edilen histopatolojik bulgular
da bu bilgilerle örtüşmektedir. EUS gastrointestinal sistemin
subepitelyal lezyonlarının değerlendirilmesinde standart bir
testtir. EUS ile çapı 0,5-2cm kadar submukozal heterotopik
pankreas teşhis edilebilir ve ince iğne aspirasyon ile kombine
edildiğinde sitolojik incelemesinde tanıda %80-100 arasında
bir duyarlılığa sahiptir (1,19). Mide için spesifik olarak sırası
ile %73-17-10 olmak üzere submukoza, muskularis propria
ve seroza tabakalarında yerleşim olur (6, 18). EUS’da EP genellikle hipoekoik ve kimi zaman sınırları düzensiz olarak
görülür. Lezyon içinde anekoik alanlar duktal yapılar ile iliş-kilidir (15). EP görüntülemesinde 3. ve 4. tabakada lokalize
olunmuş (füzyon tip) ve sadece 3. tabakada lokalize olmuş
(ayırıcı tip) karakteristik heterojen, hipoekoik alanlar görülür
(16).
Doku örnekleri standart bir endoskopik biyopsi forsepsi
kullanılarak elde edildiğinde EP histolojik tanısı genellikle
zordur (32). EP düşünülen, üzeri normal mukoza ile kaplı lezyondan alınan biyopside histolojik olarak incelemede
yaklaşık %50 vakada normal olarak rapor edilmiştir (3). Ancak bir kaç seride EP durumlarında jumbo forseps ile alınan
biyopsilerin tanıda daha çok yardımcı olacağı bildirilmişdir
(12). Goto ve ark. EUS eşliğinde ince iğne aspirasyonu ile
özofageal EP tanısı olgusunu sunmuştur (5).
Asemptomatik ve pozitif tanı alan hastalar tıbbi gözetim altında kalmalıdır ve periyodik olarak takip edilmelidir. Komplikasyonsuz, semptomatik hastaların lezyonları tercihen lokal
rezeksiyon veya eksize olmalıdır. Endoskopik rezeksiyon,
deneyimli ellerde ve gelişmiş ünitelerde uygun hastalarda yapılabilir ve bu tür vakalarda EUS kullanımı şarttır. Kanama,
obstrüksiyon veya malignite şüphesi ile ilişkili lezyon durumlarında, uygun cerrahi yaklaşım tavsiye edilir (16).
Gastrik heterotopik pankreasta pankreatit, psödokist, adenom, insülinoma, nöroendokrin karsinom gelişebilir. Malign
değişim sıklığı tam olarak bilinmemekle birlikte literatürde
30’un üzerinde bildirilen vaka mevcuttur. 12 olguyu içeren
bir seride heterotropik pankreas dokusunda %12,7 oranında
kanser sıklığı bildirilmiştir (10).
Tıbbi veya endoskopik tedavi sonrası dirençli veya tekrarlayan semptomları olan vakalarda cerrahi yaklaşım alternatif
olarak düşünülmektedir (29).
Kanama, ülserasyon, tıkanıklık ve invajinasyon gibi komplikasyonların ortaya çıktığı EP olgularında cerrahi tedavi endikasyonu mevcuttur (30). Tipik görünümü ve lokalizasyonu ile semptomatik lezyonlar, laparoskopi, endoskopi veya
endoskopi eşliğinde minimal invaziv teknikler kullanılarak
tedavi edilmelidir. Perioperatif biyopsi de tavsiye edilir (31). Başka sebeplerle yapılan üst GIS endoskopisinde traktusun
herhangi bir yerinde yerleşik, özellikle ortası göbekli, lümene
doğru mukozal kabarıklık gösteren subepitelyal lezyonlarda
ektopik pankreas akılda bulundurulmalıdır. Bu lezyonlardan
mukozal patolojilerin ayırt edilmesi için rutin endoskopik
biyopsi alınması öncelikli olarak yapılması gereken işlemdir.
Ayrıca tanıyı doğrulamak için ileri görüntüleme yöntemlerinden spiral BT kullanılabileceği gibi daha önemlisi EUS
ile değerlendirilerek lezyonun köken aldığı duvar katmanı,
mukoza ve muskuler tabaka ile ilişkisi değerlendirilmelidir.
Asemptomatik hastalarda endoskopik takip yeterli olurken,
semptomatik vakalarda semptomların şiddeti ve EP dokusu
ile ilişkisine göre endoskopik veya cerrahi tedavi alternatifleri
düşünülmelidir.
Sonuç olarak, EP nadir olmasına rağmen, çeşitli gastrointestinal lezyonların ayırıcı tanısında akılda tutulmalıdır (16).
Gereç ve Yöntem
Bu çalışmaya Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Endoskopi Ünitesi’nde 01.01.2011-31.12.2012 tarihler arası farklı sebeplerle yapılan üst GİS
endoskopiler dahil edildi. Ektopik pankreas ile uyumlu görünümü olan hastaların yaş, cinsiyet, ön tanı ve endoskopik
bulguları kaydedildi. Uygun hastalarda endoskopik ultrasonografi (EUS) yapıldı ve varsa histopatolojik bulguları kaydedildi.
Bulgular
Belirlenen tarihler arasında toplam 10.457 hastaya üst GİS
endoskopi yapılmış olup, bu hastaların 25’inde (%0,2) EP ile uyumlu görünüm izlenmiştir (Resim 1). Bu hastaların 12’si
(%48) erkek, 13’ü (%52) kadındır. Yaşları 20-81 aralığında
olup, median 31 yaştır. Ektopik doku hastaların 1’inde özofagusta (%4), 20’sinde antrumda (%80), 4’ünde duodenumda (%16) izlendi. 20 hastada (%80) mukozal histopatolojik
inceleme yapılmış olup bu hastaların 18’inde (%90) kronik
gastrit, 2 (%10) hastada normal gastrik mukoza izlenmiştir. 8
hastada EUS yapılmış olup submukozada yerleşik hipoekoik
oluşum izlenmiştir (Resim 2).
Tartışma
EP genellikle endoskopi veya cerrahi esnasında tesadüfen
tespit edilir ve gastrointestinal stromal tümörden sonra midedeki ikinci en sık submukozal lezyondur (13). Literatürde
EP total sıklığı %0,2 olarak verilmiş olup (8) bizim serimizde
de endoskopik olarak sıklık %0,2 tespit edilmiştir. Bu haliyle
bizim serimizdeki oran literatürle bire bir uyumludur.
Ektopik pankreas infant ve çocuklarda dahil (2,14) her yaşda
(12) görülebilse de 40-70 yaşlarda (10,15) rastlanma sıklığı
daha çoktur. Pediatrik hastalarda kadın cinsiyet hakim iken
(16) yetişkinlerde görülme sıklığı erkeklerde daha yüksektir
(5,16). Erkek kadın oranı 3:1’dir. (2,17). Bizim çalışmamızda
ortanca yaş 31 olarak bulunmuştur. Ancak erkek kadın oranı arasında belirgin fark izlenmemiştir (%48’e karşın %52).
Ektopik pankreas dokusu özofagusun distal ucundan kolona
kadar sindirim sisteminin her yerinde bulunabilirken, sindirim kanalı dışında da lokalize yeri ve lezyona bağlı komplikasyonlar bildirilmiştir. EP ile bağlantılı semptomlar nadirdir,
ancak mevcut olduğunda genellikle belirtileri peptik ülser
veya pilor obstrüksiyonuna benzemektetir (18). Genellikle
mide (%25-38), duodenum (%17-36), jejunumda (%15-21)
lokalize olur (19) ve nadiren de özofagus (20), safra kesesi,
ampula Vateri (21), koledok (22), karaciğer (23), dalak, intraabdominal, mezenter (10,24), mediasten (24,25), akciğer
(16), Meckel divertikülü (16,26), omentum (12) gibi lokalizasyonlarda görülebileceği bildirilmiştir. Gastrik lezyonların
yayılımı %85-95 antrum (15) ön ve arka duvarda görülür
(16).
Pankreasın heterotropisini ve patogenezini açıklamak için çe-şitli teoriler ileri sürülmüştür. Literatürlerde bu teorilerden
2’si daha bariz savunulmaktadır: Farklı yer teorisi (“misplacement theory”) ve metaplazi teorisi. Embriyolojik olarak
pankreas ilk önce duodenumda endodermal dokunun invajinasyonundan gelişir (16). Ventral aspektden pankreasın baş
kısmı, dorsal aspektden pakreasın korpus ve kuyruk kısmı
gelişir (4). Farklı yer teorisinde ön bağırsağın rotasyonu zamanı gastrointestinal trakt boyu ilk önce pankreas dokusundan birkaç bölüme ayrılır ve sonunda heterotrop pankreatik
doku kalır (12). Metaplazi teorisinde ise embriyogenez sırasında endodermin pankreas metaplazi bölgesinden submukozaya migrete olan pankreatik heterotopi bölgesi olduğu söylenir (19,27). Scarpelli, pankreatik heterotopi açıklayan iki en
olası teoriyi şöyle tanımlıyor: 1) ana pankreas dokusundan
embriyonik tomurcukları ayrılması ve farklı yerde büyüme
ile hızla büyüyen bağırsak duvarına nüfuzu sonucu; 2) pankreatik doku gelişimi ile gastrointestinal sistemin pluripotent
embriyonik mezenkimal dokunun uygunsuz yerleşimi (28).
Histolojik olarak pankretik asinüsler, kanallar ve Langerhans
adacıkları bulunduğu zaman tanı koymak zor değildir. İlk
histolojik tanı 1859’da Klob tarafından tanımlanmıştır (18).
Heinrich 1909 yılında Heterotropik pankreasın histolojik
ayırımında 3 tip önermiş (23) ama onun sınıflandırılması
1973 yılında Gaspar-Fuentes tarafından son şekline güncellenmiştir (12).
EP histolojik olarak 4 alt tipte incelenmektedir ve günümüzde sık kullanılır. Tip 1: tipik pankreas dokusunda rastlanan asinüsler, kanallar
ve adacık hücreleri ile normal pankreas görüntüsü oluşturur
(komplekt heterotropi).
Tip 2: sadece pankreatik kanallar yapısında çeşitli kanaliküller şeklinde oluşur (kanaliküler heterotropi).
Tip 3: sadece asinüs dokosu ile karakterize (egzokrin heterotropi).
Tip 4: sadece adacık hücreleri ile karakterize (endokrin heterotropi)
Makroskopik olarak EP 1-4 cm çapında, lobullerden oluşan
beyaz veya sarı noduler tümörlerin oluşumudur (3). Literatürde çapı 6 cm’den büyük EP lezyonuna çok az rastlanmaktadır. Shin ve ark. 2007 yılında, jejunal mezenterden kaynaklanan 20 cm çapında EP dokusunu (10), Türkiye’den Canbaz
ve ark. proksimal jejunum mezenterinde lokalize 15 cm (24),
Voboril pilor tıkanıklığına neden olan 9 cm (28) EP olgularını
sunmuştur.
EP tanısı laboratuvar, görüntüleme ve diğer enstrümantal tanı
prosedürlerin gelişmesine rağmen, spesifik markerler olmadı-ğı için zordur. Tanıya her zaman endoskopik biyopsi veya rezeksiyon ile çıkarılan malzemenin histopatolojik incelenmesi
ile gidilir (16). Bizim çalışmamızda bunlara ek olarak uygun
hastalarda endoskopik ultrasonografi kullanılmış ve lezyon
submukozal katmanda hipoekoik olarak görüntülenmiştir
(Resim 2). Ayrıca tıpkı diğer subepitelyal lezyonların tanı ve
takibinde olduğu gibi mukozal biyopsiler alınarak lezyonun
mukozal ilişkisi ve patoloji olup olmadığı araştırılmıştır. Biyopsi alınan hastaların 18’inde (%90) kronik gastrit, 2 (%10)
hastada normal gastrik mukoza izlenmiştir.
Mide baryumlu grafi ile klasik görüntülemede sensitivite ve
spesifite sırası ile %87,5 ve %71,4’dür (6). Baryumlu çalış-mada lezyon karakteristik olarak merkezi göbeklenmiş olarak
görülebilir (12). Mide EP için bilgisayarlı tomografi (BT) bulguları teşhis için nonspesifik olmakla birlikte kontrastlı çok
kesitli spiral BT incelenmesi ile lezyon ve lokalizasyonu gösterilebilir ama diğer submukozal tümörlerden ayırt edilemez
(1).
GİS submukozal lezyonları genellikle intraluminal olarak
normal mukoza ile örtülü kabarıklıklardır. Bu lezyonlar sıklıkla rutin özofagogastroduedenoskopi sırasında tesadüfen
bulunmuştur. Endoskopi geniş tabanlı, umblike subepitelyal lezyon şeklinde görülür (3) (Resim 1). Yüzey biyopsileri
genellikle normaldir. Ayırıcı tanıda benign ve malign mide
duvarı tümörleri, dışardan bası, intramural damarları ve ekstramural yapılardan bir dizi içerir (15).
Kapsül endoskopi ve tek barsak enteroskopi gibi yeni teknolojiler ameliyat olmadan önce ulaşılamayan ince barsak lezyonları saptamada kullanılmaktadır (19).
Lezyonlar endoskopik olarak tespit edilse bile, biyopsi genellikle submukozal lezyonları ortaya çıkarmak için çok yüzeysel ve bu durumda olduğu gibi sadece kronik inflamasyon
gösterir. Bizim serimizde elde edilen histopatolojik bulgular
da bu bilgilerle örtüşmektedir. EUS gastrointestinal sistemin
subepitelyal lezyonlarının değerlendirilmesinde standart bir
testtir. EUS ile çapı 0,5-2cm kadar submukozal heterotopik
pankreas teşhis edilebilir ve ince iğne aspirasyon ile kombine
edildiğinde sitolojik incelemesinde tanıda %80-100 arasında
bir duyarlılığa sahiptir (1,19). Mide için spesifik olarak sırası
ile %73-17-10 olmak üzere submukoza, muskularis propria
ve seroza tabakalarında yerleşim olur (6, 18). EUS’da EP genellikle hipoekoik ve kimi zaman sınırları düzensiz olarak
görülür. Lezyon içinde anekoik alanlar duktal yapılar ile iliş-kilidir (15). EP görüntülemesinde 3. ve 4. tabakada lokalize
olunmuş (füzyon tip) ve sadece 3. tabakada lokalize olmuş
(ayırıcı tip) karakteristik heterojen, hipoekoik alanlar görülür
(16).
Doku örnekleri standart bir endoskopik biyopsi forsepsi
kullanılarak elde edildiğinde EP histolojik tanısı genellikle
zordur (32). EP düşünülen, üzeri normal mukoza ile kaplı lezyondan alınan biyopside histolojik olarak incelemede
yaklaşık %50 vakada normal olarak rapor edilmiştir (3). Ancak bir kaç seride EP durumlarında jumbo forseps ile alınan
biyopsilerin tanıda daha çok yardımcı olacağı bildirilmişdir
(12). Goto ve ark. EUS eşliğinde ince iğne aspirasyonu ile
özofageal EP tanısı olgusunu sunmuştur (5).
Asemptomatik ve pozitif tanı alan hastalar tıbbi gözetim altında kalmalıdır ve periyodik olarak takip edilmelidir. Komplikasyonsuz, semptomatik hastaların lezyonları tercihen lokal
rezeksiyon veya eksize olmalıdır. Endoskopik rezeksiyon,
deneyimli ellerde ve gelişmiş ünitelerde uygun hastalarda yapılabilir ve bu tür vakalarda EUS kullanımı şarttır. Kanama,
obstrüksiyon veya malignite şüphesi ile ilişkili lezyon durumlarında, uygun cerrahi yaklaşım tavsiye edilir (16).
Gastrik heterotopik pankreasta pankreatit, psödokist, adenom, insülinoma, nöroendokrin karsinom gelişebilir. Malign
değişim sıklığı tam olarak bilinmemekle birlikte literatürde
30’un üzerinde bildirilen vaka mevcuttur. 12 olguyu içeren
bir seride heterotropik pankreas dokusunda %12,7 oranında
kanser sıklığı bildirilmiştir (10).
Tıbbi veya endoskopik tedavi sonrası dirençli veya tekrarlayan semptomları olan vakalarda cerrahi yaklaşım alternatif
olarak düşünülmektedir (29).
Kanama, ülserasyon, tıkanıklık ve invajinasyon gibi komplikasyonların ortaya çıktığı EP olgularında cerrahi tedavi endikasyonu mevcuttur (30). Tipik görünümü ve lokalizasyonu ile semptomatik lezyonlar, laparoskopi, endoskopi veya
endoskopi eşliğinde minimal invaziv teknikler kullanılarak
tedavi edilmelidir. Perioperatif biyopsi de tavsiye edilir (31). Başka sebeplerle yapılan üst GIS endoskopisinde traktusun
herhangi bir yerinde yerleşik, özellikle ortası göbekli, lümene
doğru mukozal kabarıklık gösteren subepitelyal lezyonlarda
ektopik pankreas akılda bulundurulmalıdır. Bu lezyonlardan
mukozal patolojilerin ayırt edilmesi için rutin endoskopik
biyopsi alınması öncelikli olarak yapılması gereken işlemdir.
Ayrıca tanıyı doğrulamak için ileri görüntüleme yöntemlerinden spiral BT kullanılabileceği gibi daha önemlisi EUS
ile değerlendirilerek lezyonun köken aldığı duvar katmanı,
mukoza ve muskuler tabaka ile ilişkisi değerlendirilmelidir.
Asemptomatik hastalarda endoskopik takip yeterli olurken,
semptomatik vakalarda semptomların şiddeti ve EP dokusu
ile ilişkisine göre endoskopik veya cerrahi tedavi alternatifleri
düşünülmelidir.
Sonuç olarak, EP nadir olmasına rağmen, çeşitli gastrointestinal lezyonların ayırıcı tanısında akılda tutulmalıdır (16).
Kaynaklar
1. Christodoulidis G, Zacharoulis D, Barbanis S, et al. Heterotopic pancreas
in the stomach: A case report and literature review. World J Gastroenterol 2007; 13: 6098-100.
2. Gokhale U, Nanda A, Pillai R, Al-Layla D. Heterotopic pancreas in the
stomach: A case report and a brief review of the literature. JOP 2010; 11:
255-7.
3. Jiang L, Xu J, Wang W, et al. Gastric outlet obstruction caused by heterotopic pancreas: A case report and a quick review: World J Gastroenterol 2008; 14: 6757-9.
4. Lambert AW, Dale RF. A difficult case of pancreatitis. J R Soc Med 1997;
90: 44-5.
5. Khashab M, Cummings O, DeWitt J. Ligation-assisted endoscopic mucosal resection of gastric heterotopic pancreas. World J Gastroenterol
2009; 15: 2805-8.
6. Mızrak D, Bektaş M, Kaygusuz G, et al. Gastric aberrant pancreas. Turk
J Gastroenterol 2010; 21: 68-9.
7. Inoue Y, Hayashi M, Arisaka Y, et al. Adenocarcinoma arising in a heterotopic pancreas (Heinrich type III): A case report. J Med Case Rep
2010; 4: 39.
8. Hlavaty T, Lukac L, Vyskocil M, Galbavy S. Heterotopic pancreas in
gastric antrum with macroscopic appearance of gastric polyp. Bratisl Lek
Listy 2002; 103: 117-20.
9. Hudok J, Wanner H, Reilly C. Acute massive gastro-intestinal hemorrhage associated with pancreatic heterotopic tissue of the stomach. Ann
Surg 1956; 143: 121-5.
10. Küçük G, Durgun V. Mide kanserini taklit eden heterotopik pankreas:
Olgu sunumu. Cerrahpaşa Tıp Dergisi 2009; 40: 38-40
11. Watanabe K, Irisawa A, Hikichi T, et al. Acute inflammation occurring in
gastric aberrant pancreas followed up by endoscopic ultrasonography.
World J Gastrointest Endosc 2012; 4: 331-4.
12. Trifan A, Târcoveanu E, Danciu M, et al. Heterotopic Pancreas: An unusual case and review of the literature. J Gastrointestin Liver Dis 2012;
21: 209-12.
13. Cengiz C, Oğuz D, Yuyucu Y, et al. Gastrointestinal stromal tümörü taklit eden sıradışı bir gastrik ektopik pankreas olgusu. Endoskopi 2010;
18: 41-3.
14. Patil P, Shenoy V, Rao P. Aberrant pancreatic tissue causing gastric ulcer
and pyloric obstruction. Indian Pediatr 1995; 32: 930-2.
15. Rubbia-Brandt L, Huber O, Hadengue A, Frossard JL. An unusual case
of gastric heterotopic pancreas. JOP 2004; 5: 484-7.
16. Bromberg S, Neto C, Borges A, et al. Pancreatic heterotopias: clinicopathological analysis of 18 patients. Rev Col Bras Cir 2010; 37: 413-9.
17. Yuan Z, Chen J, Zheng Q.et al. Heterotopic pancreas in the gastrointestinal tract. World J Gastroenterol 2009: 15(29): 3701-3703.
18. Hickman D, FREY C, Sacramento M et al. Adenocarcinoma arising in
gastric heterotopic pancreas. West J Med. 1981: 135. 57-62
19. Gupta M, Karlitz J, Raines D, et al. Heterotopic pancreas. J La State Med
Soc. 2010; 162: 310-3.
20. Temes T, Griffin N, CNP. The cantankerous pancreas. Gastroenterol
Hepatol 2007; 3: 941-2.
21. Rao R, Kamlesh Y, Pallav G, et al. Ectopic pancreas presenting as periampullary tumor with obstructive jaundice and pruritus is a rare diagnostic
and therapeutic dilemma: A case report. J Pancreas. 2011; 12: 607-9.
22. Karahan Ö, Kahrıman G, Soyuer I, et al. Distal koledokta yerleşen heterotopik pankreatik dokunun MR kolanjiopankreatografi bulguları. Diagn Interv Radiol 2006; 12: 180-2.
23. Yan M, Wang Y, Tian Y, Lin Y. Adenocarcinoma arising from intrahepatic heterotopic pancreas: A case report and literature review. World J
Gastroenterol 2012; 18: 2881-4.
24. Canbaz H, Çolak T, Düşmez D.ve ark. An unusual cause of acute abdomen: Mesenteric heterotopic pancreatitis causing confusion in clinical
diagnosis. Turk J Gastroenterol 2009; 20: 142-5.
25. Mayes R. Pancreatic heterotopia presenting as a gastric submucosal lesion. Ulster Med J 2010; 79: 100-5.
26. Kantar F, Akarsu M, Atilla K, et al. Ectopic pancreas presenting with
intractable diarrhea: case report. Turk J Gastroenterol 2011; 22: 426-9.
27. Erkan N, Vardar E, Vardar R. Heterotopic pancreas: report of two cases.
J Pancreas 2007; 8: 588-91.
28. Hlavaty T, Lukac L, Vyskocil M, et al. Heterotopic pancreas in gastric
antrum with macroscopic appearance of gastric polyp. Bratisl Lek Listy
2002; 103: 117-20.
29. Galloro G, Napolitano V, Magno L, et al. Diagnosis and therapeutic
management of cystic dystrophy of the duodenal wall in heterotopic
pancreac: A case report and revision of the literature. J Pancreas 2008; 9:
725-32.
30. Cankorkmaz L, Atalar M, Müsliheddinoğlu A, et al. Ektopik pankreas
dokusunun sebep olduğu bir invajinasyon: Olgu sunumu. C. Ü. Tıp
Fakültesi Dergisi 2005; 27: 129-32.
31. Sadeghi R, Godambe A, Shienbaum A. Premalignant gastric heterotopic
pancreas. Gastroenterol Hepatol 2008; 3: 218-22.
32. Ryu D, Kim G, Park D, et al. Endoscopic removal of gastric ectopic
pancreas: An initial experience with endoscopic submucosal dissection.
World J Gastroenterol 2010; 16: 4589-93.