Aralık 2013 / (21 - 3)
Periampuller bölge tümörlerinde ERKP ile suprapapiller koledok kanülasyonu
Yazarlar
Hacı Mehmet ODABAŞI1
, Atakan YEŞİL
2, Cem ARSLAN
1, Can GÖNEN
2
, Cengiz ERİŞ
1
, Mehmet Kamil YILDIZ
1
,
Hacı Hasan ABUOĞLU1
, Emre GÜNAY
1, Erkan ÖZKAN
1, Tolga MÜFTÜOĞLU
1
Kurumlar
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1
Genel Cerrahi Kliniği, 2
Gastroenteroloji Kliniği, İstanbul
Özet
Giriş ve Amaç: Endoskopik retrograd kolanjiopankreotografi biliyer hastalıkların tanı ve tedavisinde altın standarttır. Başarılı bir endoskopi için ana
safra kanalına girmek en önemli basamaktır. Transkapiller kanülasyon tercih edilen yöntem olmakla birlikte her zaman başarı sağlanamamaktadır. Bu
nedenle alternatif olarak suprapapiller kanülasyon tekniği geliştirilmiştir.
Gereç ve Yöntem:Hastanemiz endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi ünitesinde periampüller tümörlü ve kolanjitli 6 hastaya suprapapiller
kanülasyon yapıldı. Bulgular:Hastalarda minör veya majör komplikasyon
görülmedi. Sonuç:Özellikle periampüller tümörlü hastalarda transpapiller
kanülasyonda zorluk yaşarsanız, suprapapiller kanülasyon tekniği kolay ve
güvenli bir yöntemdir.
Anahtar Kelimeler
ERKP, periampüller tümör, suprapapiller kanülasyon
Giriş
Endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi (ERKP), biliyer
hastalıkların tanı ve tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Başarılı bir terapötik endoskopi için ana safra kanalına
doğruca girmek en önemli basamaktır. Hastalarda kanülasyon başarısı, hasta seçimine, özel kateterlerin kullanımına ve
endoskopistin tecrübe ve yeteneğine bağlıdır (1).
Transpapiller kanülasyon ERKP’de tercih edilen yöntemdir.
Herşeye rağmen %5 ila %10 arası hastada ana safra kanalı-na girmek mümkün olmamaktadır, bu durumda pre-cut
papillotomi veya iğne sfinkterotomi ile fistülotomiye ihtiyaç
duyulmaktadır. Kanülasyon iğne sfinkterotomların kullanı-mının başlaması ile birlikte daha da başarılı olmuştur. (2-3).
Biliyer kanülasyonu kolaylaştırmak için iğne sfinkterotomun
kullanılması tartışmalıdır, çünkü eşlik eden yüksek risk ve
morbiditeye sahiptir ki, bunlardan post ERKP pankreatit sıkça görülmektedir (4-6).
Periampüller bölge tümörlerinin tanı ve tedavisinde ERKP
önemli yer tutmaktadır. Kısmi biliyer tıkanıklık nedeniyle
hastalarda titreme, ateş ve sağ üst kadran ağrısının eşlik etti-ği asendan kolanjit bulguları olabilir (7). Bu hastalarda safra
yollarının drenajının yapılmasına ihtiyaç duyulabilmektedir.
Hacı Mehmet ODABAŞI1
, Atakan YEŞİL
2, Cem ARSLAN
1, Can GÖNEN
2
, Cengiz ERİŞ
1
, Mehmet Kamil YILDIZ
1
,
Hacı Hasan ABUOĞLU1
, Emre GÜNAY
1, Erkan ÖZKAN
1, Tolga MÜFTÜOĞLU
1
Ancak periampüller bölge tümörlerinde kitlenin frajil ve kanamalı olması nedeniyle her zaman transpapiller kanülasyon
gerçekleştirilememektedir. Bu hastalarda suprapapiller kanülasyon bir alternatif olabilir.
Çalışmamızda transpapiller kanülasyonun gerçekleştirilemediği periampüller tümörlerde suprapapiller koledok kanülasyonu yapılan hastalar değerlendirilmiştir.
Olgu
Periampüller bölge tümörleri pankreas, duodenum, koledok
alt ucu ve ampullayı içine alan bölgede gelişen neoplastik lezyonlardır (8). Duktal tıkanma semptomların ana kaynağıdır.
Sarılık çoğunlukla açılır kapanır (intermitan) tarzdadır. Kısmi
biliyer tıkanıklık nedeniyle hastalarda titreme, ateş ve sağ üst
kadran ağrısının eşlik ettiği asendan kolanjit bulguları olabilir. Bu bulgular klinik sarılığı olmayan hastaların %20’sinde
de görülebilmektedir. Hastalarda asendan kolanjit bulguları-nın olması bu hastalarda biliyer drenaj yapılması gerekliliğini
doğurur. ERKP biliyer drenajın sağlanması için en etkili ve
güvenilir yöntemdir (7).
ERKP’de biliyer patolojinin değerlendirilmesi ve tedavisi için
safra kanalının kanüle edilmesi ilk koşuldur. Son 30 yılda
safra yoluna girilebilmesi için, hem kullanılan cihazlar hem
de kullanılan tekniklerde gelişmeler olmuştur. Safra kanalı
kanülasyonu için tercih edilen yöntem transpapiller kanülasyondur. Ancak değişik nedenlerden dolayı bu işlem her
zaman başarılı olamamaktadır (9). Bu durumda alternatif
olarak kullanılan suprapapiller iğne ponksiyon tekniği yeni
tekniklerden biridir. Bir çalışmada suprapapiller teknik ile
başarı oranının %90 olduğu, kanülasyon için 5 dakikadan az
süre gerektirdiği, minimal komplikasyona neden olduğu ve
mortalitenin görülmediği belirtilmiştir. Aynı zamanda konvansiyonel transpapiller kanülasyon ve endoskopik sfinkterotomide görülen pankreatitin bu yeni teknikle ortadan kalktığı
ifade edilmiştir. Bu teknikle pankreatik kanala kimyasal, alerjik, hidrostatik ve termal hasardan kaçınılmaktadır (10- 13).
Bir çalışmada çalışmanın başlangıcında %7 hastada perforasyon gelişmiştir. Kateterin ve kılavuz telin uygun yönlendirilmesi ve kontrastın yavaş enjekte edilmesi ile perforasyonun
önlenebileceği tespit edilmiştir. Ayrıca bu çalışmada büyük
taşların çıkartılması için balon dilatasyonu yapılması da bir
neden olarak gösterilmiş ve büyük taşlarda mekanik litotripsi
ile kırılarak taşların çıkartılmasının bu komplikasyonu engelleyebileceği belirtilmiştir. Hastalardan 2’sinde gelişen perforasyon sınırlı kalmış ve konservatif tedavi ile düzelmiştir.
Özet olarak suprapapiller ponksiyon tekniği safra kanalının
selektif kanülasyonu için başarılı bir tekniktir, pankreatik
kanala olabilecek olan mekanik, kimyasal veya termal hasarı engeller, ancak yüksek komplikasyon hızına sahiptir. Bu
çalışmada komplikasyon gelişen grup safra taşı nedeniyle girişim yapılan ve balon dilatasyon yapılan gruptur. Malignite
nedeniyle girişim yapılan grupta herhangi bir komplikasyon
gelişmemiştir. Bizim çalışmamızda da komplikasyon gelişmemesi bu çalışma ile açıklanabilir (10).
Bir başka çalışmada 2603 hastadan 317’sine suprapapiller
iğne sfinkterotom ile başarılı kanülasyon gerçekleştirilmiştir.
Fistülotomi yapılan hastalarda yapılmayanlara oranla komplikasyon hızı yüksek bulunmuştur (%4,8’e karşılık %2,1;
p<0,001). Burada komplikasyon hızını artıran neden fistülotomi grubundaki hafif kanamadır. Ancak gruplar arasında
pankreatit veya perforasyon açısından farklılık saptanmamış
olup, fistülotomi sonrası mortalite görülmemiştir. Suprapapiller iğne ponksiyonu efektif bir yöntemdir. Hafif kanama
hızı yüksek olmasına rağmen ciddi komplikasyon gelişme
riski ile ilişkili değildir (14).
Bir başka çalışmada, 30 dakikalık süre içerisinde biliyer kanülasyon gerçekleştirilemediğinde suprapapiller fistülosfinkterotomi uygulanan hastalar değerlendirilmiştir. İkinci
endikasyon ise kolanjiogramda endoskopik sfinkterotomi
gerektiren vakalarda kanülasyonun başarısız olması olarak
belirtilmiştir. Papiller ağızın 3-5 mm proksimalinden işlem
gerçekleştirilmiştir. 531 hastanın 83’ünde (%16) suprapapiller fistülosfinkterotomi gerçekleştirilmiştir ve 74 (%89) hastada başarılı olmuştur. Beş hastada (%6) minor komplikasyon
gelişmiştir. Mortalite görülmemiştir. Bu teknik önemli ve de-ğerli bir tekniktir, ancak komplikasyon riski nedeniyle biliyer
hastalık şüphesi olan ve endoskopik tedavinin gerekli olduğu
hastalarda kullanılmalıdır (15).
Hashiba ve arkadaşları iğne sfinkterotom ve ince forsepsler
kullanarak distal safra yolu endoskopik diseksiyon tekniğini
tanımlamışlardır. Bu teknik 1057 girişimden başarısız olan
49 hastanın 48’inde kullanılmış ve tamamında başarılı olmuş-tur, 4 hastada klinik pankreatit 11 hastada ise hiperamilazemi
görülmüştür. Perforasyon, kontrol edilemeyen kanama veya
diğer komplikasyonlar görülmemiştir (16).
Sonuç olarak periampüller bölge tümörlerinde transpapiller
kanülasyonun gerçekleştirilemediği durumlarda suprapapiller ponksiyon ile safra yolu selektif kanülasyonu ve stent
yerleştirilmesi güvenli ve kolay bir yöntemdir, özellikle periampüller bölge tümörlerinde komplikasyon görülmemiştir.
Gereç ve Yöntem
Ocak 2008-Nisan 2013 tarihleri arasında sarılık nedeniyle
hastanemize başvuran ve sarılık nedeni belli olmayan ancak
manyetik reozonans kolanjiopankreatografide (MRKP) ampüller tümörden şüphelenilen 17 olgu ERKP ile değerlendirildi. Bu 17 olgudan kolanjit bulguları olan 8 hasta girişimsel
işleme alındı. Tüm işlemler deneyimli tek bir endoskopist
tarafından gerçekleştirildi. Yan görüşlü videoendoskop (Fujinon ED- 450XT5) ile kolanjiti olan 8 olgudan 2’sine transpapiller koledok kanülasyonu yapılabildi, ancak 6 olguda
dokuların aşırı derecede frajil olması ve kanama nedeniyle
transpapiller kanülasyondan vazgeçilip, suprapapiller bölgeden papilla ağzı ile transvers katlantı arasındaki çizginin 1/3 proksimalindeki alandan iğne sfinkterotomi ile elektrokoagülasyon yapılarak kanülasyon gerçekleştirildi (Resim 1).
Standart sfinkterotom ile girilerek kılavuz tel ana hepatik kanala gönderilerek kontrast madde ile koledok değerlendirildi
(Resim 2), daha sonra 10 french 7 veya 9 cm’lik plastik biliyer
stent yerleştirildi (Resim 3).
Hastalardan patolojik inceleme için en az 3 adet biyopsi alınNo. Yaş Cinsiyet US (mm) Patolojik Tanı Komplikasyon
1 45 K 8 Nöroendokrin tümör Yok
2 67 E 10 Pankreas adenokarsinom Yok
3 69 E 9 Pankreas adenokarsinom Yok
4 72 E 12 Pankreas adenokarsinom Yok
5 59 K 10 Kolanjiokarsinom Yok
6 57 K 11 Ampüller adenom Yok
Tablo 1. Hastaların demografik özellikleri
Resim 3. Transpapiller girişimin başarısız olduğu ve suprapapiller olarak
yerleştirilen biliyer plastik stent.
Resim 2. Suprapapiller kanülasyon yapılan ve kılavuz tel geçirilen hastanın
ERKP görüntüsü.
Resim 1. Suprapapiller kanülasyonun yeri.
dı. Hastaların tamamı yatırılarak işlem sonrası komplikasyonlar (pankreatit, perforasyon ve kanama) açısından takip
edildi. Suprapapiller kanülasyon yapılan 6 hasta yaş, cinsiyet,
radyolojik bulguları, ERKP sonrası morbidite ve mortalite açı-sından değerlendirildi.
Bulgular
ERKP öncesi görüntüleme yöntemleriyle değerlendirilen hastaların tamamında koledok çapının 8 mm veya üzerinde olduğu belirtilmişti.
Hastaların ortalama yaş 61,5 ve erkek kadın oranı 1 idi.
Hastaların 3’ünde pankreas başı tümörü, 1’inde kolanjiokarsinom, 1’inde ampüller adenom ve 1’inde nöroendokrin tümör mevcuttu. Hastalar post-operatif 3 gün boyunca takip
edildi. Pankreatit (karın ağrısı, bulantı veya kusmanın eşlik
ettiği amilaz ve lipazın 3 kat arttığı durum), retroperitoneal
perforasyon (retroperitoneal alana kontrast kaçması veya retroperitonda hava) veya kanama (minor kanama, endoskopik kontrolün mümkün olduğu ve hemodinaminin bozulmadı-ğı, major kanama ise hematemez, melena, hemoglobinin 8 g/
dl‘nin altına düştüğü ve transfüzyon gerektiren durum) hastaların hiçbirinde görülmedi (Tablo 1). Hastaların tamamında
3 gün içerisinde kolanjit bulguları tamamen geriledi.
Tartışma
Periampüller bölge tümörleri pankreas, duodenum, koledok
alt ucu ve ampullayı içine alan bölgede gelişen neoplastik lezyonlardır (8). Duktal tıkanma semptomların ana kaynağıdır.
Sarılık çoğunlukla açılır kapanır (intermitan) tarzdadır. Kısmi
biliyer tıkanıklık nedeniyle hastalarda titreme, ateş ve sağ üst
kadran ağrısının eşlik ettiği asendan kolanjit bulguları olabilir. Bu bulgular klinik sarılığı olmayan hastaların %20’sinde
de görülebilmektedir. Hastalarda asendan kolanjit bulguları-nın olması bu hastalarda biliyer drenaj yapılması gerekliliğini
doğurur. ERKP biliyer drenajın sağlanması için en etkili ve
güvenilir yöntemdir (7).
ERKP’de biliyer patolojinin değerlendirilmesi ve tedavisi için
safra kanalının kanüle edilmesi ilk koşuldur. Son 30 yılda
safra yoluna girilebilmesi için, hem kullanılan cihazlar hem
de kullanılan tekniklerde gelişmeler olmuştur. Safra kanalı
kanülasyonu için tercih edilen yöntem transpapiller kanülasyondur. Ancak değişik nedenlerden dolayı bu işlem her
zaman başarılı olamamaktadır (9). Bu durumda alternatif
olarak kullanılan suprapapiller iğne ponksiyon tekniği yeni
tekniklerden biridir. Bir çalışmada suprapapiller teknik ile
başarı oranının %90 olduğu, kanülasyon için 5 dakikadan az
süre gerektirdiği, minimal komplikasyona neden olduğu ve
mortalitenin görülmediği belirtilmiştir. Aynı zamanda konvansiyonel transpapiller kanülasyon ve endoskopik sfinkterotomide görülen pankreatitin bu yeni teknikle ortadan kalktığı
ifade edilmiştir. Bu teknikle pankreatik kanala kimyasal, alerjik, hidrostatik ve termal hasardan kaçınılmaktadır (10- 13).
Bir çalışmada çalışmanın başlangıcında %7 hastada perforasyon gelişmiştir. Kateterin ve kılavuz telin uygun yönlendirilmesi ve kontrastın yavaş enjekte edilmesi ile perforasyonun
önlenebileceği tespit edilmiştir. Ayrıca bu çalışmada büyük
taşların çıkartılması için balon dilatasyonu yapılması da bir
neden olarak gösterilmiş ve büyük taşlarda mekanik litotripsi
ile kırılarak taşların çıkartılmasının bu komplikasyonu engelleyebileceği belirtilmiştir. Hastalardan 2’sinde gelişen perforasyon sınırlı kalmış ve konservatif tedavi ile düzelmiştir.
Özet olarak suprapapiller ponksiyon tekniği safra kanalının
selektif kanülasyonu için başarılı bir tekniktir, pankreatik
kanala olabilecek olan mekanik, kimyasal veya termal hasarı engeller, ancak yüksek komplikasyon hızına sahiptir. Bu
çalışmada komplikasyon gelişen grup safra taşı nedeniyle girişim yapılan ve balon dilatasyon yapılan gruptur. Malignite
nedeniyle girişim yapılan grupta herhangi bir komplikasyon
gelişmemiştir. Bizim çalışmamızda da komplikasyon gelişmemesi bu çalışma ile açıklanabilir (10).
Bir başka çalışmada 2603 hastadan 317’sine suprapapiller
iğne sfinkterotom ile başarılı kanülasyon gerçekleştirilmiştir.
Fistülotomi yapılan hastalarda yapılmayanlara oranla komplikasyon hızı yüksek bulunmuştur (%4,8’e karşılık %2,1;
p<0,001). Burada komplikasyon hızını artıran neden fistülotomi grubundaki hafif kanamadır. Ancak gruplar arasında
pankreatit veya perforasyon açısından farklılık saptanmamış
olup, fistülotomi sonrası mortalite görülmemiştir. Suprapapiller iğne ponksiyonu efektif bir yöntemdir. Hafif kanama
hızı yüksek olmasına rağmen ciddi komplikasyon gelişme
riski ile ilişkili değildir (14).
Bir başka çalışmada, 30 dakikalık süre içerisinde biliyer kanülasyon gerçekleştirilemediğinde suprapapiller fistülosfinkterotomi uygulanan hastalar değerlendirilmiştir. İkinci
endikasyon ise kolanjiogramda endoskopik sfinkterotomi
gerektiren vakalarda kanülasyonun başarısız olması olarak
belirtilmiştir. Papiller ağızın 3-5 mm proksimalinden işlem
gerçekleştirilmiştir. 531 hastanın 83’ünde (%16) suprapapiller fistülosfinkterotomi gerçekleştirilmiştir ve 74 (%89) hastada başarılı olmuştur. Beş hastada (%6) minor komplikasyon
gelişmiştir. Mortalite görülmemiştir. Bu teknik önemli ve de-ğerli bir tekniktir, ancak komplikasyon riski nedeniyle biliyer
hastalık şüphesi olan ve endoskopik tedavinin gerekli olduğu
hastalarda kullanılmalıdır (15).
Hashiba ve arkadaşları iğne sfinkterotom ve ince forsepsler
kullanarak distal safra yolu endoskopik diseksiyon tekniğini
tanımlamışlardır. Bu teknik 1057 girişimden başarısız olan
49 hastanın 48’inde kullanılmış ve tamamında başarılı olmuş-tur, 4 hastada klinik pankreatit 11 hastada ise hiperamilazemi
görülmüştür. Perforasyon, kontrol edilemeyen kanama veya
diğer komplikasyonlar görülmemiştir (16).
Sonuç olarak periampüller bölge tümörlerinde transpapiller
kanülasyonun gerçekleştirilemediği durumlarda suprapapiller ponksiyon ile safra yolu selektif kanülasyonu ve stent
yerleştirilmesi güvenli ve kolay bir yöntemdir, özellikle periampüller bölge tümörlerinde komplikasyon görülmemiştir.
Kaynaklar
1. Zhou PH, Yao LQ, Xu MD, et al. Application of needle knife in difficult
biliary cannulation for endoscopic retrograde cholangiopancreatography. Hepatobiliary Pancreat Dis Int 2006;5:590-4.
2. Tang SJ, Haber GB, Kortan P, et al. Precut papillotomy versus persistence in difficult biliary cannulation: a prospective randomized trial.
Endoscopy 2005;37:58-65.
3. Catalano MF, Linder JD, Geenen JE. Endoscopic transpancreatic papillary septotomy for inaccessible obstructed bile ducts: Comparison with
standard pre-cut papillotomy. Gastrointest Endosc 2004;60:557-61.
4. Laasch HU, Tringali A, Wilbraham L, et al. Comparison of standard
and steerable catheters for bile duct cannulation in ERCP. Endoscopy
2003;35:669-74.
5. Abu-Hamda EM, Baron TH, Simmons DT, Petersen BT. A retrospective
comparison of outcomes using three different precut needle knife techniques for biliary cannulation. J Clin Gastroenterol 2005;39:717-21.
6. Freeman ML, Guda NM. Prevention of post-ERCP pancreatitis: a comprehensive review. Gastrointest Endosc 2004;59:845-64.
7. Yamaguchi K, Enjoji M, Kitamura K. Nonicteric ampullary carcinoma
with a favorable prognosis. Am J Gastroentrol 1990;85:994-9.
8. Blumgart LH, Kennedy A. Carcinoma of the ampulla of Vater and duodenum. Br J Surg 1973;60:33-40.
9. Freeman ML, Guda NM. ERCP cannulation: a review of reported techniques. Gastrointest Endosc 2005;61:112-25.
10. Artifon EL, Sakai P, Ishioka S, Hondo FY, Raju GS. Suprapapillary puncture of the common bile duct for selective biliary access: a novel technique (with videos). Gastrointest Endosc 2007;65:124-31.
11. Masci E, Mariani A, Curioni S, Testoni PA. Risk factors for pancreatitis
following endoscopic retrograde cholangiopancreatography: a metaanalysis. Endoscopy 2003;35:830-4.
12. Elta GH, Barnett JL, Wille RT, et al. Pure cut electrocautery current for
sphincterotomy causes less post-procedure pancreatitis than blended
current. Gastrointest Endosc 1998;47:149-53.
13. Gorelick A, Cannon M, Barnett J, et al. First cut, then blend: an electrocautery technique affecting bleeding at sphincterotomy. Endoscopy
2001;33:976-80.
14. Donnellan F, Zeb F, Courtney G, Aftab AR. Suprapapillary needleknife
fistulotomy: a safe and effective method for accessing the biliary system.
Surg Endosc 2010;24:1937-40.
15. O’Connor HJ, Bhutta AS, Redmond PL, Carruthers DA. Suprapapillary fistulosphincterotomy at ERCP: a prospective study. Endoscopy
1997;29:266-70.
16. Hashiba K, D’Assunção MA, Armellini S, et al. Endoscopic suprapapillary blunt dissection of the distal common bile duct in cases of difficult
cannulation: a pilot series. Endoscopy 2004;36:317-21.