Aralık 2013 / (21 - 3)
İnatçı kusma ve malnütrisyonun ayırıcı tanısında duodenal web
Yazarlar
Neslihan KARACABEY1, Eylem SEVİNÇ
1
, Serkan TÜRKUÇAR
2
, Zehra VATANSEVER
2, Duran ARSLAN1
Kurumlar
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi
1
Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı,
2
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Kayseri
Özet
Duodenal atrezi ve darlık konjenital barsak tıkanıklığının sık görülen nedenlerindendir. Duodenal web (perde) ön barsağın anormal embriyolojik
gelişimi nedeniyle oluşan nadir görülen konjenital duodenal darlık nedenlerinden birisidir. Çocuklarda inatçı kusma, karın şişkinliği ve büyüme geriliğine sık rastlanmaktadır. Tanıda baryumlu pasaj grafileri ve endoskopik
inceleme yardımcı olabilir. Bu yazıda inatçı kusmaları ve büyüme geriliği
olan, yanlışlıkla gastroözefageal reflü tanısı alan duodenal web tespit edilen
bir olguyu sunduk.
Anahtar Kelimeler
Malnütrisyon, perde, kusma
Giriş
Konjenital intestinal obstrüksiyonlar; intrinsik (atrezi, stenoz
ve web) veya ekstrinsik (malrotasyon, Ladd’s bandı, anüler
pankreas, duplikasyon ve nadiren preduodenal portal ven)
olarak iki gruba ayrılmaktadır (1). Duodenal atrezi ve stenoz
sık görülen konjenital intestinal obstrüksiyon nedenlerindendir (2). Embriyolojik dönemde ön barsağın kusurlu gelişimi
sonucunda oluşan duodenal weblere sıklıkla duodenumun
ikinci kısmında rastlanır. Web, bulunduğu anatomik lokalizasyona ve büyüklüğüne göre safralı veya safrasız kusma,
karın şişliği gibi farklı semptomlara neden olabilmektedir.
Duodenal web olguları sıklıkla süt çocukluğu döneminde
tanı alırken nadiren ileri yaşlarda da tanı alan vakalar bildirilmiştir (3,4). Bu olgular kusma nedeni ile sağlık kuruluşuna
başvurduklarında gastroözofageal reflü olarak değerlendirilip
antireflü tedavi başlanabilir, ancak bu tedaviden fayda görmezler ve olguda tanı gecikmesi nedeni ile büyüme geriliği
ilerler. Biz bu yazıda inatçı kusma ve büyüme geriliği olan infantların ayırıcı tanısında konjenital anomalilerin her zaman
akılda tutulması ve bu sayede kesin tedavisi mümkün olan
hastalıkta gereksiz medikal tedavilerle zaman kaybedilmemesi gerektiğini hatırlatmak istedik.
Olgu
Duodenal atrezi ilk olarak 1733’de Calder tarafından intestinal obstrüksiyon nedeni olarak tanımlanmıştır. 1931’de 250 duodenal atrezili vakadan sadece 9 yaşayan olgu sunulmuştur. Önceleri %86-90 olan mortalite oranları cerrahi
yöntemlerle günümüzde %4’e gerilemiştir. Duodenal atrezi,
embriyolojik dönemde foreguttan gelişen distal duodenum
ile midguttan gelişen proksimal kısmın birleşme ve rekanalizasyonu sırasında ortaya çıkan sorunlar nedeniyle oluşur. Tip
1 duodenal atrezi en sık görülen tiptir ve genellikle lümeni
oklüze eden bir membran “web” vardır (Tip 1a), bazen bu
membranda fenestrasyonlar olabilir (Tip 1b), yaygın bir formu olan ‘wind-sock’ anomalisi proksimal membranın distal
segment içine birkaç santimetre girmesi ile oluşur (Tip 1c).
Tip 2 duodenal atrezide proksimal ve distal segment arasında fibroz bir bant varken Tip 3’de ise iki kör segment vardır
(5-7).
Konjenital duodenal obstrüksiyon yenidoğan döneminde
yaygındır, tüm intestinal atrezilerin %49’nu oluşturur. Duodenal atrezi ve stenozun kombine insidansı 1/7000’dir.
Duodenal obstruksiyonlarda üst seviyede tıkanıklık olduğu
için genellikle infant döneminde bulgu verir. Web, pre ya da
postpapiller duodenumda lokalize olabilir, sırası ile safrasız
veya safralı kusmaya yol açabilir. İnfantil dönemde en yaygın
klinik bulgular bulantı ve inatçı kusmalardır (8, 9). Bu olgularda distalde tıkanıklık nedeni ile besinler ileriye geçemez ve
midede dolgunluk nedeni ile tokluk hissi, iştahsızlık ve kusma gözlenir. Bizim olgumuzda bulbusta Tip 1a duodenal darlık söz konusuydu, bu nedenle kusması safrasızdı, sık kusma
ve beslenme yetersizliği nedeni ile büyüme geriliği gelişmişti.
Duodenal atrezinin en çok Down sendromu olmak üzere,
VACTREL (vertebral, anorektal, kardiyak, trakeoözofageal,
renal ve ekstremite anomalileri) sendromuyla da birlikteliği
tanımlanmıştır (2,7). Hastamızın sendromik görünümü yoktu ve eşlik edebilecek anomaliler açısından yapılan abdominal ultrasonografisi de normaldi.
Tanıda kontrastlı üst gastrointestinal sistem pasaj grafisi ve
üst gastrointestinal sistem endoskopisi yardımcı olabilir. Hastaların ayakta direkt batın grafilerinde proksimal duodenumun hava ile dilatasyonu veya ‘double-bubble sign’ bulgusu
saptanabilir (7,10). Kontrastlı özofagus mide duodenum tetkikinde ise bizim olgumuzda da olduğu gibi kontrast maddenin distale geçişinde gecikme olduğu görülür. Web’i olan
hastaların endoskopik bakılarında bulbusta genişleme, duodenum ikinci kısmına geçilememesi gibi nonspesifik bulgulara rastlanabilir. Olgumuzun endoskopisinde bulbusun ileri
derecede geniş olduğu, duodenumun ikinci kısmına geçişe
izin vermeyen duodenal web saptandı.
Hastalığın nihai tedavisi webin duodenojejunostomi, gastrojejunostomi gibi yöntemlerle çıkarılmasıdır (10). Ayrıca bu
olgularda laparoskopik cerrahi ve endoskopik yöntemlerle
tedavi de mümkündür (11,12). Bizim olgumuzda uygulanan
gastrojejunostomi işlemi sonrasında hastamızın şikayetleri
geriledi.
Sonuç olarak inatçı kusma ve büyüme geriliği olan infantların ayırıcı tanısında konjenital anomalilerin her zaman akılda
tutulması gerekmektedir, bu sayede kesin tedavisi mümkün
olan hastalıkta gereksiz medikal tedavilerle zaman kaybedilmeden büyüme geriliği gibi istenmeyen sonuçların önüne
geçilebilir.
Tartışma
Duodenal atrezi ilk olarak 1733’de Calder tarafından intestinal obstrüksiyon nedeni olarak tanımlanmıştır. 1931’de 250 duodenal atrezili vakadan sadece 9 yaşayan olgu sunulmuştur. Önceleri %86-90 olan mortalite oranları cerrahi
yöntemlerle günümüzde %4’e gerilemiştir. Duodenal atrezi,
embriyolojik dönemde foreguttan gelişen distal duodenum
ile midguttan gelişen proksimal kısmın birleşme ve rekanalizasyonu sırasında ortaya çıkan sorunlar nedeniyle oluşur. Tip
1 duodenal atrezi en sık görülen tiptir ve genellikle lümeni
oklüze eden bir membran “web” vardır (Tip 1a), bazen bu
membranda fenestrasyonlar olabilir (Tip 1b), yaygın bir formu olan ‘wind-sock’ anomalisi proksimal membranın distal
segment içine birkaç santimetre girmesi ile oluşur (Tip 1c).
Tip 2 duodenal atrezide proksimal ve distal segment arasında fibroz bir bant varken Tip 3’de ise iki kör segment vardır
(5-7).
Konjenital duodenal obstrüksiyon yenidoğan döneminde
yaygındır, tüm intestinal atrezilerin %49’nu oluşturur. Duodenal atrezi ve stenozun kombine insidansı 1/7000’dir.
Duodenal obstruksiyonlarda üst seviyede tıkanıklık olduğu
için genellikle infant döneminde bulgu verir. Web, pre ya da
postpapiller duodenumda lokalize olabilir, sırası ile safrasız
veya safralı kusmaya yol açabilir. İnfantil dönemde en yaygın
klinik bulgular bulantı ve inatçı kusmalardır (8, 9). Bu olgularda distalde tıkanıklık nedeni ile besinler ileriye geçemez ve
midede dolgunluk nedeni ile tokluk hissi, iştahsızlık ve kusma gözlenir. Bizim olgumuzda bulbusta Tip 1a duodenal darlık söz konusuydu, bu nedenle kusması safrasızdı, sık kusma
ve beslenme yetersizliği nedeni ile büyüme geriliği gelişmişti.
Duodenal atrezinin en çok Down sendromu olmak üzere,
VACTREL (vertebral, anorektal, kardiyak, trakeoözofageal,
renal ve ekstremite anomalileri) sendromuyla da birlikteliği
tanımlanmıştır (2,7). Hastamızın sendromik görünümü yoktu ve eşlik edebilecek anomaliler açısından yapılan abdominal ultrasonografisi de normaldi.
Tanıda kontrastlı üst gastrointestinal sistem pasaj grafisi ve
üst gastrointestinal sistem endoskopisi yardımcı olabilir. Hastaların ayakta direkt batın grafilerinde proksimal duodenumun hava ile dilatasyonu veya ‘double-bubble sign’ bulgusu
saptanabilir (7,10). Kontrastlı özofagus mide duodenum tetkikinde ise bizim olgumuzda da olduğu gibi kontrast maddenin distale geçişinde gecikme olduğu görülür. Web’i olan
hastaların endoskopik bakılarında bulbusta genişleme, duodenum ikinci kısmına geçilememesi gibi nonspesifik bulgulara rastlanabilir. Olgumuzun endoskopisinde bulbusun ileri
derecede geniş olduğu, duodenumun ikinci kısmına geçişe
izin vermeyen duodenal web saptandı.
Hastalığın nihai tedavisi webin duodenojejunostomi, gastrojejunostomi gibi yöntemlerle çıkarılmasıdır (10). Ayrıca bu
olgularda laparoskopik cerrahi ve endoskopik yöntemlerle
tedavi de mümkündür (11,12). Bizim olgumuzda uygulanan
gastrojejunostomi işlemi sonrasında hastamızın şikayetleri
geriledi.
Sonuç olarak inatçı kusma ve büyüme geriliği olan infantların ayırıcı tanısında konjenital anomalilerin her zaman akılda
tutulması gerekmektedir, bu sayede kesin tedavisi mümkün
olan hastalıkta gereksiz medikal tedavilerle zaman kaybedilmeden büyüme geriliği gibi istenmeyen sonuçların önüne
geçilebilir.
Kaynaklar
1. Kshirsagar AY, Sulhyan SR, Vasisth G, Nikam YP. Duodenal stenosis in
a child. Afr J Paediatr Surg 2011;8:92-4.
2. Escobar MA, Ladd AP, Grosfeld JL, et al. Duodenal atresia and stenosis:
long-term follow-up over 30 years. J Pediatr Surg 2004;39:867-71.
3. Tzeng GY, Lin CC, Chen HC, et al. Congenital duodenal web in late
infancy and childhood: a report of two cases. Zhonghua Yi Xue Za Zhi
(Taipei) 1994;53:307-10.
4. Saha N, Hasanuzaman SM, Chowdhury LH, Talukder SA. Congenital
duodenal web (wind-soak variety) in the fourth part of the duodenum
causing obstruction in a female child. Mymensingh Med J 2012;21:745-8.
5. Yılmaz A, Akçam M, Duman Ö, et al. İnatçı kusma ve ishal nedeniyle
epilepsi yanlış tanısı alan rüzgar çorabı tipi duodenal perde: Bir vaka
takdimi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2007;50:111-3.
6. Melek M, Edirne YE. Two cases of duodenal obstruction due to a congenital web. World J Gastroenterol 2008;14:1305-7.
7. Arca MJ, Oldham KT. Small and Large Bowel Stenosis and Atresias. In:
Wyllie R, Hyams J and Kay M (eds). Pediatric Gastrointestinal and Liver
Disease 4th ed. Philadelphia: Saunders Elsevier 2011;598-600.
8. Hill S, Koontz CS, Langness SM, Wulkan ML. Laparoscopic versus open
repair of congenital duodenal obstruction in infants. J Laparoendosc
Adv Surg Tech A 2011;21:961-3.
9. Muensterer OJ, Hansen EN. Resection of a duodenal web using singleincision pediatric endosurgery. J Pediatr Surg 2011;46:989-93.
10. Yoon CH, Goo HW, Kim EA, et al. Sonographic windsock sign of a
duodenal web. Pediatr Radiol 2001; 31: 856-857.
11. Van der Zee DC. Laparoscopic repair of duodenal atresia: revisited.
World J Surg 2011;35:1781-4.
12. Lee SS, Hwang ST, Jang NG, et al. A case of congenital duodenal web
causing duodenal stenosis in a down syndrome child: endoscopic resection with an insulated-tip knife. Gut Liver 2011;5:105-9.