- Ana Sayfa
- Sayılar
- Aralık 2014
- Kolonoskopi ile tanı konulan, endometriozisin sebeb olduğu appendiks invajinasyonu: nadir bir olgu
sunumu
Aralık 2014 / (22 - 3)
Kolonoskopi ile tanı konulan, endometriozisin sebeb olduğu appendiks invajinasyonu: nadir bir olgu
sunumu
Yazarlar
Yusuf YÜCEL1, Ahmet ŞEKER1, Abdullah ÖZGÖNÜL1, Alpaslan TERZİ1, Timuçin AYDOĞAN2, Ahmet UYANIKOĞLU2,
Reşit ÇİFTÇİ1, Ali UZUNKÖY2
Kurumlar
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1Genel Cerrahi Anabilim Dalı, 2Gastroenteroloji Bilim Dalı, Şanlıurfa
Özet
Appendiks invajinasyonu çok nadir görülen bir durumdur. Bütün yaş gruplarını ve her iki cinsiyeti de etkileyebilir ancak sıklıkla 1. dekattaki erkek
çocuklarında görülür. Genellikle akut apandisit ön tanısıyla ameliyat edilen
hastalarda insidental olarak tanı konur. Kolonoskopi ile appendiks invajinasyonu tanısı rastlantısal olarak konulabilir. Çekumdaki poliplerle karışabileceği için endoskopistlerin bu duruma dikkat etmeleri gerekir. Olgumuz 45
yaşında, 1 yıldır aralıklı karın ağrısı olan kadın hasta idi. Hastanın kolonoskopik muayenesinde appendiks invajinasyonu olabileceği düşünüldü. Kitle
cerrahi olarak çekumdan wedge rezeksiyonu ile çıkarıldı. Kitle çevresi fibrotik, mavi-siyah rekli görünümdeydi. Sonuç olarak, appendiks invajinasyonu
nadir görülen bir durum olup, preoperatif dönemde yapılan kolonoskopi
tanı koymaya yardımcı olabilir.
Anahtar Kelimeler
Appendiks, invajinasyon, kolonoskopi
Giriş
Appendiks invajinasyonu çok nadir görülen bir durumdur,
otopsi serilerinde yaklaşık %0,01 sıklığında tespit edilmiş-tir (1,2). Bütün yaş gruplarını etkileyebilir ancak sıklıkla ilk
dekattaki erkek çocuklarında görülür (3,4). Hastalar akut ya
da kronik karın ağrısıyla doktora başvurabilirler (1,2,5,6).
Ameliyat etmeden, bu hastalara tanı koymak zordur (2,3,6).
Genellikle akut apandisit düşünülerek ameliyat edilen hastalarda insidental olarak tanı konur (1). Appendiks invajinasyonu tanısında kolonoskopi kullanılabilir. Ancak kolonoskopide dikkat edilmesi gereken nokta invajinasyon olgularının
yanlışlıkla çekum polipleri ile karıştırılabilmesidir (2,6). Olgu
sunumumuzda karın ağrısı şikayeti ile başvuran ve invajinasyon tanısı konulan bir olgunun tanı ve tedavisi tartışılmıştır.
Olgu
Appendiks invajinasyonunu ilk olarak, McKidd 1858 yılında, 7 yaşındaki bir erkek çocuğunda tanımladı. 1964 yılında
Collins ve arkadaşları 71.000 kadavradan alınan ve cerrahi
olarak hastalardan çıkarılan appendiksleri inceledi. Appendiks invajinasyonunun sıklığı %0,01 olarak tespit edildi. Bu
çalışma sonucunda, her yaşta görülebilebilmekle birlikte vakaların, çoğunlukla ilk dekattaki çocuklar olduğu görüldü.
Erkek/kadın oranı 4/1 idi (7). Genellikle hastayı ameliyat etmeden appendiks invajinasyonu tanısını koymak zordur. Hastalarda kronik ya da tekrar
eden karın ağrısı, rektal kanama, barsak alışkanlığında deği-şiklikler olabilir veya hiçbir belirti olmayabilir. En sık da akut
apandisiti taklit eder (1,5,7).
Bizim olgumuz da, son 1 yıldır tekrarlayan karın ağrıları olan
45 yaşında bir kadın hasta idi.
Literatürde çok az olguya endoskopik tanı konulabilmiştir.
Endoskopik olarak, appendiksin anatomik olarak bulunduğu
noktada, polipoid ya da mantar şeklinde bir görünüm olabilir
(1). Vakamızda da endoskopik görünüm polip şeklindeydi,
appendiks orifisinin de görülmemesi appendiks invaginasyonu olabileceğini akla getirdi.
Appendiks invajinasyonunun patogenezi bilinmemektedir.
Bazı vakalarda meydana gelebilen, appendiks ve çekumdaki irritasyonun peristaltizm artışına sebep olduğu, bunun da
appendiks invajinasyonunu tetiklediği düşünülmektedir (7). İrritasyonun muhtemel sebepleri arasında, yabancı cisim,
parazit, polip, lenfoid hiperplazi, endometriozis, adenokarsinom, karsinoid tümör, mukosel bulunabilir. Anatomik olarak appendiks lümeninin geniş olması ve mobil mezoapendiks de bu irritasyona yol açabilir (1, 5, 7). Bizim olgumuzda
da, yapılan patolojik değerlendirme sonucunda, appendiks
invajinasyonunu tetikleyen etkenin endometriozis olduğu
bulundu.
Açıklanamayan karın ağrıları olan hastalarda, radyolojik
şüphe de mevcutsa, appendiks invajinasyonu tanısı için kolonoskopi bize çok değerli ipuçları verebilir. Kolonoskopide
appendiks orifisi dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.
Aksi takdirde, appendiks ağzındaki invajinasyon, polip ya da
malign bir kitle kabul edilerek polipektomi veya biyopsi alma
işlemi yapılabilir. Semptomsuz hastalar takip edilebilirken,
malignite şüphesi olan ve semptomatik olgularda ise cerrahi
en doğru yaklaşımdır.
Tartışma
Appendiks invajinasyonunu ilk olarak, McKidd 1858 yılında, 7 yaşındaki bir erkek çocuğunda tanımladı. 1964 yılında
Collins ve arkadaşları 71.000 kadavradan alınan ve cerrahi
olarak hastalardan çıkarılan appendiksleri inceledi. Appendiks invajinasyonunun sıklığı %0,01 olarak tespit edildi. Bu
çalışma sonucunda, her yaşta görülebilebilmekle birlikte vakaların, çoğunlukla ilk dekattaki çocuklar olduğu görüldü.
Erkek/kadın oranı 4/1 idi (7). Genellikle hastayı ameliyat etmeden appendiks invajinasyonu tanısını koymak zordur. Hastalarda kronik ya da tekrar
eden karın ağrısı, rektal kanama, barsak alışkanlığında deği-şiklikler olabilir veya hiçbir belirti olmayabilir. En sık da akut
apandisiti taklit eder (1,5,7).
Bizim olgumuz da, son 1 yıldır tekrarlayan karın ağrıları olan
45 yaşında bir kadın hasta idi.
Literatürde çok az olguya endoskopik tanı konulabilmiştir.
Endoskopik olarak, appendiksin anatomik olarak bulunduğu
noktada, polipoid ya da mantar şeklinde bir görünüm olabilir
(1). Vakamızda da endoskopik görünüm polip şeklindeydi,
appendiks orifisinin de görülmemesi appendiks invaginasyonu olabileceğini akla getirdi.
Appendiks invajinasyonunun patogenezi bilinmemektedir.
Bazı vakalarda meydana gelebilen, appendiks ve çekumdaki irritasyonun peristaltizm artışına sebep olduğu, bunun da
appendiks invajinasyonunu tetiklediği düşünülmektedir (7). İrritasyonun muhtemel sebepleri arasında, yabancı cisim,
parazit, polip, lenfoid hiperplazi, endometriozis, adenokarsinom, karsinoid tümör, mukosel bulunabilir. Anatomik olarak appendiks lümeninin geniş olması ve mobil mezoapendiks de bu irritasyona yol açabilir (1, 5, 7). Bizim olgumuzda
da, yapılan patolojik değerlendirme sonucunda, appendiks
invajinasyonunu tetikleyen etkenin endometriozis olduğu
bulundu.
Açıklanamayan karın ağrıları olan hastalarda, radyolojik
şüphe de mevcutsa, appendiks invajinasyonu tanısı için kolonoskopi bize çok değerli ipuçları verebilir. Kolonoskopide
appendiks orifisi dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.
Aksi takdirde, appendiks ağzındaki invajinasyon, polip ya da
malign bir kitle kabul edilerek polipektomi veya biyopsi alma
işlemi yapılabilir. Semptomsuz hastalar takip edilebilirken,
malignite şüphesi olan ve semptomatik olgularda ise cerrahi
en doğru yaklaşımdır.
Kaynaklar
1. Tavakkoli H, Sadrkabir SM, Mahzouni P. Colonoscopic diagnosis of appendiceal intussusception in a patient with intermittent abdominal pain:
a case report. World journal of gastroenterology. World J Gastroenterol
2007;13:4274-7.
2. Ryu BY, Kim TH, Jeon JY, et al. Colonoscopic diagnosis of appendiceal
intussusception: a case report. J Korean Med Sci 2005;20:680-2.
3. Seddik H, Rabhi M. Two cases of appendiceal intussusception: a rare diagnostic pitfall in colonoscopy. Diagn Ther Endosc 2011;2011:198984.
4. Ijaz S, Lidder S, Mohamid W, et al. Intussusception of the appendix
secondary to endometriosis: a case report. J Med Case Rep 2008;2:12.
5. Thomas RE, Maude K, Rotimi O. A case of an intussuscepted neuroendocrine carcinoma of the appendix. World J Gastroenterol 2006;12:971-3.
6. Akbayir N, Yildirim S, Sokmen HM, et al. Intussusception of vermiform
appendix with microscopic melanosis coli: a case report. Turk J Gastroenterol 2006;17:233-5.
7. Salehzadeh A, Scala A, Simson JN. Appendiceal intussusception mistaken for a polyp at colonoscopy: case report and review of literature. Ann
R Coll Surg Engl 2010;92:W46-8.