Aralık 2015 / (23 - 3)
Özofagusun leiomyomaları
Yazarlar
Tülay DİKEN ALLAHVERDİ, Neşet KÖKSAL, Barlas SÜLÜ, Turgut ANUK, Yusuf GÜNERHAN
Kurumlar
Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Kars
Özet
Giriş ve Amaç: Özofagusun leiomyomları özofagusun en sık görülen benign
tümörleridir.Bu çalışmanın amacı; 18 aylık bir dönemde cerrahi tedavi yapılan
altı hastanın sunumudur. Gereç ve Yöntem: Epidemiyolojik veri, semptomlar,
diagnostik, muayeneler, yerleşim, histopatolojik bulgular ve cerrahi
rezeksiyonun sonuçları değerlendirildi. Bulgular: Ortalama yaşı kırkdokuz
olan iki erkek ve dört kadın ameliyat edildi. Üç olguda leiomyoma özofagusun
orta bölümünde yerleşirken, üç vakada tümör alt özofagus yerleşimliydi.
Beş hastada disfaji gibi leiomyoma ilişkili semptomlar vardı. Üç hastada lezyona
enükleasyon sağ posterolateral torakotomi ile yapıldı. İki hastada laparotomi
ile enükleasyon uygulandı. Bir hasta endoskopik mukozal rezeksiyon
ile tedavi edildi. Ortalama rezeke edilen tümör çapı 4 cm idi. Hiçbir olguda
malignite ve metastaz saptanmadı. Postoperatif morbidite ve mortalite saptanmadı.
Tartışma: Özofagus leiomyoma için cerrahi enükleasyon güvenli,
etkili olarak düşünüldü. Endoskopik submukozal rezeksiyon küçük boyutlu
özofageal leiomyomalı bazı hastalar için uygulanabilir ve minimal invaziv
tedavi yöntemi olarak görünmektedir.
Anahtar Kelimeler
Leiomyoma, özofagus, enükleasyon, endoskopik submukozal
rezeksiyon
Giriş
Leimyomalar özofagusun en sık görülen benign tümörleridir.
Otopsi serilerinde %0,05 ile 5,1 oranında saptanmıştır. İlk
olarak 1761’de Morgagni tarafından tanımlanan leiomyomlar,
düz kas kaynaklı hücre tümörleri olup özofagusun muskularis
propria tabakasından köken almaktadırlar. Leiomyomlar
genellikle küçük boyutlarda ve asemptomatik seyirlidirler.
Boyutları büyüdükçe, neden oldukları semptomlarla ya da
insidental olarak saptanırlar (1,2).
Özofageal leiomyomların tedavisinde önerilen cerrahi işlem
enükleasyondur. Nadiren rezeksiyon gerekir. Cerrahi, tümör
boyutu ve sayısına göre açık cerrahi ya da minimal invaziv
teknikler ile yapılabilir. Üç cm’nin altındaki leiomyomlar endoskopik
submukozal rezeksiyonla (EMR) çıkarılabilir. Aynı
zamanda torasik özofagusun üst 2/3 kısımında lokalize lezyonlarda
video yardımlı torakoskopik cerrahi uygulanabilir
(3-6).
Olgu
Leimyom özofagusun en yaygın görülen benign neoplazmıdır.
Erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla görülürken,
3.-4. dekatlar arasında insidansı pik yapar. Genellikle farklı
büyüklüklerde, yuvarlak ve oval biçimli, düzgün kenarlı
asemptomatik lezyonlar olup, sıklıkla insidental saptanırlar.
Bazen lobüle olup, özofagus duvarını çepeçevre sarabilirler.
Düzgün kenarlı olmalarına rağmen her zaman kapsüllü olmayabilirler.
Leiomyomlar sıklıkla özofagusun orta ve alt 1/3’lük kısımında ve düzgün sınırlı, submukozal kitle şeklinde ortaya
çıkarlar (1,2). Bizim çalışmamızda opere edilen 6 hastamızın
3’ünde tümöral kitlenin 39 ve 40 cm’de, 3’ünde 23-28 cm’ler
arasında saptandığı gözlenmiştir. En sık karşılaşılan semptomlar;
disfaji, nonspesifik göğüs ağrısı ve retrosternal ağrı,
daha seyrek olarak da regürjitasyon, epigastrik hassasiyet,
nefes darlığı ve kilo kaybıdır. Hastalarımızda en sık disfaji ve
retrosternal ağrı gözlenirken, en büyük tümör çapına ulaşmış
olan hastamızda şiddetli bulantı ve kusma gözlendi. Tanı özofagogram, özofagoskopi, bilgisayarlı tomografi ve
manyetik rezonans görüntüleme ile konur. Özellikle özofagoskopide
mukoza bütünlüğünün korunmuş olması ve lümene
doğru büyümüş düzgün sınırlı lezyon olması karakteristiktir
(1,2). Hastalarımızın tamamına üst GİS endoskopik
biyopsi ile tanı konulmuş olup, preoperatif torako abdominal
tomografi ile de periferik tutulumlar görüntülenmiştir. Tüm
hastalarımızda tek odakta saptanan leiomyomların, literatürde,
tek odakta olabildiği gibi, bazı multiple formlarının da
olduğu bildirilmiştir (6).
Leiomyomalar için önerilen cerrahi tedavi enükleasyondur.
Enükleasyon, lezyonun lokalizasyonu ve büyüklüğüne göre
torakal, abdominal ya da endoskopik yoldan yapılabilir (7,8).
Cerrahi yaklaşıma karar vermede tümörün tek veya multiple
oluşu, büyüklüğü ve lokalizasyonu yol göstericidir. En çok
tercih edilen yöntemler geçmişten bugüne lezyonun yerine
göre laparotomi veya torakotomi ile enükleasyondur. Bizim
çalışmamızda da üç olguda torakotomi ve iki olguda laparotomi
yapılarak, herhangi bir komplikasyon olmadan leiomyoma
enükleasyonla çıkarıldı. Orta özofagusta bulunan
leiomyomalar için torakoskopik yaklaşımla da enükleasyon yapılabilir. Torakoskopik yaklaşımlar (VATS) daha çok leiomyomların
tek olduğu ve boyutunun 1-5 cm olduğu durumlarda
tercih edilmektedir. Literatürde 6 cm’den 10 cm’ye
kadar lezyonların VATS’la çıkarılabildiği bildirilmiştir (8,9).
Aynı zamanda bu yöntemle kardioözofageal bileşkenin 4 cm
yukarısındaki leiomyomaların herhangi bir komplikasyon
olmadan rahatlıkla çıkarılabileceği bildirilmiştir (10). Endoskopik
yaklaşımlar da çeşitli lezyonların çıkarılmasında kullanılabilir.
Leiomyomaların çıkarılmasında endoskopik olarak
submukozal rezeksiyon tercih edilebilir. İki cm’nin altındaki
lezyonlar bu yöntemle çıkarılabilirler. Fakat endoskopik
yöntemlerde kanama, perforasyon ve tam rezeksiyon yapılamaması
gibi bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Zhao ve
ark.’nın yaptığı 26 hastalık çalışmada submukozal tümörler
endoskopik olarak çıkarılmış ve herhangi bir patolojiye rastlanmamıştır
(11). Huang ve ark. yaptıkları çalışmada ise 2
cm’nin altında boyutu olan 3 vaka endoskopik submukozal
rezeksiyonla çıkarılmış ve herhangi bir komplikasyona rastlanmamıştır
(12). Bizim çalışmamızda da bir vakada submukozal
rezeksiyon uygulandı. Tümör çapı 2 cm idi. Herhangi
bir komplikasyon olmadı.
Gereç ve Yöntem
Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda
2012-2013 yılları arasında disfaji ve retrosternal yanma
hissi nedeni ile yapılan üst gastrointestinal sistem (GİS)
endoskopisi sonucu özofagusta kitle saptanıp, cerrahi tedavi
uygulanan ve histopatolojik değerlendirmesi leiomyoma
saptanan 6 olgunun dosya kayıtları retrospektif olarak incelendi.
Hastaların yaş, cinsiyet, semptom, tümörlü özofagus
segmenti, tümör çapı, uygulanan cerrahi tedavi ve sonuçları,
ameliyat sonrası komplikasyonlar kaydedildi. Hastaların ilk
yıl takipleri, postoperatif 6. ayda üst GiS endoskopisi ve 1.
yıldaki semptomatik hastalarda üst GİS endoskopisi ve torako
abdominal tomografi ile yapıldı.
Bulgular
İkisi erkek, 4’ü kadın altı hastanın ortalama yaşı 44±18 (31-
57) idi. Hastaların beşinin hastaneye başvuru şikayeti disfaji
ve retrosternal yanma hissi ve reflü iken, 1 hastada da bulantı
ve kusma saptandı. Hastaların tamamına üst GİS endoskopisi
ve kitle saptanması üzerine de biyopsi ve torako abdominal
kontrastlı tomografi yapıldı (Resim 1-2). Tümörlerin yerleşim
yeri 23. cm’den 40. cm’ye kadar farklı segmentlerde tespit
edilirken, en küçük tümör çapı 2 cm, en büyük tümör çapı ise 6 cm olarak saptandı. Lezyonların tümör çapına göre dağılımı
Tablo 1’de verilmiştir. Hastaların 3’üne sağ posterolateral
torakotomi ile, 2’sine laparotomi ile enükleasyon ve 1’ine
de endoskopik submukozal rezeksiyon uygulandı (Tablo 2).
İntraoperatif ve postoperatif histopatolojik değerlendirmede
lenf nodu metastazı ve uzak organ metastazı mevcut değildi.
Hastaların ortalama 12±8.48 ay (6-18) olan takiplerinde, hiçbir
hastada komplikasyon, morbidite ve mortalite gelişmedi.
Tartışma
Leimyom özofagusun en yaygın görülen benign neoplazmıdır.
Erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla görülürken,
3.-4. dekatlar arasında insidansı pik yapar. Genellikle farklı
büyüklüklerde, yuvarlak ve oval biçimli, düzgün kenarlı
asemptomatik lezyonlar olup, sıklıkla insidental saptanırlar.
Bazen lobüle olup, özofagus duvarını çepeçevre sarabilirler.
Düzgün kenarlı olmalarına rağmen her zaman kapsüllü olmayabilirler.
Leiomyomlar sıklıkla özofagusun orta ve alt 1/3’lük kısımında ve düzgün sınırlı, submukozal kitle şeklinde ortaya
çıkarlar (1,2). Bizim çalışmamızda opere edilen 6 hastamızın
3’ünde tümöral kitlenin 39 ve 40 cm’de, 3’ünde 23-28 cm’ler
arasında saptandığı gözlenmiştir. En sık karşılaşılan semptomlar;
disfaji, nonspesifik göğüs ağrısı ve retrosternal ağrı,
daha seyrek olarak da regürjitasyon, epigastrik hassasiyet,
nefes darlığı ve kilo kaybıdır. Hastalarımızda en sık disfaji ve
retrosternal ağrı gözlenirken, en büyük tümör çapına ulaşmış
olan hastamızda şiddetli bulantı ve kusma gözlendi. Tanı özofagogram, özofagoskopi, bilgisayarlı tomografi ve
manyetik rezonans görüntüleme ile konur. Özellikle özofagoskopide
mukoza bütünlüğünün korunmuş olması ve lümene
doğru büyümüş düzgün sınırlı lezyon olması karakteristiktir
(1,2). Hastalarımızın tamamına üst GİS endoskopik
biyopsi ile tanı konulmuş olup, preoperatif torako abdominal
tomografi ile de periferik tutulumlar görüntülenmiştir. Tüm
hastalarımızda tek odakta saptanan leiomyomların, literatürde,
tek odakta olabildiği gibi, bazı multiple formlarının da
olduğu bildirilmiştir (6).
Leiomyomalar için önerilen cerrahi tedavi enükleasyondur.
Enükleasyon, lezyonun lokalizasyonu ve büyüklüğüne göre
torakal, abdominal ya da endoskopik yoldan yapılabilir (7,8).
Cerrahi yaklaşıma karar vermede tümörün tek veya multiple
oluşu, büyüklüğü ve lokalizasyonu yol göstericidir. En çok
tercih edilen yöntemler geçmişten bugüne lezyonun yerine
göre laparotomi veya torakotomi ile enükleasyondur. Bizim
çalışmamızda da üç olguda torakotomi ve iki olguda laparotomi
yapılarak, herhangi bir komplikasyon olmadan leiomyoma
enükleasyonla çıkarıldı. Orta özofagusta bulunan
leiomyomalar için torakoskopik yaklaşımla da enükleasyon yapılabilir. Torakoskopik yaklaşımlar (VATS) daha çok leiomyomların
tek olduğu ve boyutunun 1-5 cm olduğu durumlarda
tercih edilmektedir. Literatürde 6 cm’den 10 cm’ye
kadar lezyonların VATS’la çıkarılabildiği bildirilmiştir (8,9).
Aynı zamanda bu yöntemle kardioözofageal bileşkenin 4 cm
yukarısındaki leiomyomaların herhangi bir komplikasyon
olmadan rahatlıkla çıkarılabileceği bildirilmiştir (10). Endoskopik
yaklaşımlar da çeşitli lezyonların çıkarılmasında kullanılabilir.
Leiomyomaların çıkarılmasında endoskopik olarak
submukozal rezeksiyon tercih edilebilir. İki cm’nin altındaki
lezyonlar bu yöntemle çıkarılabilirler. Fakat endoskopik
yöntemlerde kanama, perforasyon ve tam rezeksiyon yapılamaması
gibi bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Zhao ve
ark.’nın yaptığı 26 hastalık çalışmada submukozal tümörler
endoskopik olarak çıkarılmış ve herhangi bir patolojiye rastlanmamıştır
(11). Huang ve ark. yaptıkları çalışmada ise 2
cm’nin altında boyutu olan 3 vaka endoskopik submukozal
rezeksiyonla çıkarılmış ve herhangi bir komplikasyona rastlanmamıştır
(12). Bizim çalışmamızda da bir vakada submukozal
rezeksiyon uygulandı. Tümör çapı 2 cm idi. Herhangi
bir komplikasyon olmadı.
Kaynaklar
1. Maggi G, Dei Poli M, Gaetini A, et al. Our experience in 6 cases of leiomyoma
of the esophagus. Minerva Chirurgica 1981;36:1035-42.
2. Seremetis MG, Lyons WS, DeGusman VC, Peabody JW Jr. Leiomyomata
of the Esophagus: an Analysis of 838 cases. Cancer 1976;38:2166-77.
3. Samphire J, Nafteux P, Luketich J. Minimally invasive techniques for
resection of benign esophageal tumors. Semin Thorac Cardiovas Surg
2003;15:35-43.
4. Van der peet DL, Berends FJ, Klinkemberg-Knol EC, Cuesta MA. Endoscopic
treatment of benign esophageal tumors: case report of three
patients. Surg Endosc 2001;15:1489.
5. Ousadden A, Bourdariat R, Poncet G, Boulez J. Esophageal leiomyoma.
Six cases of video-assisted enucleation. Presse Med 2006;35:1649-55.
6. Pon M, Manger T, Wolf S, et al. Thoracoscopic enucleation of benign tumor
of the esophagus under simultaneous flexible esophagoscopy. Surg
Endosc 2000;14:1146-8.
7. Okugawa Y, Mohri Y, Toiyama Y, et al. Multiple solitary leiomyomas in
the esophagus: report of a case. Surg Today 2011;41:563-7. 8. Pinheiro FA, Campos AB, Matos JR, Araripe DP. Videoendoscopic
surgery for the treatment of esophagus’ leiomyoma. Arq Bras Cir Dig
2013;26:234-7.
9. Hu X, Lee H. Complete thoracoscopic enucleation of giant leiomyoma of
the esophagus: a case report and review of the literature. J Cardiothorac
Surg 2014;9:34.
10. Li ZG, Chen HZ, Jin H, et al. Surgical treatment of esophageal leiomyoma
located near or at the esophagogastric junction via a thoracoscopic
approach. Dis Esophagus 2009;22:185-9.
11. Zhou PH, Yao LQ, Qin XY, et al. Endoscopic full-thickness resection
without laparoscopic assistance for gastric submucosal tumors originated
from the muscularis propria. Surg Endosc 2011;25:2926-31.
12. Huang ZG, Zhang XS, Huang SL, Yuan XG. Endoscopy dissection of
small stromal tumors emerged from the muscularis propria in the upper
gastrointestinal tract: Preliminary study. World J Gastrointest Endosc
2012;4:565-70.