Nisan 2016 / (24 - 1)
Üst gastrointestinal sistem endoskopisi: 7703 olgunun retrospektif analizi
Yazarlar
Yusuf YÜCEL1,2, Alpay AKTÜMEN3, Timuçin AYDOĞAN4, Ahmet UYANIKOĞLU4, Ahmet ŞEKER1, Orhan GÖZENELİ1,
Abdullah ÖZGÖNÜL1, Alpaslan TERZİ1, Ali UZUNKÖY1
Kurumlar
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1Genel Cerrahi Anabilim Dalı, 4Gastroenteroloji Anabilim Dalı, Şanlıurfa
Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2Genel Cerrahi Anabilim Dalı, 3Patoloji Anabilim Dalı, Karabük
Özet
Giriş ve Amaç: Endoskopi ünitemizde üst gastrointestinal endoskopi uygulanan hastalarda özofagus, mide, proksimal duodenum hastalıkları sıklığının
retrospektif olarak araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Karabük
Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi endoskopi ünitesinde 2006-2012
yılları arasında üst gastrointestinal sistem endoskopi yapılarak video arşivleme sistemine kaydedilen hastaların yaşı, cinsiyeti ve endoskopi raporlarındaki özofagus, mide ve proksimal duodenum hastalıkları belirlendi. Bulgular:
Üst gastrointestinal sistem şikayetleri nedeniyle 7703 hastaya endoskopik
işlem yapıldı. Hastaların 4578’i (%59,4) kadın, 3125’i (%40,6) erkekti. Kadınların yaş aralığı 18-83 (ortalama: 57.8), erkeklerin 20-93 (ortalama: 54.3)
yaş idi. Hastaların 565’inin endoskopisinde patoloji tespit edilmedi. Olguların %99.2’sinde üst gastrointestinal sistem endoskopisi topikal farenks anez-
tezisi ile yapıldı. Üst gastrointestinal sistem endoskopisi uygulanan olgularda
mide kanseri oranı %1.4 bulundu. Yapılan endoskopik işlemler sırasında
komplikasyon ve mortalite oranı %0 idi. Sonuç: Özofagogastroduodenoskopi, üst gastrointestinal sistem hastalıkların teşhisinde hala altın standarttır,
topikal farenks aneztezisi ile kolaylıkla uygulanabilir, mortalite ve komplikasyon oranı oldukça düşük, tanısal bir işlemdir
Anahtar Kelimeler
Endoskopi, gastrointestinal sistem, mide kanseri
Giriş
Üst gastrointestinal sistem (GİS) endoskopisi, özofagus, mide
ve proksimal duodenum hastalıklarının tanısında yaygın olarak kullanılan, en güvenilir tanı yöntemidir. Bu yöntemin
avantajı endoskopi yapılan organın iç yüzeyini direkt olarak
görmek, lezyonlardan patolojik örnekleme yapabilmek, gerektiğinde de endoskopik tedavi uygulayabilmektir. Disfaji,
retrosternal yanma/ağrı, epigastrik yanma/ağrı, kanama, dispepsi, kilo kaybı, bulantı ve kusma üst gastrointestinal sistem
hastalıklarının sık görülen semptomlarındandır. Bu semptomlar, benign bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi, malign
bir duruma da işaret edebilirler. Bundan dolayı, bu semptomlara sahip olan hastaların olabildiğince erken, endoskopi
ile değerlendirilmeleri gerekir (1-3). Biz bu çalışmamızda;
endoskopi ünitemizde üst GİS endoskopisi uygulanan hastaların özofagus, mide, proksimal duodenum hastalıklarının
sıklığını retrospektif olarak belirleyip sunmayı amaçladık.
Olgu
Üst GİS endoskopisi özofagus, mide ve proksimal duodenum
hastalıklarının semptomlarını ortaya çıkarmada en güvenilir yöntemdir. Endoskop eski dönemlerde daha çok tanısal
amaçlı kullanılmasına karşın terapötik endoskopların geliştirilmesiyle tedavi amaçlı kullanımı da yaygınlaşmaktadır. Üst
GİS endoskopisi esnasında sedatif ve analjezik ajan kullanımı
hastane ve ülkeye göre değişmektedir. Günümüzde bilinçli
sedasyon yapan ajanların endoskopik işlemlerdeki gerekliliği
konusunda fikir birliği yoktur. Avrupa, Güney Amerika ve
Asya’da gastroskopi, sigmoidoskopi gibi nisbeten basit işlemlerde, genellikle sedasyon uygulanmamaktadır. Sedasyon,
doğru tanı koymak, hasta ve hekim açısından konforu artırmak için faydalıdır. Ancak monitorizasyon ve işlem sonrası
takip gerektirmesi nedeniyle, hasta müracaat oranının fazla
olduğu endoskopi ünitelerinde işlem sayısını azaltabilir (6-
8). Endoskopi ünitemizin şehrimizde tek olması ve ünitemize
müracaat eden hasta sayısının fazla olması nedeniyle, olguların %92’sine tek başına topikal farenks aneztezisi ile üst gastrointestinal sistem endoskopisi yapıldı.
Üst gastrointestinal sistem endoskopi sonuçları incelendiğinde patolojiler en fazla midede görülmekteydi (%57.04). Mide
patolojileri içinde de en fazla gastrit bulundu (%89.70). Peptik ülser %10.45 ve duodenal ülser/gastrik ülser oranı 1.84
bulundu. Gastrit ve peptik ülser oranları literatürle uyumluydu (1, 7).
Üst GİS endoskopisinin komplikasyonu çok nadirdir. Açlık
süresi yeterli olmayan ya da mide boşalması geç olan hastalarda aspirasyon pnömonisi ortaya çıkabilir. Sedasyon sağ-
lamak için verilen ilaca karşı reaksiyon ve verilen ilacın yan
etkisi olabilir. Yabancı cisim çıkarılırken, duodenum ve mide
poliplerine polipektomi yaparken perforasyon ve kanama gö-
rülebilir. Endoskopi işlemi sırasında kardiyak ve pulmoner
hastalıkları olanlarda ölüme kadar giden tablolar ortaya çıkabilir. Çalışmamızda, endoskopi yapılan hastaların yaş ortalaması diğer çalışmalara kıyasla daha yüksekti ve buna rağmen
komplikasyon, mortalite oranı %0 bulundu (7, 9-11). Üst GİS endoskopisi mide kanseri riskinin yüksek olduğu
bölgelerde tarama amaçlı da yapılabilir. Mide kanserinde bölgeler arasında ciddi farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Ailesinde mide kanseri hikayesi olan hastalara mide kanseri risk
yüksekliğinden dolayı endoskopi yapılabilir. Mide kanseri
erkeklerde kadınlardan iki kat daha fazla görülür. Genellikle
40 yaşından sonra ortaya çıkar ve yetmişli yaşlarda pik yapar.
Her zaman belirti vermeyebilir. Mide kanserinin en sık görüldüğü lokalizasyon antrumdur ve literatürde mide kanseri oranı %0.5-4 arasında değişmektedir (2, 12-14). Çalışmamızda
Karabük bölgesinde hastanemize üst gastrointestinal şikayet
nedeniyle müracaat ederek üst GİS endoskopisi uygulanan
olgularda mide kanseri oranı %1.4 olup literatürle uyumluy-
du. Erkek/kadın oranı 3.15, en fazla görüldüğü lokalizasyon
korpus ve hastaların yaş ortalaması ise 68.38 idi (Tablo 3).
Üst GİS endoskopisi; topikal farenks anestezisi ile kolaylıkla
yapılabilen, mortalite-morbidite oranı oldukça düşük olan ve
üst gastrointestinal sistem hastalıkların teşhisinde altın standart olarak kabul edilen bir teşhis yöntemidir.
Gereç ve Yöntem
Çalışmaya, Karabük Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi endoskopi ünitesinde 2006-2012 yılları arasında üst GİS
endoskopisi yapılan ve endoskopi işlemleri video arşivleme
sistemine kaydedilen 7703 hasta alındı. Hastalara endoskopi
işlemi ile ilgili bilgi verildi. Endoskopiler 8 saat açlık sonrası,
işlem öncesi topikal farenks aneztezisi (Xylocaine 10 mikrogr/doz) ile yapıldı. İşlemden çok korkan ve topikal farenks
aneztezisi ile endoskopiyi tolere edemeyen olgularda ise midazolam 1-5 mg ile intravenöz sedasyon sağlandı. Hastaların
yaşı, cinsiyeti ve endoskopi raporlarındaki özofagus, mide ve
proksimal duodenum hastalıkları belirlendi. Makroskopik tanılar patoloji örnekleri ile teyit edilmeye çalışıldı. Kontrol ve
tedavi amaçlı endoskopiler çalışmaya alınmadı.
Endoskopide Z çizgisi ile mideye geçildiği yer arasındaki mesafenin 5 cm’den fazla olması hiatal herni olarak kabul edildi.
Alt özofagial sfinkter yetmezliği ise endoskop midede iken retrofleksiyon yapılıp mide içindeki hava boşaltıldıktan sonra
15-20 saniye izlemin sonucunda kardiyanın gastroskopu iyi
sarmaması ya da açık kalması olarak tanımlandı. Özofajit evrelemesi, Los Angeles sınıflamasına göre yapıldı (4). Barrett
özofagus; normalde skuamoz epitel ile döşeli özofagus epitelinin, özellikle distal kısımlarda metastatik kolumnar epitele
dönüşmesi olarak tanımlandı (5).
Bulgular
Üst GİS şikayeti nedeniyle altı yıllık süreçte 7703 hastaya
endoskopik işlem yapıldı. Hastaların 4578’i (%59.4) kadın,
3125’i (%40.6) erkekti. Kadınların yaş aralığı 18-83 (ortalama: 57.8), erkeklerin ise 20-93 (ortalama: 54.3) idi. 617 (%8)
olguda intravenöz midazolam ile sedasyon sağlandı. Hastaların 565’inin endoskopisinde patoloji tespit edilmedi.
Üst GİS endoskopisinde teşhis edilen mide kanserli olgu sayı-
sı 108 (%1.4) ve %24’ü kadın idi. 3 olgu 50 yaş altında olup,
olguların yaş aralığı 42-93 (ort: 68.38) yaş idi. Mide kanserli
olguların % 4.6’sı stromal tümör, %0.9’u nörondokrin tümör,
%0.9’u lenfoma, %93.6’sı ise adenokarsinoma idi.
Yapılan endoskopik işlemler sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmedi ve mortalite görülmedi.
Endoskopide saptanan patolojiler Tablo 1’de, patolojilerin
organlara göre dağılımı Tablo 2’de, mide kanserlerinin lokalizasyonlarına göre dağılımı da Tablo 3’de özetlenmiştir.
Tartışma
Üst GİS endoskopisi özofagus, mide ve proksimal duodenum
hastalıklarının semptomlarını ortaya çıkarmada en güvenilir yöntemdir. Endoskop eski dönemlerde daha çok tanısal
amaçlı kullanılmasına karşın terapötik endoskopların geliştirilmesiyle tedavi amaçlı kullanımı da yaygınlaşmaktadır. Üst
GİS endoskopisi esnasında sedatif ve analjezik ajan kullanımı
hastane ve ülkeye göre değişmektedir. Günümüzde bilinçli
sedasyon yapan ajanların endoskopik işlemlerdeki gerekliliği
konusunda fikir birliği yoktur. Avrupa, Güney Amerika ve
Asya’da gastroskopi, sigmoidoskopi gibi nisbeten basit işlemlerde, genellikle sedasyon uygulanmamaktadır. Sedasyon,
doğru tanı koymak, hasta ve hekim açısından konforu artırmak için faydalıdır. Ancak monitorizasyon ve işlem sonrası
takip gerektirmesi nedeniyle, hasta müracaat oranının fazla
olduğu endoskopi ünitelerinde işlem sayısını azaltabilir (6-
8). Endoskopi ünitemizin şehrimizde tek olması ve ünitemize
müracaat eden hasta sayısının fazla olması nedeniyle, olguların %92’sine tek başına topikal farenks aneztezisi ile üst gastrointestinal sistem endoskopisi yapıldı.
Üst gastrointestinal sistem endoskopi sonuçları incelendiğinde patolojiler en fazla midede görülmekteydi (%57.04). Mide
patolojileri içinde de en fazla gastrit bulundu (%89.70). Peptik ülser %10.45 ve duodenal ülser/gastrik ülser oranı 1.84
bulundu. Gastrit ve peptik ülser oranları literatürle uyumluydu (1, 7).
Üst GİS endoskopisinin komplikasyonu çok nadirdir. Açlık
süresi yeterli olmayan ya da mide boşalması geç olan hastalarda aspirasyon pnömonisi ortaya çıkabilir. Sedasyon sağ-
lamak için verilen ilaca karşı reaksiyon ve verilen ilacın yan
etkisi olabilir. Yabancı cisim çıkarılırken, duodenum ve mide
poliplerine polipektomi yaparken perforasyon ve kanama gö-
rülebilir. Endoskopi işlemi sırasında kardiyak ve pulmoner
hastalıkları olanlarda ölüme kadar giden tablolar ortaya çıkabilir. Çalışmamızda, endoskopi yapılan hastaların yaş ortalaması diğer çalışmalara kıyasla daha yüksekti ve buna rağmen
komplikasyon, mortalite oranı %0 bulundu (7, 9-11). Üst GİS endoskopisi mide kanseri riskinin yüksek olduğu
bölgelerde tarama amaçlı da yapılabilir. Mide kanserinde bölgeler arasında ciddi farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Ailesinde mide kanseri hikayesi olan hastalara mide kanseri risk
yüksekliğinden dolayı endoskopi yapılabilir. Mide kanseri
erkeklerde kadınlardan iki kat daha fazla görülür. Genellikle
40 yaşından sonra ortaya çıkar ve yetmişli yaşlarda pik yapar.
Her zaman belirti vermeyebilir. Mide kanserinin en sık görüldüğü lokalizasyon antrumdur ve literatürde mide kanseri oranı %0.5-4 arasında değişmektedir (2, 12-14). Çalışmamızda
Karabük bölgesinde hastanemize üst gastrointestinal şikayet
nedeniyle müracaat ederek üst GİS endoskopisi uygulanan
olgularda mide kanseri oranı %1.4 olup literatürle uyumluy-
du. Erkek/kadın oranı 3.15, en fazla görüldüğü lokalizasyon
korpus ve hastaların yaş ortalaması ise 68.38 idi (Tablo 3).
Üst GİS endoskopisi; topikal farenks anestezisi ile kolaylıkla
yapılabilen, mortalite-morbidite oranı oldukça düşük olan ve
üst gastrointestinal sistem hastalıkların teşhisinde altın standart olarak kabul edilen bir teşhis yöntemidir.
Kaynaklar
1. Loffeld R, Van der Putten A. The yield of UGIE: a study of a ten-year
period in the ‘Zaanstreek’. Neth J Med 2003;61:14-8.
2. Tamer A, Korkut E, Korkmaz U. Üst gastrointestinal endoskopi sonuçları: Düzce bölgesi. The Medical Journal of Kocatepe 2005;6:31-4.
3. Nur N, Yılmaz A, Yıldız G. Gatrointestinal sistem kanamalı hastaların
özellikleri, endoskopi ve biyopsi sonuçlarının değerlendirilmesi. CÜ Tıp
Fakültesi Dergisi 2007;29:42-6.
4. Lundell LR, Dent J, Bennett JR, et al. Endoscopic assesment of esophagitis: Clinical and functional correlation and further validation of the Los
Angeles classification. Gut 1999; 45: 172-80.
5. Calvet X, Villoria A. Esophageal diseases: gastroesophageal reflux disease and Barrett’s esophagus. Gastroenterol Hepatol 2012;35:26-34.
6. Aydogan H, Aydogan T, Uyanikoglu A, et al. Propofol-ketamine combination has shorter recovery times with similar hemodynamics compared
to propofol alone in upper gastrointestinal endoscopy in adults. A randomized trial. Acta Medica Mediterranea 2013;29:77.
7. Uyanıkoğlu A, Davutoğlu C, Danalıoğlu A. Peptik ülser ve kanser
teşhisinde özofagogastroduodenoskopi [Esophagogastroduodenoscopy for peptic ulcer and cancer]. Akademik Gastroenteroloji Dergisi
2011;10:108-11.
8. Oğuz D, Köksal AS, Çiçek B, et al. Tanısal amaçlı endoskopik ultrasonografi yapılan hastalarda bilinçli sedasyon: Midazolam ile plaseboyu
karşılaştıran randomize, çift kör, kontrollü çalışma. Akademik Gastroenteroloji Dergisi 2005;4:100-5. 9. Sarıoğlu M, Kaçam G, Bektaşi M, et al. Son iki dekatta endoskopi merkezinde özofajit görülme sıklığında saptanan değişiklik. Endoscopy
2009;17:1-5.
10. Ateş M, Köşüş A, Köşüş N, Güler A. Results of upper gastrointestinal
system endoscopy in women with dyspeptic symptoms. Eurasian J Med
2009;41:80-3.
11. Nazlıgül Y, Uslusoy H, Yılmaz N, et al. Şanlıurfa yöresinde üst gastrointestinal endoskopi bulguları ve Helicobacter pylori pozitifliği. Van Tıp
Dergisi 1999;6:1-3.
12. Dursun M, Yılmaz Ş, Canoruç F, et al. Mide karsinomlarında anatomik
lokalizasyon. Dicle Tıp Dergisi 2002;29:1-2.
13. Tuncer İ, Uygan İ, Kösem M, et al. Van ve çevresinde görülen üst gastrointestinal sistem kanserlerinin demografik ve histopatolojik özellikleri.
Van Tıp Dergisi 2001;8:10-3.
14. Uyanıkoğlu A, Coşkun M, Binici DN, et al. Erzurum yöresi gastroskopi
ve patoloji sonuçlarının değerlendirilmesi [Evaluation of gastroscopic
and pathologic results Erzurum region]. Türkiye Klinikleri J Gastroenterohepatol 2011;18:70-4.