- Ana Sayfa
- Sayılar
- Ağustos 2009
- Gastroduodenal tutulumu olan, infliksimab tedavisi ile anaflaktik reaksiyon gelişen kronik fistülizan Crohn hastalığı olgusu
Ağustos 2009 / (17 - 2)
Gastroduodenal tutulumu olan, infliksimab tedavisi ile anaflaktik reaksiyon gelişen kronik fistülizan Crohn hastalığı olgusu
Yazarlar
Mustafa YAKUT1, Gülnihan KIRBAŞ2, Hakan BOZKAYA1
Kurumlar
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı1, Pediatrik Gastroenteroloji Bilim Dalı2, Ankara
Özet
Uzun süredir ileokolonik Crohn hastalığı ile takip edilen 54 yaşındaki kadın hasta karın ağrısı ve kilo kaybı şikayetleri ile kliniğimize kabul edildi. 26 ay önce Crohn hastalığına bağlı gelişen obstrüksiyon nedeni ile opere olmuş sonrasında gelişen enterokütan fistül nedeni ile diversiyon kolostomisi açılmış. Hastamızın üst gastrointestinal endoskopik incelemesi Crohn hastalığı ile uyumluydu. Endoskopik incelemede korpus ve antrumda mukozal ödem, diffuz eritem, nodüler lezyonlar, ülser, erozyonlar ve kaldırım taşı görünümü gözlendi. Üst gastrointestinal sistem endoskopik biyopsilerinin histopatolojik incelemesinde kronik lenfoplazmositer iltihap ve granülom izlendi. Hasta şimdiye kadar birçok tedavi almıştı ve hastayı kabul ettiğimizde günlük 150 mg azotiopürin tedavisi alıyordu. Hastalığın kontrolü için infliksimab tedavisi başlandı. İkinci dozda infliksimaba bağlı gelişen hipersensitivite reaksiyonu nedeni ile infliksimab tedavisi kesilip gastrik ve fistülizan Crohn hastalığı?nda etkili adalimumab tedavisi başlandı. Gastrik Crohn hastalığı nadirdir ve olguların çoğu ileokolik Crohn hastalığı?na eşlik eder. Üst gastrointestinal sistem Crohn hastalığı?nda endoskopik bulgular distal Crohn hastalığı ile benzerdir. Crohn hastalığı hastalarının 1/3?ünde fistüller gelişir. Fistulizan Crohn hastalığı?nda indüksiyon ve idamede infliksimab tedavisi günümüzde altın standarttır. Adalimumab tedavisi de gastrik ve fistülizan Crohn hastalığı?nda etkili ve güvenilirdir.
Anahtar Kelimeler
Gastroduodenal Crohn hastalığı, fistülizan Crohn hastaliğı, infliksimab tedavisi
Giriş
Crohn hastalığı (CH) nedeni bilinmeyen segmental, transmural
ve granülomatöz bir barsak hastalığıdır. CH?da semptomlar
heterojendir, sıklıkla 6 haftadan uzun süren diyare, karın
ağrısı ve kilo kaybı ile prezente olur. CH?nın doğru tanısı için
kolonun tüm segmentlerinden ve ileumdan her bölgeden en
az 2 biyopsi örneği olmak üzere multipl biyopsiler alınmalıdır. CH olgularının 1/3?ünde fistül gelişir. Fistül oluşumu
CH?nın ciddi bir komplikasyonu olup tedavisi zordur. CH en
sık ileoçekal bölgeyi tutarsa da anüsten ağza kadar tüm GİS
traktını tutabilir, ancak gastroduodenal tutulum nadirdir (0.5
- 13%). Gastrodudenal CH?nın radyolojik ve endoskopik incelemesinde
atipik lineer ülserler, kaldırım taşı görünümü, aftöz
ülserler ve kabalaşmış mukoza görülebilir. CH biyopsi örneklerinin
incelenmesinde fokal kronik lenfoplazmositer
hücre inflamasyonu, fokal kript distorsiyonu ve granülomalar
görülür. Nadir görülen gastrik CH ve fistülizan CH?da infliksimaba
karşı hipersensitivite reaksiyonu geliştiğinde tedavi
seçeneklerini değerlendirmek amacı ile olgumuzu sunuyoruz.
Olgu
Crohn hastalığı nedeni bilinmeyen segmental, transmural ve
granulomatöz bir barsak hastalığıdır (1). CH etyolojisinde genetik
ve çevresel faktörler rol alır. Gelişmiş ülkelerde daha sık
görülür. Sıklıkla geç adelosan ve erken erişkin dönemde görülür.
CH?da cinsiyet dağılımı açısından fark yoktur. CH?da
semptomlar heterojendir, sıklıkla 6 haftadan uzun süren diyare,
karın ağrısı ve kilo kaybı ile prezente olur. En sık olarak
kronik diyare şikayeti ön plandadır. CH olgularında %60-70
oranında karın ağrısı ve kilo kaybı şikayetleri vardır. Hastaların %40-50?sinde dışkıda kanama veya mukus bulunabilir.
Hastaların %10?unda teşhis sırasında perianal fistüller bulunur.
CH tanısı için tek altın standart inceleme yoktur. Klinik
değerlendirme endoskopik, histolojik, radyolojik ve biyokimyasal
incelemelerle desteklenmelidir. CH?nın klinik şüphesinde
ileokolonoskopi yapılmalıdır. Endoskopik inceleme yapı-
lamadığında radyolojik değerlendirme yapılmalıdır. CH?nın
doğru tanısı için kolonun tüm segmentlerinden ve ileumdan
her bölgeden en az 2 biyopsi örneği olmak üzere multipl biyopsiler
alınmalıdır. CH biyopsi örneklerinin incelemesinde
fokal kronik lenosit ve plazma hücreleri inflamasyonu, fokal
kript distorsiyonu ve granülomlar görülür (2). CH?nın inflamatuvar,
obstrüktif-sklerozan ve fistülizan tip olmak üzere 3
klinik tipi vardır (3). Olgumuzda korpus ve antrumdan alınan biyopsi örneklerinin histopatolojik değerlendirmesinde
lenfoplazmositer hücre infiltrasyonu ve granülomlar vardı.
Crohn hastalığı en sık ileoçekal bölgeyi tutarsa da anüsten ağza kadar tüm GİS traktını tutabilir, ancak gastroduodenal tutulum
nadirdir (0.5 - 13%) (4). İzole gastrik CH nadirdir, sıklıkla eşlik eden ileokolik tutulum da vardır (5). Üst gastrointestinal
endoskopik inceleme sadece üst gastrointestinal
semptomları olan CH?lilere önerilmelidir. Bazı çalışmalarda
görüntüleme ile normal olan mide mukozasının histopatolojik
değerlendirmesinde CH tutulumu gösterilmiştir (6). Bir çalışmada
görüntüleme yöntemleri ile jejunumu normal olarak değerlendirilen CH olgularının %4-10?unda jejunumda hastalığın histolojik aktivite gösterdiği bildirilmiştir (7). Helikobakter
pilori enfeksiyonu olmayan ve NSAİD kullanımı olmayan, histolojik
incelemelerinde fokal akut gastroduodenit saptanan olgularda
CH da tanıda düşünülmelidir (8). Bizim olgumuzda
da on dört yıllık ileokolik CH öyküsü ve dispepsi, epigastrik
ağrı, bulantı gibi üst gastrointestinal sistem semptomları vardı.
Bu nedenle gastroduodenoskopik inceleme yapıldı.
Gastroduodenal CH?nın radyolojik ve endoskopik incelemesinde
atipik lineer ülserler, kaldırım taşı görünümü, aftöz ülserler
ve kabalaşmış mukoza görülebilir (9). Olgumuzda korpus
ve antumda 3-4 mm boyutlarında nodüler lezyonlar ve tipik
kaldırım taşı görünümü mevcuttu. Gastrik CH?da genelde
antrum tutulumu ön planda ise de olgumuzda korpus ve antrumda
tutulum vardı ancak korpus tutulumu daha çok ön
plandaydı.
Fistül veya abse gibi barsak dışı komplikasyonların tanısında
ulstrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT), magnetik
rezonans görüntülemeleri yapılmalıdır. Hastamızın BT görüntülerinde
ileostomi komşuluğunda 2x1.5 cm çapında inflamatuvar
doku izlendi ve fistülografi ile fistül traktı saptandı.
CH olgularının 1/3?ünde fistül gelişir. Fistül oluşumu CH?nın
ciddi bir komplikasyonu olup tedavisi zordur (1).
CH?nın üst gastrointestinal trakt tutulumunda tedavi distal
tutulumlu CH tedavisi gibidir ve infliksimab tedavisi distal
GİS tutulumu olanlar kadar etkilidir (6, 10). Gastroduodenal
CH?nın en iyi tedavi seçeneği proton pompa inhibitörü (PPI)
tedavisidir. Bu olgulara gerektiğinde PPI tedavisine ek olarak
sistemik kortikosteroidler ve azotiopürin veya metotreksat verilmelidir.
Özofageal ve gastroduodenal CH?nın tedaviye refrakter
olduğu durumlarda infliksimab tedavisi verilebilir.
Obstrüktif semptomların varlığında dilatasyon veya cerrahi
tedavi yapılmalıdır (2). Hastamız CH tedavisi için immünosupresif
ilaç kullanıyordu. Gastroduodenal CH ve eşlik eden
fistül tedavisi için infliksimab tedavisi başlandı ve bu tedaviye
PPI tedavisi eklendi.
İnfliksimab bir TNF inhibitörü monoklonal antikor olup fistülizan
CH tedavisinde ekilidir (1). TNF-α inhibitörlerinin
kullanımına bağlı görülen yan etkiler allerjik reaksiyonlar, infüzyon
reaksiyonları, fırsatçı infeksiyonlar, lenfoproliferatif
hastalıklar, demiyelinizan hastalıklar, otoimmun hastalıklar
ve sitopenidir (11). İnfliksimab infüzyonu esnasında ve sonrasında akut infüzyon reaksiyonları gelişebilir. Bu immün reaksiyonlar
çoğunlukla birinci veya ikinci uygulamadan sonra
görülmektedir. İnfliksimaba bağlı immün reaksiyonların çoğunluğu hafif ve orta şiddettedir. Bazı hastalarda infliksimaba
karşı gelişen antikorlar (insan antikimerik antikorları-HACA)
oluşabilir ve şiddetli alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bazı
hastalarda anaflaksi tanımlanmıştır. Adalimumab infliksimab
gibi bir TNF inhibitörüdür. İnfliksimab yanıtsız veya infliksimabı
tolere edemeyen olgularda adalimumab tedavisinin etkili
olduğu gösterilmiştir (12). Hastamızın fistül tedavisi için
infliksimab başlandı. İnfliksimabın ikinci dozunda alerjik reaksiyonlar
gelişti. Olgumuzda infliksimab?a karşı allerjik reaksiyon
nedeni ile adalimumab tedavisini tercih ettik. Adalimumab
lüminal ve perianal fisulizan CH?nın indüksiyon ve
idame tedavisinde etkin ve güvenilir bir tedavidir (13).
Tartışma
Crohn hastalığı nedeni bilinmeyen segmental, transmural ve
granulomatöz bir barsak hastalığıdır (1). CH etyolojisinde genetik
ve çevresel faktörler rol alır. Gelişmiş ülkelerde daha sık
görülür. Sıklıkla geç adelosan ve erken erişkin dönemde görülür.
CH?da cinsiyet dağılımı açısından fark yoktur. CH?da
semptomlar heterojendir, sıklıkla 6 haftadan uzun süren diyare,
karın ağrısı ve kilo kaybı ile prezente olur. En sık olarak
kronik diyare şikayeti ön plandadır. CH olgularında %60-70
oranında karın ağrısı ve kilo kaybı şikayetleri vardır. Hastaların %40-50?sinde dışkıda kanama veya mukus bulunabilir.
Hastaların %10?unda teşhis sırasında perianal fistüller bulunur.
CH tanısı için tek altın standart inceleme yoktur. Klinik
değerlendirme endoskopik, histolojik, radyolojik ve biyokimyasal
incelemelerle desteklenmelidir. CH?nın klinik şüphesinde
ileokolonoskopi yapılmalıdır. Endoskopik inceleme yapı-
lamadığında radyolojik değerlendirme yapılmalıdır. CH?nın
doğru tanısı için kolonun tüm segmentlerinden ve ileumdan
her bölgeden en az 2 biyopsi örneği olmak üzere multipl biyopsiler
alınmalıdır. CH biyopsi örneklerinin incelemesinde
fokal kronik lenosit ve plazma hücreleri inflamasyonu, fokal
kript distorsiyonu ve granülomlar görülür (2). CH?nın inflamatuvar,
obstrüktif-sklerozan ve fistülizan tip olmak üzere 3
klinik tipi vardır (3). Olgumuzda korpus ve antrumdan alınan biyopsi örneklerinin histopatolojik değerlendirmesinde
lenfoplazmositer hücre infiltrasyonu ve granülomlar vardı.
Crohn hastalığı en sık ileoçekal bölgeyi tutarsa da anüsten ağza kadar tüm GİS traktını tutabilir, ancak gastroduodenal tutulum
nadirdir (0.5 - 13%) (4). İzole gastrik CH nadirdir, sıklıkla eşlik eden ileokolik tutulum da vardır (5). Üst gastrointestinal
endoskopik inceleme sadece üst gastrointestinal
semptomları olan CH?lilere önerilmelidir. Bazı çalışmalarda
görüntüleme ile normal olan mide mukozasının histopatolojik
değerlendirmesinde CH tutulumu gösterilmiştir (6). Bir çalışmada
görüntüleme yöntemleri ile jejunumu normal olarak değerlendirilen CH olgularının %4-10?unda jejunumda hastalığın histolojik aktivite gösterdiği bildirilmiştir (7). Helikobakter
pilori enfeksiyonu olmayan ve NSAİD kullanımı olmayan, histolojik
incelemelerinde fokal akut gastroduodenit saptanan olgularda
CH da tanıda düşünülmelidir (8). Bizim olgumuzda
da on dört yıllık ileokolik CH öyküsü ve dispepsi, epigastrik
ağrı, bulantı gibi üst gastrointestinal sistem semptomları vardı.
Bu nedenle gastroduodenoskopik inceleme yapıldı.
Gastroduodenal CH?nın radyolojik ve endoskopik incelemesinde
atipik lineer ülserler, kaldırım taşı görünümü, aftöz ülserler
ve kabalaşmış mukoza görülebilir (9). Olgumuzda korpus
ve antumda 3-4 mm boyutlarında nodüler lezyonlar ve tipik
kaldırım taşı görünümü mevcuttu. Gastrik CH?da genelde
antrum tutulumu ön planda ise de olgumuzda korpus ve antrumda
tutulum vardı ancak korpus tutulumu daha çok ön
plandaydı.
Fistül veya abse gibi barsak dışı komplikasyonların tanısında
ulstrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT), magnetik
rezonans görüntülemeleri yapılmalıdır. Hastamızın BT görüntülerinde
ileostomi komşuluğunda 2x1.5 cm çapında inflamatuvar
doku izlendi ve fistülografi ile fistül traktı saptandı.
CH olgularının 1/3?ünde fistül gelişir. Fistül oluşumu CH?nın
ciddi bir komplikasyonu olup tedavisi zordur (1).
CH?nın üst gastrointestinal trakt tutulumunda tedavi distal
tutulumlu CH tedavisi gibidir ve infliksimab tedavisi distal
GİS tutulumu olanlar kadar etkilidir (6, 10). Gastroduodenal
CH?nın en iyi tedavi seçeneği proton pompa inhibitörü (PPI)
tedavisidir. Bu olgulara gerektiğinde PPI tedavisine ek olarak
sistemik kortikosteroidler ve azotiopürin veya metotreksat verilmelidir.
Özofageal ve gastroduodenal CH?nın tedaviye refrakter
olduğu durumlarda infliksimab tedavisi verilebilir.
Obstrüktif semptomların varlığında dilatasyon veya cerrahi
tedavi yapılmalıdır (2). Hastamız CH tedavisi için immünosupresif
ilaç kullanıyordu. Gastroduodenal CH ve eşlik eden
fistül tedavisi için infliksimab tedavisi başlandı ve bu tedaviye
PPI tedavisi eklendi.
İnfliksimab bir TNF inhibitörü monoklonal antikor olup fistülizan
CH tedavisinde ekilidir (1). TNF-α inhibitörlerinin
kullanımına bağlı görülen yan etkiler allerjik reaksiyonlar, infüzyon
reaksiyonları, fırsatçı infeksiyonlar, lenfoproliferatif
hastalıklar, demiyelinizan hastalıklar, otoimmun hastalıklar
ve sitopenidir (11). İnfliksimab infüzyonu esnasında ve sonrasında akut infüzyon reaksiyonları gelişebilir. Bu immün reaksiyonlar
çoğunlukla birinci veya ikinci uygulamadan sonra
görülmektedir. İnfliksimaba bağlı immün reaksiyonların çoğunluğu hafif ve orta şiddettedir. Bazı hastalarda infliksimaba
karşı gelişen antikorlar (insan antikimerik antikorları-HACA)
oluşabilir ve şiddetli alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bazı
hastalarda anaflaksi tanımlanmıştır. Adalimumab infliksimab
gibi bir TNF inhibitörüdür. İnfliksimab yanıtsız veya infliksimabı
tolere edemeyen olgularda adalimumab tedavisinin etkili
olduğu gösterilmiştir (12). Hastamızın fistül tedavisi için
infliksimab başlandı. İnfliksimabın ikinci dozunda alerjik reaksiyonlar
gelişti. Olgumuzda infliksimab?a karşı allerjik reaksiyon
nedeni ile adalimumab tedavisini tercih ettik. Adalimumab
lüminal ve perianal fisulizan CH?nın indüksiyon ve
idame tedavisinde etkin ve güvenilir bir tedavidir (13).
Kaynaklar
1. Present DH, Rutgeerts P, Targan S, et al. Infliximab for the treatment of
fistulas in patients with Crohn's disease. N Engl J Med 1999;340:1398-
405.
2. E F Stange, S P Travis, S Vermiere et al. European evidence based consensus
on the diagnosis and management of Crohn?s disease: definitons
and diagnosis. 6th ECCO educational Workshop-Istanbul, November 8,
2008.
3. Stenson WF, Korzenik J. Inflammatory Bowel Disease. In: Yamada T, Alpers
DH, Kaplowitz N, Laine L, Owyang C, Powell DW (eds). Textbook
of Gastroenterology. 4th edition. Philadelphia: Lippincott Williams &
Wilkins. 2003;1699-759.
4. Abrahão LJ Jr, Abrahão LJ, Vargas C, et al. Gastroduodenal Crohn's disease
- report of 4 cases and review of the literature. Arq Gastroenterol
2001;38:57-62.