Nisan 2018 / (26 - 1)
Yaşlı hasta popülasyonunda perkütan endoskopik gastrostomi
Yazarlar
Diğdem ÖZER ETİK, Nuretdin SUNA, Serkan ÖCAL, Haldun SELÇUK
Kurumlar
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Hastanesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara
Özet
Giriş ve Amaç: Perkütanöz endoskopik gastrostomi, sıklıkla beslenme problemi olan ve uzun süreli tüple beslenme ihtiyacı olan bireylerde kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, öncelikle, kliniğimizde yıllar içinde değişen perkütanöz endoskopik gastrostomi kullanımı ve hasta özelliklerini saptamaktı.
İkincil amaç olarak da, orta yaş ve yaşlı hasta popülasyonunda perkütanöz
endoskopik gastrostomi endikasyonlarını, komplikasyonlarını ve perkütanöz endoskopik gastrostomi uygulaması sonrası sağ kalımı karşılaştırmaktı.
Gereç ve Yöntem: Mayıs-2011 ve Haziran-2015 tarihleri arası merkezimiz-
de perkütanöz endoskopik gastrostomi uygulanan hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Demografik ve klinik özellikler kaydedildikten
sonra, komplikasyonlar ve sağ kalım değerlendirildi. Bütün bu sonuçlar, orta
yaş ve yaşlı hasta grubunda karşılaştırıldı.Bulgular: Çalışmada 298 hastanın
bilgileri değerlendirildi. 156 kadın ve 142 erkek hastanın ortanca yaşı 82
idi. En sık perkütanöz endoskopik gastrostomi endikasyonu sereberovaskü-
ler hastalık idi. Yıllar içinde hasta popülasyonumuzun daha yaşlı bir hasta
popülasyonu yönünde değiştiğini saptadık. Orta yaş ve yaşlı hasta gruplarında klinik sonuçlar ve perkütanöz endoskopik gastrostomi komplikasyonları
açısından benzer sonuçlar gözlenirken, sadece hastanede kalma süresi yaş-
lı grupta daha uzundu. 3 aylık ve 1 yıllık sağ kalım karşılaştırıldığında iki
grup açısından fark yoktu. Sonuç: Dünya ve ülkemiz nüfusu yaşlanırken,
özellikle geriatrik hastalarda, perkütanöz endoskopik gastrostomi güvenli bir
yöntem olup mortaliteyi arttırmamaktadır.
Anahtar Kelimeler
Perkütan endoskopik gastrostomi, serebrovasküler olay,
yaşlanma, sağ kalım
Giriş
Birleşmiş Milletler?in 2015 yılında yayınladığı raporda dünya genelinde 60 yaş üzeri nüfusun 2015 yılında 901 milyon
iken, 2030?da %56 artışla 1,4 milyar olacağı tahmin edilmektedir (1). Bu popülasyonun alt gruplarına bakıldığında, en
hızlı artan grubun 80 yaş ve üzeri olduğu görülmektedir (1).
?Yaşlı nüfus? olarak adlandırılan bu popülasyonun 2015 yı-
lında 125 milyon iken, 2030?da %61 artışla 202 milyon olacağı tahmin edilmektedir (1). Nüfus projeksiyonlarındaki bu
artış, kaçınılmaz olarak hastalık ve iş görmezlik halinin artması, buna bağlı sağlık hizmetleri gereksiniminin de artması
demektir (2).
Perkütan endoskopik gastrostomi (PEG), palyatif hasta bakı-
mında önemli bir sağlık hizmeti olup geriatri klinik pratiğine
giderek daha çok yerleşmektedir (3,4). Bu yöntem, minimal invaziv olması, düşük oranda komplikasyon ve morbiditeye
yol açması, uzun ömürlü ve güvenli bir beslenme yolu sağ-
laması gibi avantajları taşımaktadır (3-5). Sıklıkla serebrovasküler hastalık, amiyotrofik lateral skleroz, demans gibi
nörolojik hastalıklar ve baş-boyun kanserleri gibi onkolojik
hastalıklarda benimsenmektedir (6).
Son yıllarda kliniğimize PEG uygulaması talebi ile başvuranların sayısının arttığını gözlemlemekteyiz. Merkezimizdeki
diğer kliniklerin ve yoğun bakım ünitesinin gastroenteroloji
ile ortak yaklaşımı, hasta yakınlarının artan farkındalığı, bakımevlerinin PEG bakımı ve PEG?den beslenme deneyimlerinin artması PEG işlemi öncesi ve sonrası süreci kolaylaştırmaktadır. Bu retrospektif çalışma ile kliniğimizde son 5 yılda
uygulanan PEG endikasyonlarını, hasta özelliklerini, işlem komplikasyonlarını, hasta sağ kalım sürelerini yıllara göre
değerlendirmeyi amaçladık. Ayrıca 79 yaş altı hastaları orta
yaş grubu, 80 yaş ve üstü hastaları yaşlı hasta grubu olarak
ayırarak PEG uygulamalarımızın bu iki grupta karşılaştırılmasını hedefledik.
Olgu
Bu retrospektif çalışmamızda, PEG?in kliniğimizde yıllar içinde daha yaşlı bir hasta popülasyonuna ve en sık SVO endikasyonu ile uygulandığını saptadık. Bu gözleme dayanarak hastalarımızı Dünya Sağlık Örgütü yeni sınıflamasına göre 79
yaş ve altı orta yaş hasta grubu, 80 yaş ve üzeri yaşlı hasta
grubu olmak üzere değerlendirdik. PEG uygulama endikasyonu açısından her iki yaş grubunda da en sık endikasyon
serebrovasküler olay idi. Yeniden PEG uygulaması ile PEG
komplikasyonları da yaş gruplarına göre farklılık göstermemekteydi. Ancak PEG sonrası hastanede kalma süresi açısından yaşlı grubun daha uzun süreli izleme ihtiyacı olduğunu
saptadık. Üç aylık ve bir yıllık sağ kalım süresi açısından ise
yaş grupları arasında anlamlı fark saptanmazken, bu sağ kalım oranlarının literatürde belirtilen sürelere benzer olduğu
gözlendi.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizde 65 yaş
üzeri nüfus 2013 yılında %7,7 iken, nüfus projeksiyonlarına
göre 2023?de %10,2?e ve 2050?de %20,8?e ulaşacağı öngö-
rülmektedir (8). Ülkemizde yaşlı nüfus artış hızı, diğer yaş
gruplarına ve toplam nüfus artışına göre 3 kat daha fazladır
(8). Merkezimizde son 5 yıl içinde PEG uygulanan hastaların
ortanca yaşı 79,5 yıldan 86 yıla ulaşmıştır. Yani Türkiye nü-
fusundaki yaşlanma, küçük bir model olarak kliniğimize de
yansımaktadır.
PEG uygulama endikasyonunun literatürde coğrafi bölgelere göre değişebildiği görülmüştür. Almanya?dan yapılan bir
çalışmada ortanca yaşı 63 olan 119 hastanın en sık PEG endikasyonu disfajiye yol açan tümörlerdir (9). Oysa 545 hastanın izlendiği bir Japon çalışmasında hastaların ortalama yaşı
77,2 yıl olup en sık PEG endikasyonu SVO?dur (10). Bizim
çalışmamızda, orta yaş ve yaşlı hasta grupları arasında PEG
uygulama endikasyonu açısından en sık nörolojik hastalıklar
PEG endikasyonu göstermekteydi. Endikasyon alt gruplarına
baktığımızda SVO birinci sırada olup bunu demans, hipoksik ensefalopati ve Parkinson hastalığı takip etmekteydi. Yaş
gruplarına göre bakıldığında 80 yaş üzeri grupta SVO ve demans daha fazla iken, hipoksik ensefalopati ve maligniteler
79 yaş ve altı grupta daha fazla idi. Çalışmamızda dikkat çeken diğer bir husus, yıllar içinde SVO?lu hastaların sayısının
da artış göstermesiydi. Bunun sebebi eşlik eden metabolik
sendrom X, diabetes mellitus ve ateroskleroz olabilir. Oysa
Tayvan?dan yapılan çalışmada 1997-2010 arası takipte PEG
endikasyonlarının yıllar içinde malignite yönünde değiştiği
görülmüş. Önceleri sıklıkla serebrovasküler hastalık sebebiyle PEG uygulanırken, ilerleyen zamanda özofageal kanser
sebebiyle PEG uygulamalarının arttığı rapor edilmiş (11).
Maligniteler açısından literatürde PEG endikasyonu sıklıkla
baş boyun tümörlerinedir (4,6). Literatürde en geniş seri 565
baş-boyun tümörlü hasta ile Burney ve Bryner?a aittir (12). Bizim çalışmamızda PEG gereksinimi en sık metastatik akciğer
kanseri olgularında olmuştur. Bu durum Türkiye Halk Sağlığı
Kurumu Kanser Daire Başkanlığı 2014 verilerine dayandırılacak olursa, ülkemizde halen akciğer kanseri insidansı en yüksektir (13). Bundan ötürü daha fazla akciğer karsinomlu olgu ile karşılaşılması ve bu hastalarda lokal ilerleme, metastaz
veya radyoterapi komplikasyonu daha fazla PEG ihtiyacını
doğurmaktadır. Ayrıca 2017?de yayınlanan bir makalede metastatik kanserler içinde mekanik ventilasyon, diyaliz ve PEG
gibi yoğun bakım tedavisi gerektiren en sık kanserin akciğer
kanseri olduğu saptanmıştır (14).
PEG uygulamasını takiben hastaların hastanede kalma süresi, yaşlı hasta grubunda daha uzun idi. Hastaların hastanede
yatmalarını gerektiren PEG işlemi veya herhangi PEG komplikasyonu değil, eşlik eden hastalıkların yönetimi idi. Çalış-
mamızda orta yaş ve yaşlı grup arasında eşlik eden hastalık
sıklığı açısından fark saptanmasa da ek hastalık şiddeti, yö-
netimi, medikasyonu, yoğun bakımda bulunma hali ve sosyal
koşullar PEG sonrası hastanede kalma süresini etkileyecek
faktörler olabileceği düşünüldü. Fakat bu noktada çalışmamızın kısıtlı tarafı hastaların laboratuvar verilerinin, klinik
veya laboratuvar skorlamalarının eksik olmasıdır. Hastaların
sağ kalımını etkilemeyen ama kısa vadede hastanede kalma
sürelerini etkileyen hususlar retrospektif çalışma handikapları sebebiyle detaylandırılamamıştır.
PEG uygulamasına bağlı lokal komplikasyonlar literatürde
%5-25 olarak bildirilmektedir (5,6). Türkiye?den Gündoğan
ve arkadaşlarının yaptığı retrospektif analizde işlem sonrası
erken dönemde en sık kateter yerinden kanama olup 128
hastanın %4?ünde görülmüş (15). Kore?den yapılan bir çalış-
mada ise 245 hastanın 27?sinde (%11) minör komplikasyon
görülmüş olup 22?sinde özofagusda minör kanama, 4?ünde
peristomal minimal enfeksiyon saptanmış (16). Çalışmamız-
da ise en sık komplikasyon peristomal sızıntı veya kanamadır. Yaş gruplarına göre karşılaştırma yapıldığında istatistiksel
olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Hastalarımızın hiçbirinde PEG işlemine bağlı mortalite görülmedi. Komplikasyonlar
çeşitli yayınlarda ileri yaş, erkek cinsiyet, hipoalbuminemi,
C-reaktif protein (CRP) yüksekliği ve düşük vücut kitle indeksi ile ilişkilendirilmektedir (15-17). PEG işlemi teknik
olarak zor değildir, ancak PEG uygulaması sonrası hastanın
takibi, minör veya majör komplikasyonların izlemi için multidisipliner yaklaşım gerekmektedir (17). Merkezimizde PEG
talep eden kliniklerin, PEG zamanlaması açısından hastanın
işleme engel olabilecek medikal özgeçmiş özelliklerini göz-
den geçirip, enfeksiyon tablosunun olmadığı, antikoagülan veya antiagregan ilaç kullanımının işlem öncesi uygun biçimde düzenlendiği bir zamanı seçmeleri önemli bir kolaylık sağ-
lamaktadır. Endoskopi ünitemizde çalışanların işlem öncesi
hazırlık ve işlem sürecindeki uyumu, uygulamanın hızlı ve
en az hata ile olmasını temin etmektedir. Ayrıca özellikle PEG
işlemi sonrası hem kateter bakımı hem de PEG?den beslenme
takibi açısından tecrübeli bakımevi çalışanlarının olması bu
sonuca katkıda bulunmaktadır.
PEG uygulaması yapılan hastalarımızın üçüncü ay sağ kalım
oranları orta yaş grubunda %70,9, yaşlı grupta %65 idi. Birinci yıl sağ kalım oranlarına bakıldığında ise orta yaş grubunda
%53,7 iken, yaşlı grupta %46 idi, buna göre gruplar arasında
anlamlı farklılık izlenmedi (p=0,110). Nörolojik sebepler ile
PEG uygulanmış altmış beş yaş üzeri 931 hastanın katıldığı
çok merkezli Japon çalışmasında, bir yıllık sağ kalım %66
idi (18). Bu çalışmada PEG?li hastaların yarıdan fazlasının 2
yıldan uzun yaşadığı gösterilmiştir (18). Kore?den yapılan bir
çalışmada ise geriatrik hasta grubunda PEG uygulaması, genç
yaş grubu ile karşılaştırıldığında, güvenli bulunmuş, yaşın
işlem ile ilişkili komplikasyon veya mortaliteyi etkilemediği
rapor edilmiştir (19). Wu ve arkadaşlarının Çin?de yaptıkları
incelemede, PEG uygulanan ortalama yaşları 63,3±9,4 olan
SVO?lu hastaların ortanca sağ kalımı 17,6 ay iken, PEG uy-
gulanmayanlarınki 8,2 ay olarak rapor edilmiştir (20). Kara
ve arkadaşlarının çalışmasında ise nörolojik hastalıklar sebebiyle PEG uygulanan ortanca yaşı 77 yıl olan 500 hastanın
üç aylık mortalite oranı %28?dir (21). Mortaliteyi etkileyen
faktörlerin SVO varlığı ve nötrofil yüzdesindeki yükseklik,
sağ kalımı etkileyen faktörlerin ise hiperlipidemi ve proflaktik antibiyotik kullanımı olduğu saptanmıştır (21). Çalışmamızda sağ kalım süresi literatür ile karşılaştırıldığında benzer
olarak bulunmuştur. Üstelik PEG uyguladığımız hastalarımı-
zın ortanca yaşı 82 olup bu önceki çalışmalara göre daha ileri
yaştır. Böylelikle çalışmamızda PEG?in, yaşlı hasta grubunda
güvenli bir yöntem olduğunu ifade edebiliriz. Ayrıca PEG
uygulamasının da tek başına yaşın sağ kalımı etkilemediğini vurgulamak isteriz. 80 yaş ve üzeri hasta grubunda yaşam
kalitesini arttırmak, malnütrisyonu engellemek, tekrarlayan
enfeksiyonlar ile hastaneye yatış sıklığını azaltmak için PEG,
sağkalımı olumsuz etkilemeyen, kolay erişilebilir ve güvenli
bir yöntemdir.
Gereç ve Yöntem
Hasta Bilgilerinin Toplanması
Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi 2011 yılı Mayıs ayından bu yana Nucleus yazılım sistemini kullanmaktadır. Buna
istinaden sistemde ?perkütan endoskopik gastrostomi? işlem
kodu ile 2011- Haziran ile 2016-Haziran tarihleri arası için
tarama yaparak hastanemiz Gastroenteroloji Kliniği tarafından uygulanan ve teknik olarak tamamlanan işlemlerin listesi
çıkarıldı.
Her hastanın demografik bilgileri yanında, mevcut hastalıkları, PEG endikasyonu, işlem sonrası hastanede yatış süresi,
kayıtlara geçen PEG işlemi sonrası komplikasyonu kaydedildi. Hastaların mevcut hastalıkları; hipertansiyon, diabetes mellitus, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, kronik
obstrüktif akciğer hastalığı, pnömoni, akut/kronik böbrek
yetmezliği ve kronik karaciğer hastalığı olarak sınıflandırılarak kaydedildi. PEG endikasyonlarından nörolojik hastalıklar alt gruplara ayrıldı. Hemorajik veya iskemik sebebe bağ-
lı inme, demans (diffüz serebral atrofi, Alzheimer, vasküler
demans), demyelinizan hastalık [multiple skleroz (MS), akut
dissemine ensefalomiyopati (ADEM)], progresif multifokal
lökoensefalopati (PML), motor nöron hastalığı (amiyotrofik
lateral skleroz-ALS), hareket bozukluğu (Parkinson hastalı-
ğı), hipoksik serebral hasar başlıkları altında gruplandırıldı.
İntrakranial kanama, Wilson hastalığının nörolojik tutulumu,
ensefalit, hidrosefali, elektrik çarpması veya trafik kazasına
bağlı nörolojik hasarlar sınıflandırma dışında ?diğer? başlı-
ğı altında toplandı. PEG komplikasyonları majör ve minör
komplikasyonlar olarak sınıflandırıldı. Majör komplikasyonlar kanama, internal organ hasarı, tampon gömülmesi,
gastro-kolo-kutanöz fistül, ileus ve nekrotizan fasiitis olarak
kabul edildi. Stoma yerinden sızıntı, enfeksiyon, granülom,
herni, tüp dislokasyonu, tüp tıkanması ise minör komplikasyon olarak değerlendirildi.
Hastaların hastanede kalma ve takip süreleri gün olarak
kaydedildi. Hastaların sağ kalımlarına ilişkin bilgi telefonla
aranarak kendi veya yakınlarından öğrenildi. Telefon ile ula-
şılamayan hastalarda hastane kayıt sistemlerinin doğrudan
bağlantılı olduğu Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi kullanıldı.
Bu sistemden vefat eden hastalarımızın vefat tarihleri kaydedildi.
Hastaların tekrarlayan PEG gereksinimi bilgisi yine Başkent
Üniversitesi Ankara Hastanesi kayıt sisteminden elde edildi.
Hasta veya hasta yakını telefon görüşmesinde de tekrarlayan PEG uygulaması sorgulandı, eğer kliniğimiz dışında başka bir
sağlık merkezinde yeniden PEG uygulanmış ise buna ait bilgiler çalışma dışı bırakıldı, sadece hastanemizde uygulanan ilk
PEG uygulamasının bilgileri kullanıldı. Tüm veriler 2011?den
2016?ya kadar yıllara göre gruplandırılarak karşılaştırıldı. Ay-
rıca hastalar yaşlarına göre orta yaş (79 yaş ve altı) ile yaşlı (80
yaş ve üzeri olarak) gruplandırılarak değerlendirildi.
İşlem Öncesi Hazırlık
Kliniğimizde her PEG işlemi öncesi hastaların PEG endikasyonu, talep eden hekim ile konsülte edilerek konulmaktadır.
Ardından hasta ve/veya hasta yakınına bilgi verilerek işlem
onamı alınır. Sonrasında hasta anestezi hekimi tarafından
görülerek işlem risk değerlendirmesi yapılır ve zamanlaması
belirlenir. Hastanın kullanmakta olduğu antiagregan ve antikoagülan ilaçlar güvenli işlem için gereken optimum süre
kesilir ve/veya ilaç kullanım endikasyonuna göre düşük molekül ağırlıklı heparin kullanımına geçilir. İşlem günü tüm
hastaların tam kan sayımı ve koagülasyon parametreleri öl-
çülür. İşlemden 6 saat öncesinde seftriakson 2 gr parenteral
olarak uygulanmaktadır.
Düzeltilmemiş koagülasyon bozukluğu, hemodinamik instabilite, peritonit, sepsis, giriş alanında enfeksiyon varlığı, peritonitis karsinomatoza, total gastrektomi hikayesi ve gastrik
varisleri bulunanlara PEG uygulanmamaktadır.
PEG Uygulama Tekniği
PEG işlemi, endoskopi ekibi tarafından Gauderer ve arkadaşları tarafından tanımlanan ?çekme? tekniği kullanılarak
uygulanmaktadır (7). Her işlem, anestezi ekibi tarafından uy-
gulanan sedasyon altında yapılmaktadır. Merkezimizde son 5
yılda, işlemin perkütan kısmında cilt insizyonu yerine sadece
iğne ponksiyon alanından beslenme tüpü yerleştirilmektedir.
İşlemden 6 saat sonra, hastanemiz nutrisyon ekibi işbirliğinde PEG kateteri üzerinden beslenme başlanmaktadır.
İstatistiksel Analiz
Değişkenlerin analizinde SPSS 22.0 (IBM Corparation, Armonk, New York, United States) programı kullanıldı. Verilerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro-Wilk testi ile varyans
homojenliği Levene testi ile değerlendirildi. İkiden fazla grubun nicel verilere göre bir biriyle karşılaştırılmasında Wallis
H Testi Monte Carlo sonuçlarıyla birlikte kullanılırken Post
Hoc analizler için Dunn?s Testi kullanıldı. Kategorik değiş-
kenlerin birbiri ile karşılaştırılmasında ise Pearson Chi-Square testi Monte Carlo Simülasyon tekniği ile test edildi ve
sütun oranları birbiri ile karşılaştırılıp Bonferroni düzeltmeli
p değeri sonuçlarına göre ifade edildi. Faktörlerin mortalite
ile yaşam sürelerine etkilerini incelemek için Kaplan-Meier
(product limit method) analizi kullanıldı. Nicel değişkenler
tablolarda medyan range (maksimum-minimum), kategorik değişkenler ise n (%) olarak gösterildi. Değişkenler %95 gü-
ven düzeyinde incelenmiş olup p değeri 0,05?ten küçük ise
anlamlı kabul edildi.
Bulgular
Çalışmaya 298 hasta dahil edildi. Hastaların %52,3?ü kadın,
%47,7?si erkekti. Hastaların ortanca yaşı 82 yıldı (minimum:
18 yıl, maksimum: 106 yıl). 2011 yılından başlayarak PEG
uygulanan hasta sayısı 2015?e kadar yıllara göre sırasıyla 50,
59, 61, 62, 66 idi (p=0,013). 2011 yılında kadın hasta sayısı
29 iken 2015 yılında bu sayı 36?ya artmakla birlikte istatistiksel fark izlenmedi (p=0,885). Hastaların ortanca yaş değerleri yıllara göre bakıldığında 2011 yılında ortanca yaş 79,5 yıl
(minimum: 18 yıl, maksimum: 102 yıl) iken, 2015 yılında
ortanca yaş 86 yıldı (minimum: 18 yıl, maksimum: 106 yıl).
Hastalar orta yaş ve yaşlı olarak gruplandırıldığında; birinci
grupta 115 hasta, ikinci grupta 183 hasta bulunmakta idi.
Birinci grubun %42?si kadın iken, ikinci grubun kadın hasta
oranı %58,5 idi (p=0,009). Hastaların mevcut hastalıklarına
bakıldığında %30,5 oranı ile hipertansiyon en sık görülen ek
hastalık olup bunu diabetes mellitus, sonrasında da kronik obstrüktif akciğer hastalığı takip etmekteydi. Eşlik eden hastalık açısından orta yaş ve yaşlı grup arasında istatistiksel olarak farklılık saptanmadı.
Hastaların PEG endikasyonu Tablo 1?de özetlenmiş olup serebrovasküler olay (SVO) her yıl için en sık sebepti, yıllar
içinde de en fazla artan endikasyondu (p=0,001). PEG endikasyonlarında 80 yaş ve üzeri grupta SVO ve demans, 79 yaş
ve altı grupta hipoksik ensefalopati ve maligniteler daha fazla
görülmekte idi (p>0,001). 18 hastada PEG gerektiren primer
malignite bulunurken, 6 hastada PEG endikasyonu gösteren
nörolojik hastalığa eşlik eden malignite saptandı. Maligniteler
içinde akciğer karsinomu ilk sırada olup, bunu sırasıyla beyin
tümörleri, özofagus karsinomu ve baş-boyun karsinomları takip etmekteydi. Hastalar orta yaş ve yaşlı olarak gruplandırıldığında; PEG endikasyonları açısından yaşlı grupta daha fazla
demans görülürken, orta yaş grubunda daha fazla hipoksik
ensefalopati ve malignite görülmekte idi (p= 0,05).
Hastaların PEG uygulaması sonrası hastanede kalma süreleri
karşılaştırıldığında, orta yaş grubunda bu süre ortanca ± çey-
rekler arası aralık (IQR) olarak 7±15 gün iken, yaşlı grupta 11±28 gün idi (p=0,003). Yeniden PEG uygulama ihtiyacı
46 (%15,4) hastada 2 kez, 18 (%6) hastada 3 kez, yalnızca
bir hastada ise 4 kez olmuştu. En sık PEG yenileme endikasyonu tüp deformasyonuydu. 4 kez PEG takılan hastanın ise
tüpü kendi çekmesi sebebiyle uygulama tekrar edildi. Yeniden PEG uygulama endikasyonu ve sıklığı yaş gruplarına göre
farklılık göstermemekteydi (p=1).
En sık komplikasyon peristomal kanama (%3,4) ve peristomal sızıntı (%3,4) idi. Tekrarlayan PEG uygulaması gerektiren tampon gömülmesi tüm PEG uygulamalarının %2,4?ünde
görüldü. Tüm komplikasyonların yaş gruplarına göre karşı-
laştırmasında istatistiksel olarak fark saptanmadı (p=0,573).
Komplikasyon görülme zamanı en erken işlem sonrası 1. gün,
en geç ise 3 yıl sonra idi. Komplikasyon meydana gelme zamanı açısından yaş gruplarına göre anlamlı farklılık izlenmedi (p=0,235).
Tüm hastaların takip sürelerine bakıldığında, ortanca ± çey-
rekler arası aralık (IQR) takip süresi 282,5±741 gün idi. 79
yaş altı grupta takip süresi ortanca ± IQR 338±947 gün iken,
80 yaş ve üzeri grupta 277±649 gün idi (p=0,056). Üçüncü ay sağ kalım oranları orta yaş grubunda %70,9 iken, yaşlı
grupta %65 idi. Birinci yıl sağ kalım oranlarına bakıldığında
ise orta yaş grubunda %53,7 iken, yaşlı grupta %46 idi, buna
göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık iz-
lenmedi (p=0,110) (Şekil 1).
Tartışma
Bu retrospektif çalışmamızda, PEG?in kliniğimizde yıllar içinde daha yaşlı bir hasta popülasyonuna ve en sık SVO endikasyonu ile uygulandığını saptadık. Bu gözleme dayanarak hastalarımızı Dünya Sağlık Örgütü yeni sınıflamasına göre 79
yaş ve altı orta yaş hasta grubu, 80 yaş ve üzeri yaşlı hasta
grubu olmak üzere değerlendirdik. PEG uygulama endikasyonu açısından her iki yaş grubunda da en sık endikasyon
serebrovasküler olay idi. Yeniden PEG uygulaması ile PEG
komplikasyonları da yaş gruplarına göre farklılık göstermemekteydi. Ancak PEG sonrası hastanede kalma süresi açısından yaşlı grubun daha uzun süreli izleme ihtiyacı olduğunu
saptadık. Üç aylık ve bir yıllık sağ kalım süresi açısından ise
yaş grupları arasında anlamlı fark saptanmazken, bu sağ kalım oranlarının literatürde belirtilen sürelere benzer olduğu
gözlendi.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizde 65 yaş
üzeri nüfus 2013 yılında %7,7 iken, nüfus projeksiyonlarına
göre 2023?de %10,2?e ve 2050?de %20,8?e ulaşacağı öngö-
rülmektedir (8). Ülkemizde yaşlı nüfus artış hızı, diğer yaş
gruplarına ve toplam nüfus artışına göre 3 kat daha fazladır
(8). Merkezimizde son 5 yıl içinde PEG uygulanan hastaların
ortanca yaşı 79,5 yıldan 86 yıla ulaşmıştır. Yani Türkiye nü-
fusundaki yaşlanma, küçük bir model olarak kliniğimize de
yansımaktadır.
PEG uygulama endikasyonunun literatürde coğrafi bölgelere göre değişebildiği görülmüştür. Almanya?dan yapılan bir
çalışmada ortanca yaşı 63 olan 119 hastanın en sık PEG endikasyonu disfajiye yol açan tümörlerdir (9). Oysa 545 hastanın izlendiği bir Japon çalışmasında hastaların ortalama yaşı
77,2 yıl olup en sık PEG endikasyonu SVO?dur (10). Bizim
çalışmamızda, orta yaş ve yaşlı hasta grupları arasında PEG
uygulama endikasyonu açısından en sık nörolojik hastalıklar
PEG endikasyonu göstermekteydi. Endikasyon alt gruplarına
baktığımızda SVO birinci sırada olup bunu demans, hipoksik ensefalopati ve Parkinson hastalığı takip etmekteydi. Yaş
gruplarına göre bakıldığında 80 yaş üzeri grupta SVO ve demans daha fazla iken, hipoksik ensefalopati ve maligniteler
79 yaş ve altı grupta daha fazla idi. Çalışmamızda dikkat çeken diğer bir husus, yıllar içinde SVO?lu hastaların sayısının
da artış göstermesiydi. Bunun sebebi eşlik eden metabolik
sendrom X, diabetes mellitus ve ateroskleroz olabilir. Oysa
Tayvan?dan yapılan çalışmada 1997-2010 arası takipte PEG
endikasyonlarının yıllar içinde malignite yönünde değiştiği
görülmüş. Önceleri sıklıkla serebrovasküler hastalık sebebiyle PEG uygulanırken, ilerleyen zamanda özofageal kanser
sebebiyle PEG uygulamalarının arttığı rapor edilmiş (11).
Maligniteler açısından literatürde PEG endikasyonu sıklıkla
baş boyun tümörlerinedir (4,6). Literatürde en geniş seri 565
baş-boyun tümörlü hasta ile Burney ve Bryner?a aittir (12). Bizim çalışmamızda PEG gereksinimi en sık metastatik akciğer
kanseri olgularında olmuştur. Bu durum Türkiye Halk Sağlığı
Kurumu Kanser Daire Başkanlığı 2014 verilerine dayandırılacak olursa, ülkemizde halen akciğer kanseri insidansı en yüksektir (13). Bundan ötürü daha fazla akciğer karsinomlu olgu ile karşılaşılması ve bu hastalarda lokal ilerleme, metastaz
veya radyoterapi komplikasyonu daha fazla PEG ihtiyacını
doğurmaktadır. Ayrıca 2017?de yayınlanan bir makalede metastatik kanserler içinde mekanik ventilasyon, diyaliz ve PEG
gibi yoğun bakım tedavisi gerektiren en sık kanserin akciğer
kanseri olduğu saptanmıştır (14).
PEG uygulamasını takiben hastaların hastanede kalma süresi, yaşlı hasta grubunda daha uzun idi. Hastaların hastanede
yatmalarını gerektiren PEG işlemi veya herhangi PEG komplikasyonu değil, eşlik eden hastalıkların yönetimi idi. Çalış-
mamızda orta yaş ve yaşlı grup arasında eşlik eden hastalık
sıklığı açısından fark saptanmasa da ek hastalık şiddeti, yö-
netimi, medikasyonu, yoğun bakımda bulunma hali ve sosyal
koşullar PEG sonrası hastanede kalma süresini etkileyecek
faktörler olabileceği düşünüldü. Fakat bu noktada çalışmamızın kısıtlı tarafı hastaların laboratuvar verilerinin, klinik
veya laboratuvar skorlamalarının eksik olmasıdır. Hastaların
sağ kalımını etkilemeyen ama kısa vadede hastanede kalma
sürelerini etkileyen hususlar retrospektif çalışma handikapları sebebiyle detaylandırılamamıştır.
PEG uygulamasına bağlı lokal komplikasyonlar literatürde
%5-25 olarak bildirilmektedir (5,6). Türkiye?den Gündoğan
ve arkadaşlarının yaptığı retrospektif analizde işlem sonrası
erken dönemde en sık kateter yerinden kanama olup 128
hastanın %4?ünde görülmüş (15). Kore?den yapılan bir çalış-
mada ise 245 hastanın 27?sinde (%11) minör komplikasyon
görülmüş olup 22?sinde özofagusda minör kanama, 4?ünde
peristomal minimal enfeksiyon saptanmış (16). Çalışmamız-
da ise en sık komplikasyon peristomal sızıntı veya kanamadır. Yaş gruplarına göre karşılaştırma yapıldığında istatistiksel
olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Hastalarımızın hiçbirinde PEG işlemine bağlı mortalite görülmedi. Komplikasyonlar
çeşitli yayınlarda ileri yaş, erkek cinsiyet, hipoalbuminemi,
C-reaktif protein (CRP) yüksekliği ve düşük vücut kitle indeksi ile ilişkilendirilmektedir (15-17). PEG işlemi teknik
olarak zor değildir, ancak PEG uygulaması sonrası hastanın
takibi, minör veya majör komplikasyonların izlemi için multidisipliner yaklaşım gerekmektedir (17). Merkezimizde PEG
talep eden kliniklerin, PEG zamanlaması açısından hastanın
işleme engel olabilecek medikal özgeçmiş özelliklerini göz-
den geçirip, enfeksiyon tablosunun olmadığı, antikoagülan veya antiagregan ilaç kullanımının işlem öncesi uygun biçimde düzenlendiği bir zamanı seçmeleri önemli bir kolaylık sağ-
lamaktadır. Endoskopi ünitemizde çalışanların işlem öncesi
hazırlık ve işlem sürecindeki uyumu, uygulamanın hızlı ve
en az hata ile olmasını temin etmektedir. Ayrıca özellikle PEG
işlemi sonrası hem kateter bakımı hem de PEG?den beslenme
takibi açısından tecrübeli bakımevi çalışanlarının olması bu
sonuca katkıda bulunmaktadır.
PEG uygulaması yapılan hastalarımızın üçüncü ay sağ kalım
oranları orta yaş grubunda %70,9, yaşlı grupta %65 idi. Birinci yıl sağ kalım oranlarına bakıldığında ise orta yaş grubunda
%53,7 iken, yaşlı grupta %46 idi, buna göre gruplar arasında
anlamlı farklılık izlenmedi (p=0,110). Nörolojik sebepler ile
PEG uygulanmış altmış beş yaş üzeri 931 hastanın katıldığı
çok merkezli Japon çalışmasında, bir yıllık sağ kalım %66
idi (18). Bu çalışmada PEG?li hastaların yarıdan fazlasının 2
yıldan uzun yaşadığı gösterilmiştir (18). Kore?den yapılan bir
çalışmada ise geriatrik hasta grubunda PEG uygulaması, genç
yaş grubu ile karşılaştırıldığında, güvenli bulunmuş, yaşın
işlem ile ilişkili komplikasyon veya mortaliteyi etkilemediği
rapor edilmiştir (19). Wu ve arkadaşlarının Çin?de yaptıkları
incelemede, PEG uygulanan ortalama yaşları 63,3±9,4 olan
SVO?lu hastaların ortanca sağ kalımı 17,6 ay iken, PEG uy-
gulanmayanlarınki 8,2 ay olarak rapor edilmiştir (20). Kara
ve arkadaşlarının çalışmasında ise nörolojik hastalıklar sebebiyle PEG uygulanan ortanca yaşı 77 yıl olan 500 hastanın
üç aylık mortalite oranı %28?dir (21). Mortaliteyi etkileyen
faktörlerin SVO varlığı ve nötrofil yüzdesindeki yükseklik,
sağ kalımı etkileyen faktörlerin ise hiperlipidemi ve proflaktik antibiyotik kullanımı olduğu saptanmıştır (21). Çalışmamızda sağ kalım süresi literatür ile karşılaştırıldığında benzer
olarak bulunmuştur. Üstelik PEG uyguladığımız hastalarımı-
zın ortanca yaşı 82 olup bu önceki çalışmalara göre daha ileri
yaştır. Böylelikle çalışmamızda PEG?in, yaşlı hasta grubunda
güvenli bir yöntem olduğunu ifade edebiliriz. Ayrıca PEG
uygulamasının da tek başına yaşın sağ kalımı etkilemediğini vurgulamak isteriz. 80 yaş ve üzeri hasta grubunda yaşam
kalitesini arttırmak, malnütrisyonu engellemek, tekrarlayan
enfeksiyonlar ile hastaneye yatış sıklığını azaltmak için PEG,
sağkalımı olumsuz etkilemeyen, kolay erişilebilir ve güvenli
bir yöntemdir.
Kaynaklar
1. http://www.un.org/en/development/desa/population/publications/pdf/
ageing/WPA2015_Report.pdf. United Nations, Department of Economic and Social Affairs, Population Division (2015). World Population
Ageing 2015 (ST/ESA/SER.A/390))
2. Muscedere J, Andrew MK, Bagshaw SM, et al. Screening for friality in Canada?s health care system: A time for action. Can J Aging 2016;35:281-
97.
3. Löser C, Aschl G, Hébuterne X, et al. The European Society for Clinical
Nutrition and Metabolism (ESPEN) guidelines on enteral nutrition-percutaneous endoscopic gastrostomy. Clin Nutr 2005;24:848-61.
4. Itkin M, DeLegge MH, Fang JC, et al; Society of Interventional Radiology; American Gastroenterological Association Institute; Canadian
Interventional Radiological Association; Cardiovascular and Interventional Radiological Society of Europe. Multidisciplinary practical guidelines for gastrointestinal access for enteral nutrition and decompression
from the Society of Interventional Radiology and American Gastroenterological Association (AGA) Institute, with endorsement by Canadian
Interventional Radiological Association (CIRA) and Cardiovascular and
Interventional Radiological Society of Europe (CIRSE). Gastroenterology
2011;141:742-65.
5. Hucl T, Spicak J. Complications of percutaneous endoscopic gastrostomy. Best Prac Res Clin Gastroent 2016;30:769-81.
6. Rahnemai-Azar AA, Rahnemai-Azar AA, Naghshizadian R, et al. Percutaneous endoscopic gastrostomy: Indications, technique, complications
and management. World J Gastroenterol 2014;20: 739-51.
7. Gauderer MW, Ponsky JL, Izant RJ. Gastrostomy without laparotomy: A
percutaneous endoscopic technique. J Pediatric Surg 1980;15:872-5.
8. www.tuik.gov.tr. Türkiye İstatistik Kurumu, Temel İstatistikleri, Nüfus
ve Demografi, Nüfus Projeksiyonları.
9. Schieneider AS, Schettler A, Markowski A, et al. Complication and mortality rate after percutaneous endoscopic gastrostomy are low and indication-dependent. Scand J Gastroenterol 2014;49:891-8.
10. Kasuno C, Yamada N, Kikuchi K, et al. Current status of percutaneous
endoscopic gastrostomy in general hospital in Japan: a cross-sectional
study. J Rural Med 2016;11:7-10.
11. Chang WK, Lin KT, Tsai CL, et al. Trends regarding percutaneous endoscopic gastrostomy: A nationwide population-based study from 1997
to 2010. Medicine (Baltimore)2016;95(24):e3910.
12. Burney RE, Bryner BS. Safety and long-trem outcomes of percutaneous
endoscopic gastrostomy in patients with head and neck cancer. Surg
Endosc 2015;29:3685-9.
13. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı, 2014 Yılı Türkiye
Kanser İstatistikleri www.kanser.gov.tr
14. Loh KP, Kansagra A, Shieh MS, et al. Predictors of the use of spesific
critical care therapies in patients with metastatic cancer. J Natl Compr
Canc Netw 2017;15:22-30.
15. Gündoğan K, Yurci A, Coşkun R, et al. Outcomes of percutaneous endoscopic gastrostomy in hospitalized patients at a tertiary care center in
Turkey. Eur J Clin Nutr 2014;68:437-40.
16. Lee SP, Lee KN, Lee OY, et al. Risk factors for complications of percutaneous endoscopic gastrostomy. Dig Dis Sci 2014;59:117-25.
17. Lee C, Im JP, Kim JW, et al; Small Intestine Research Group of the Korean Association for the Study of Intestinal Disease (KASID). Risk factors
for complications and mortality of percutaneous endoscopic gastrostomy: a multicenter, retrospective study. Surg Endosc 2013;27:3806-
15.
18. Suzuki Y, Tamez S, Murakami A, et al. Survival of geriatrics patients after
percutaneous endoscopic gastrostomy in Japan. World J Gastroenterol
2010;16:5084-91.
19. Oh DJ, Kim B, Lee JK, et al. Can percutaneous endoscopic gastrostomy
be carried out safely in the elderly? Geriatr Gerontol Int 2016;16:481-5.
20. Wu K, Chen Y, Yan C, et al. Effects of percutaneous endoscopic gastrostomy on survival of patients in a persistent vegetative state after stroke. J
Clin Nurs 2016;26:3232-8.
21. Kara Ö, Kızılarslanoğlu MC, Canbaz B, et al. Survival after percutaneous
endoscopic gastrostomy in older adults with neurologic disorders. Nutr
Clin Pract 2016;31:799-804.