Ağustos 2018 / (26 - 2)
Yetişkin hastalarda Schatzki halkası: 3. basamak merkezi deneyimi
Yazarlar
Mustafa KAPLAN, Volkan GÖKBULUT, Orhan COŞKUN, Adem AKSOY, Erkin ÖZTAŞ, Ertuğrul KAYAÇETİN
Kurumlar
Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara
Özet
Giriş ve Amaç: Shatzki halkası özofagus alt kısmında lümeni halka veya
yüzük şeklinde daraltan yapılardır. Bu çalışmada Shatzki halkasının endoskopik bulgular ve diğer hastalıklar ile ilişkisini araştırmayı amaçladık.Gereç
ve Yöntem: Bu çalışma Ocak 2014-Aralık 2015 tarihleri arasında endoskopi yapılan hastaların kayıtları incelenerek retrospektif olarak yapılmıştır.
Toplamda 5.000 endoskopi kaydı incelenmiş ve Shatzki halkası tespit edilen
104 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Bulgular: Araştırma popülasyonu 46
kadın (%44,2) ve 58 erkek (%55,8) erkek hasta olmak üzere 104 kişiden
oluştu. Hastaların ortalama yaşı 60,8±14,1 yıldı. Hastaların en sık başvuru endikasyonları disfaji (%26), dispepsi (%38,5) ve karın ağrısı (%28,8)
idi. Endoskopi bulguları incelendiğinde hastaların %53,8?inde reflü özofajit,
%50?sinde hiatal herni tespit edildi. Özofageal divertikül %4,8, başka web
%1, özofageal ülser %5.7, özofageal polip %0,9, özofagus varisleri %1,9,
özofagus motilite bozuklukluğu (hipertrofik alt özofagus sfinkteri) %1,9 ve
Barrett özofagus %3,8 hastada tespit edildi. Hastaların %58?inde Helicobacter pylori, %19?unda demir eksikliği anemisi ve %5,7?sinde vitamin B12
eksikliği saptandı. Sonuç: Shatzki halkası aralıklı disfajinin önemli sebeplerinden biri olup reflü özofajit, hiatal herni ve demir eksikliği anemisi ile
birliktelik göstermektedir.
Anahtar Kelimeler
Özofageal web, reflü özofajit, hiatal herni, demir eksikliği anemisi, disfaji
Giriş
Özofagus halkaları özofagus alt kısmında lümeni halka şeklinde daraltan yapılardır (1). Kas veya mukoza tabakasından
kaynaklanabilirler. Daha nadir görülen müsküler halka konjenitaldir ve mukozal halkalara göre daha nadir görülür. Mukozal halkalar ise daha sık görülen ve özofagogastrik bileşkenin hemen üzerinde görülen mukozal oluşumlardır. Schatzki
halkası (SH) ise en sık görülen özofagus halkasıdır. Hastalar
çoğunlukla asemptomatik olmasına rağmen, erişkinlerde katılara karşı olan epizodik disfaji ve gıda sıkışmasının en sık
sebeplerinden biri olarak kabul edilmektedir. Tanı baryumlu
grafi veya üst endoskopi ile konulur (2). SH değişik nedenlerle yapılan üst gastrointestinal endoskopilerin %4-15?inde
tespit edilmiştir (3). SH?nın etiyolojisi ve patogenezi tam
olarak bilinmemekle beraber gastroözofageal reflü hastalığı-
na (GERH) bağlı kronik hasar, Barrett özofagus, konjenital
sebepler, eozinofilik özofajit gibi hastalıklar suçlanmaktadır
(4-7). Ancak ülkemizde SH ile yapılmış herhangi bir çalışma
bulunmamaktadır. Biz bu çalışmada 3. basamak bir merkezde üst gastrointestinal endoskopide SH tespit edilen hastalarda SH ile endoskopik bulgular ve diğer hastalıkların ilişkisini
araştırmayı amaçladık.
Olgu
Bu çalışmada 5.000 endoskopi kaydı incelenmiş ve %2 hastada SH tespit edilmiştir. SH?nin reflü özofajit, hiatal hernive demir eksikliği anemisi ile sık birliktelik gösterdiği bulunmuştur. Bu çalışma ülkemizde SH ile ilgili yapılmış ilk çalış-
madır.
Çalışmamızda SH oranı %2 olarak bulunmuştur. Daha önce
Towbin ve ark. çocuk hastalarda yaptığı çalışmada ise oran
%0.2 olarak bildirilmiştir (10). Bu çalışmanın çocuk hastalarla yapılması nedeniyle reflü özofajit gibi önemli bir etiyolojik faktörün çocuklarda daha az sıklıkla görülmesinin bu
farklılığa sebep olabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca daha önce
yapılmış çalışmalarda endoskopide SH tespit oranının %4-
15 arasında değişebildiği belirtilmektedir (3). Bizim çalışmamızda ise 5.000 endoskopi kaydının incelenmesi sonucunda
böyle bir orana ulaştığımız için bu oranın daha kullanılabilir
olduğunu düşünüyoruz.
Çalışmamızda SH tespit edilen hastaların ortalama yaşı 60
olarak bulunmuştur. Daha önce yapılan bir çalışmada ise
ortalama yaş 57 olarak bulunmuştur (5). Bu sonuçlara göre
SH?nin yaşlı hastalarda daha sık rastlanılan bir bulgu oldu-
ğunu söyleyebiliriz. Çalışmamızda hastaların en sık başvuru
semptomları karın ağrısı, dispepsi ve disfajidir. Literatür taramamızda SH olan hastaların daha çok asemptomatik olduğu,
semptomatik olanların ise katı gıda disfajisi ile hastaneye baş-
vurduğu belirtilmektedir (2). Çalışmamızdaki hastaların yaklaşık üçte birinde disfaji şikayetinin olması nedeniyle SH?nin
disfaji etiyolojisinde önemli bir yeri olduğunu düşünüyoruz.
Daha önce yapılan bir çalışmada hiatal herni oranı %97
bulunurken reflü özofajit oranı %28 bulunuştur (5). Bizim
çalışmamızda ise hastalarımızın %56?sında reflü özofajit ve
yarısında ise hiatal herni tespit edilmiştir. Bu da hastalığın
etiyolojisinde bu iki durumun yol açtığı kronik mukozal hasarın önemli bir rolü olduğunu düşündürmektedir. Levin ve
ark. yaptığı çalışmada GERH olanların %22?sinde SH tespit
edilmesi de bu kuvvetli ilişkiyi desteklemektedir (11). Ayrıca
daha önce yapılan çalışmalarda reflünün hastaların nerdeyse
üçte ikisinde görüldüğü, reflüye bağlı inflamasyon teorisinin
SH oluşumu için en muhtemel etiyolojik faktör olduğu ve
anti-reflü tedavisinin de SH tedavisinde kullanılabileceği belirtilmiştir (12-14). Çalışmamızda Barrett özofagus oranı %3,8 olarak bulunmuş-
tur. Mitre ve ark. yaptığı çalışmada ise oran %0,73 olarak bulunmuştur (3). Bu iki bulgu SH ile Barrett özofagusun ilişkili
olmadığını desteklemektedir. Daha önce yapılan çalışmalarda
ve bizim çalışmamızda da özofageal divertikül ve motilite bozukluğu oranının %2-4 civarında olması bu iki durumun SH
ile ilişkisinin zayıf olduğunu göstermektedir.
Çalışmamızda H. pylori oranı genel popülasyondan daha
düşük saptanmıştır. Ülkemize H. pylori prevalansı %82 iken
(15) bizim çalışmamızda %58 bulunmuştur. Bunun sebebi
ise çalışmaya alınma anında bazı hastaların proton pompa
inhibitörü kullanması nedeniyle yanlış negatif sonuçların çıkması olabilir. Diğer bir sebebinin ise H. pylori?nin SH ile olan
zayıf ilişkisi olabileceğini düşünüyoruz.
Çalışmamızda %19 hastada demir eksikliği anemisi görülmüştür. SH tespit edilen hastalarda yüksek oranda görülen
reflü özofajit ve buna bağlı özofagus kaynaklı erozyonlar ve
kanama olması nedeniyle böyle bir sonuç çıktığını düşünüyoruz. Bilindiği gibi demir eksikliği anemisi üst özofagus webleri ile yakından ilişkilidir ve disfajinin de eşlik ettiği bu durum Plummer-Winson sendromu olarak adlandırılmaktadır.
Bizim sonuçlarımız göz önüne alındığında SH?nin de benzer
şekilde demir eksikliği anemisi ile ilişkili bir web olabileceği
akla gelmektedir. Bu hipotezimizi destekler nitelikte yapılan
bir vaka çalışmasında SH ve Plummer-Winson sendromunun
beraber görülebileceği belirtilmektedir (16). Bizim çalışmamızda da bu vakaya benzer şekilde bir hastada üst özofagus
web ve eşlik eden demir eksikliği anemisi tespit edilmiştir.
Daha önce yapılan bir çalışmada ise bizim çalışmamızdan
farklı olarak özofagusta başka web oranı %15,6 olarak bulunmuştur (5).
Çalışmamızın en önemli kısıtlılığı retrospektif yapılmasıdır.
Diğer bir önemli kısıtlılık ise hastalardan özofageal patoloji
alınmaması nedeniyle literatürde SH ile ilişkisinden sıklıkla
bahsedilen eozinofilik özofajit ile ilişkisini değerlendirme imkanımızın olmaması idi.
Sonuç olarak SH aralıklı disfajinin önemli sebeplerinden biri
olup reflü özofajit, hiatal herni ve demir eksikliği anemisi ile
birliktelik göstermektedir.
Gereç ve Yöntem
Bu çalışma Ocak 2014-Aralık 2015 tarihleri arasında Türkiye
Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği?nde çeşitli
sebeplerle endoskopi yapılan hastaların hasta kayıtları incelenerek retrospektif olarak yapılmıştır. Endoskopik inceleme
sonucunda SH tespit edilen hastalar çalışmaya dahil edilmiş-
tir. Toplamda 5.000 endoskopi kaydı incelenmiş, SH tespit
edilen 110 hasta bulunmuş, veri eksikliği olan 6 hasta çalışmadan çıkarıldıktan sonra 104 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.
Hastaların başvuru şikayetleri ve demografik özellikleri dosyalarından kaydedilmiştir. Hastaların endoskopi bulguları
incelenmiş ve özofageal ve gastrik bulgular not edilmiştir. Özofagogastrik bileşkedeki ince simetrik mukozal yapılar SH
olarak kabul edilmiştir (1). Gastrik mukozanın diafragmın
1.5 cm yukarısına uzanması hiatal herni olarak kabul edilmiş-
tir (8). Reflü özofajit sınıflaması için Los Angeles sınıflaması
kullanılmıştır (9). Helicobacter pylori (H. pylori) pozitifliği
için üç testen herhangi birinde (patoloji, üre nefes testi veya
dışkı) H. pylori pozitif çıkması esas alınmıştır. Hikayesinde
veya tanı anında demir eksikliği anemisi, B12 eksikliği, hipotiroidi, hipertroidi veya otoimmün hastalığı olanlar kaydedilmiştir. İstatistiksel değerlendirme Statistical Package for Social Sciences (SPSS) for Windows 20 (IBM SPSS Inc., Chicago,
IL) programı kullanılarak yapılmıştır. Verilerin normal dağı-
lımı Kolmogorov-Smirnov testi ile değerlendirilmiştir. Sayısal
değişkenlerden normal dağılım sergileyenler ortalama±standart sapma olarak, normal dağılım sergilemeyenler ortanca
(min-max) olarak gösterilmiştir. Kategorik değişkenler sayı
ve yüzde olarak belirtilmiştir.
Bulgular
Araştırma popülasyonu 46 kadın (%44,2) ve 58 erkek
(%55,8) erkek hasta olmak üzere 104 kişiden oluştu. Hastaların ortalama yaşı 60,8±14,1 yıldı. Çalışmamızda SH oranı
%2 bulunmuştur. Hastaların en sık başvuru endikasyonları
disfaji (%26), dispepsi (%38,5), karın ağrısı (%28,8) ve bulantı, kusma ve kanama gibi diğer endikasyonlardı (%4,8).
Endoskopi bulguları incelendiğinde hastaların %53,8?inde
reflü özofajit tespit edildi. Los Angeles sınıflamasına göre bu
hastaların %32?sinde grade A, %16?sında grade B, %3,8?inde
grade C ve %0,9?unda grade D reflü özofajit mevcuttu. Hastaların yarısında hiatal herni mevcuttu. Özofageal divertikül
oranı %4,8, özofageal ülser oranı %5,7, özofageal polip oranı
%0,9, özofagus varisleri oranı %1,9, özofagus motilite bozuklukluğu (hipertrofik alt özofagus sfinkteri) oranı %1,9,
Barrett özofagus oranı %3,8 idi. Bir hastada (%0,9) özofagus
proksimalinde demir eksikliğine bağlı diğer bir web izlendi.
Hastaların diğer endoskopik bulguları incelendiğinde %53
hastada pangastrit, %32 hastada antral gastrit, %14 hastada
bulbit, %5,7 hastada gastrik veya bulber ülser, %1,8 hastada
gastrik polip ve %2,8 hastada opere mide izlendi. Hastaların %58?inde H. pylori (+) saptandı. Schatzki halkası görülen
hastaların demografik ve klinik özellikleri Tablo 1?de özetlenmiştir.
SH tespit edilen hastaların laboratuvar ve klinik bulguları
incelendiğinde hastaların %19?unda demir eksikliği anemisi, %5,7?sinde B12 eksikliği, %1,9?unda hipotiroidi ve
%0,9?unda otoimmün hepatit olduğu tespit edildi. Schatzki
halkası ile diğer hastalıkların ilişkisi Tablo 2?de özetlenmiştir.
Tartışma
Bu çalışmada 5.000 endoskopi kaydı incelenmiş ve %2 hastada SH tespit edilmiştir. SH?nin reflü özofajit, hiatal hernive demir eksikliği anemisi ile sık birliktelik gösterdiği bulunmuştur. Bu çalışma ülkemizde SH ile ilgili yapılmış ilk çalış-
madır.
Çalışmamızda SH oranı %2 olarak bulunmuştur. Daha önce
Towbin ve ark. çocuk hastalarda yaptığı çalışmada ise oran
%0.2 olarak bildirilmiştir (10). Bu çalışmanın çocuk hastalarla yapılması nedeniyle reflü özofajit gibi önemli bir etiyolojik faktörün çocuklarda daha az sıklıkla görülmesinin bu
farklılığa sebep olabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca daha önce
yapılmış çalışmalarda endoskopide SH tespit oranının %4-
15 arasında değişebildiği belirtilmektedir (3). Bizim çalışmamızda ise 5.000 endoskopi kaydının incelenmesi sonucunda
böyle bir orana ulaştığımız için bu oranın daha kullanılabilir
olduğunu düşünüyoruz.
Çalışmamızda SH tespit edilen hastaların ortalama yaşı 60
olarak bulunmuştur. Daha önce yapılan bir çalışmada ise
ortalama yaş 57 olarak bulunmuştur (5). Bu sonuçlara göre
SH?nin yaşlı hastalarda daha sık rastlanılan bir bulgu oldu-
ğunu söyleyebiliriz. Çalışmamızda hastaların en sık başvuru
semptomları karın ağrısı, dispepsi ve disfajidir. Literatür taramamızda SH olan hastaların daha çok asemptomatik olduğu,
semptomatik olanların ise katı gıda disfajisi ile hastaneye baş-
vurduğu belirtilmektedir (2). Çalışmamızdaki hastaların yaklaşık üçte birinde disfaji şikayetinin olması nedeniyle SH?nin
disfaji etiyolojisinde önemli bir yeri olduğunu düşünüyoruz.
Daha önce yapılan bir çalışmada hiatal herni oranı %97
bulunurken reflü özofajit oranı %28 bulunuştur (5). Bizim
çalışmamızda ise hastalarımızın %56?sında reflü özofajit ve
yarısında ise hiatal herni tespit edilmiştir. Bu da hastalığın
etiyolojisinde bu iki durumun yol açtığı kronik mukozal hasarın önemli bir rolü olduğunu düşündürmektedir. Levin ve
ark. yaptığı çalışmada GERH olanların %22?sinde SH tespit
edilmesi de bu kuvvetli ilişkiyi desteklemektedir (11). Ayrıca
daha önce yapılan çalışmalarda reflünün hastaların nerdeyse
üçte ikisinde görüldüğü, reflüye bağlı inflamasyon teorisinin
SH oluşumu için en muhtemel etiyolojik faktör olduğu ve
anti-reflü tedavisinin de SH tedavisinde kullanılabileceği belirtilmiştir (12-14). Çalışmamızda Barrett özofagus oranı %3,8 olarak bulunmuş-
tur. Mitre ve ark. yaptığı çalışmada ise oran %0,73 olarak bulunmuştur (3). Bu iki bulgu SH ile Barrett özofagusun ilişkili
olmadığını desteklemektedir. Daha önce yapılan çalışmalarda
ve bizim çalışmamızda da özofageal divertikül ve motilite bozukluğu oranının %2-4 civarında olması bu iki durumun SH
ile ilişkisinin zayıf olduğunu göstermektedir.
Çalışmamızda H. pylori oranı genel popülasyondan daha
düşük saptanmıştır. Ülkemize H. pylori prevalansı %82 iken
(15) bizim çalışmamızda %58 bulunmuştur. Bunun sebebi
ise çalışmaya alınma anında bazı hastaların proton pompa
inhibitörü kullanması nedeniyle yanlış negatif sonuçların çıkması olabilir. Diğer bir sebebinin ise H. pylori?nin SH ile olan
zayıf ilişkisi olabileceğini düşünüyoruz.
Çalışmamızda %19 hastada demir eksikliği anemisi görülmüştür. SH tespit edilen hastalarda yüksek oranda görülen
reflü özofajit ve buna bağlı özofagus kaynaklı erozyonlar ve
kanama olması nedeniyle böyle bir sonuç çıktığını düşünüyoruz. Bilindiği gibi demir eksikliği anemisi üst özofagus webleri ile yakından ilişkilidir ve disfajinin de eşlik ettiği bu durum Plummer-Winson sendromu olarak adlandırılmaktadır.
Bizim sonuçlarımız göz önüne alındığında SH?nin de benzer
şekilde demir eksikliği anemisi ile ilişkili bir web olabileceği
akla gelmektedir. Bu hipotezimizi destekler nitelikte yapılan
bir vaka çalışmasında SH ve Plummer-Winson sendromunun
beraber görülebileceği belirtilmektedir (16). Bizim çalışmamızda da bu vakaya benzer şekilde bir hastada üst özofagus
web ve eşlik eden demir eksikliği anemisi tespit edilmiştir.
Daha önce yapılan bir çalışmada ise bizim çalışmamızdan
farklı olarak özofagusta başka web oranı %15,6 olarak bulunmuştur (5).
Çalışmamızın en önemli kısıtlılığı retrospektif yapılmasıdır.
Diğer bir önemli kısıtlılık ise hastalardan özofageal patoloji
alınmaması nedeniyle literatürde SH ile ilişkisinden sıklıkla
bahsedilen eozinofilik özofajit ile ilişkisini değerlendirme imkanımızın olmaması idi.
Sonuç olarak SH aralıklı disfajinin önemli sebeplerinden biri
olup reflü özofajit, hiatal herni ve demir eksikliği anemisi ile
birliktelik göstermektedir.
Kaynaklar
1. Schatzki R.The lower esophageal ring. Long term follow-up of symptomatic and asymptomatic rings. Am J Roentgenol Radium Ther Nucl
Med 1963;90:805-10.
2. Akın M. Schatzki?s ring (Lower esophageal mucosal ring). Turkiye
Klinikleri J Gen Surg-Special Topics 2012;5:116-20.
3. Mitre MC, Katzka DA, Brensinger CM, et al. Schatzki ring and Barrett?s
esophagus: do they occur together? Dig Dis Sci 2004;49:770-3.
4. Chen YM, Gelfand DW, Ott DJ, Munitz HA. Natural progression of the
lower esophageal mucosal ring. Gastrointest Radiol 1987;12:93-8.
5. Müller M, Gockel I, Hedwig P, et al. Is the Schatzki ring a unique esophageal entity? World J Gastroenterol 2011;17:2838-43.
6. Nurko S, Teitelbaum JE, Husain K, et al. Association of Schatzki ring
with eosinophilic esophagitis in children. J Pediatr Gastroenterol Nutr
2004;38:436-41.
7. Müller M, Eckardt AJ, Fisseler-Eckhoff A, et al. Endoscopic findings in
patients with Schatzki rings: evidence for an association with eosinophilic esophagitis. World J Gastroenterol 2012;18:6960-6.