- Ana Sayfa
- Sayılar
- Ağustos 2018
- Malign mide çıkış obstrüksiyonunda endoskopik yöntemle metal stent uygulaması:
Tersiyer bir merkezde beş yıllık tecrübe
Ağustos 2018 / (26 - 2)
Malign mide çıkış obstrüksiyonunda endoskopik yöntemle metal stent uygulaması:
Tersiyer bir merkezde beş yıllık tecrübe
Yazarlar
Nuretdin SUNA1, Ufuk Barış KUZU2, Bülent ÖDEMİŞ2, Selçuk DİŞİBEYAZ3, Erkin ÖZTAŞ3, Diğdem ÖZER ETİK1,
Hakan YILDIZ4, Erkan PARLAK5
Kurumlar
1Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara
2Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara
3Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Eskişehir
4Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, İstanbul
5Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara
Özet
Giriş ve Amaç: Malign mide çıkış obstrüksiyonu, özellikle pankreas ve mide
kanserlerinde olmak üzere intraabdominal malignitelerin geç ve yaygın bir
komplikasyonudur. Bu hastaların çoğu küratif cerrahi tedaviye uygun olmadıkları için palyatif tedavi yöntemlerine gereksinim duymaktadırlar. Palyatif
amaçlı yapılan cerrahi yöntemlere göre daha az invaziv bir yöntem olan endoskopik yolla duodenal kendiliğinden genişleyebilen metal stent yerleştirme son yıllarda daha çok kullanılmaktadır. Bu retrospektif tek merkezli çalışmanın amacı, inoperabl malign mide çıkış obstrüksiyonu olan hastalarda
endoskopik olarak uygulanan duodenal kendiliğinden genişleyebilen metal
stent yönteminin güvenilirliğini ve etkinliğini saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Endoskopi ünitemizde beş yıllık dönemde malign mide çıkış obstrüksiyonu nedeniyle duodenal kapsız kendiliğinden genişleyebilen metal stent
uygulanan hastaların verileri retrospektif olarak incelendi. Dudenal kendiliğinden genişleyebilen metal stent yerleştirmenin teknik ve klinik başarısı
ile komplikasyonları değerlendirildi. Bulgular: Malign mide çıkış obstrüksiyonu olan toplam 28 hastaya palyatif amaçlı endoskopik yol ile duodenal kapsız kendiliğinden genişleyebilen metal stent yerleştirildi. Hastaların
tamamında teknik başarı elde edildi. Klinik başarı ise 25 (%89.3) hastada
sağlandı. Hastaların ortalama Gastrik Outlet Obstrüksiyon Skorlama Sistemi
skorunun, duodenal stent yerleştirmeden önce 0.536 iken duodenal stent
yerleştirildikten iki hafta sonra 2.39?a yükseldiği görüldü (P=0.0001). Majör
komplikasyon 2 (7.14) ve minör komplikasyon 2 (%7.14) hastada gelişti.
Sonuç: Saptanan bulgular ışığında küratif cerrahi tedaviye uygun olmayan
malign mide çıkış obstrüksiyonlu hastalarda endoskopik olarak uygulanan
kendiliğinden genişleyebilen metal stent güvenli ve etkili bir palyatif yöntemdir.
Anahtar Kelimeler
Mide çıkış obstrüksiyonu, malign tümör, metal stent
Giriş
Malign mide çıkış obstrüksiyonu (MMÇO), özellikle pankreas
ve mide kanserleri olmak üzere intraabdominal malignitelerin geç ve yaygın bir komplikasyonudur. Mide veya pankreas
kanseri gibi çeşitli gastrointestinal maligniteleri olan hastaların yaklaşık %15-20?sinde MMÇO gelişir. Örneğin, distal
mide kanseri olan hastalarda %35 ve pankreas kanseri olan
hastalarda %20 oranında görülür (1-4). İnatçı bulantı-kusma dehidratasyon, malnütrisyon, kaşeksi ve kötü yaşam kalitesi
gibi önemli semptom ve bulgulara neden olur (5). Prognozları kötü olup ortalama sağ kalım sadece 3-4 aydır (6).
MMÇO olan hastaların büyük çoğunluğu küratif cerrahi tedaviye uygun olmadıkları için palyatif tedavi yöntemlerine
gereksinim duymaktadırlar. Bu hastalar için palyatif tedavinin birincil amacı obstrüksiyona bağlı gelişen semptomların hafifletilmesidir. Geleneksel olarak, MMÇO?nun palyatif tedavisinde cerrahi yöntem olan gastrojejunostomi (GJ) yapılmaktadır. Ancak bu prosedürün ciddi morbidite ve mortalite
ile ilişkili olduğu bilinmektedir (7). Palyatif amaçlı yapılan
cerrahi yöntemlere göre daha az invaziv bir yöntem olan endoskopik yolla duodenal kendiliğinden genişleyebilen metal
stent (KGMS) yerleştirilmesi son yıllarda kullanılmaktadır.
Bildirilen teknik başarı oranları %94-100 ve klinik başarı
oranları %77-94 arasında değişmektedir (8-20). Ayrıca cerrahi tedavi yöntemi ile karşılaştırıldığında, endoskopik yolla
KGMS uygulanması, daha iyi tolere edilmekte ve hastanede
kalış süresi kısalmaktadır (6,21,22).
Retrospektif tek merkezli bu çalışmanın amacı, inoperabl
MMÇO olan hastalarda endoskopik olarak uygulanan duodenal kapsız KGMS yönteminin güvenilirliğini ve etkinliğini
saptamaktır.
Olgu
Çalışmamızda küratif cerrahiye uygun olmayan MMÇO olan
hastalarda palyatif tedavi amaçlı endoskopik yöntemle uygulanan duodenal kapsız KGMS sonuçları retrospektif olarak
değerlendirildi. Teknik başarı %100 ve klinik başarı %89.3
oranında sağlandı. Stent açıklık süresinin hasta sağ kalım sü-
resi için kabul edilebilir olduğu gösterildi.
MMÇO?lu hastaların büyük çoğunluğu inoperabl olup
obstrüktif semptomları hafifletmek için palyatif tedavi yöntemlerine ihtiyaç duymaktadırlar. Bu amaçla eskiden genellikle cerrahi yöntem olan GJ yapılmaktaydı. Günümüze ise
daha çok duodenal KGMS kullanılmaktadır. Bu iki yöntem
karşılaştırıldığında GJ, önemli mortalite ve morbidite oranı,
hastanede kalış süresinin uzaması, semptomların hafiflemesinde gecikme ve yüksek maliyet ile ilişkilidir (24-26). No ve
arkadaşlarının yaptıkları çalışmada KGMS uygulanan hastalara göre GJ yapılan hastalarda daha iyi sağ kalım sağlandığı
bildirilmiştir (27). Bunun tersine, Espinel ve arkadaşlarının
yaptıkları çalışmada ise 30 günlük mortalite oranı GJ yapı-
lanlara (%29,4) göre enteral stent takılanlarda (%16,6) daha
düşük olduğu raporlanmakla beraber (24) komplikasyon
oranlarının GJ grubuna (%17,6) göre enteral stent grubunda
(%4) daha düşük olduğu bildirildi. Ayrıca, MMÇO?lu hastaların çoğu kanserin son aşamasında olup cerrahi yöntemleri
tolere edememekte ve sınırlı ömür beklentilerine sahiptirler.
Bu nedenlerden dolayı günümüzde, KGMS kullanımına eğilim giderek artmaktadır.
Teknik başarı 28 hastanın tamamında (%100) sağlandı. Teknik başarı oranları önceki çalışmaların bazılarında %94-98 olarak bildirilmiş olmakla beraber çoğunda çalışmamıza benzer
şekilde %100 olarak rapor edilmiştir (8-20). Darlığın şiddeti
nedeniyle kılavuz telin veya stent taşıma sisteminin başarısız
geçişi, işlem sırasında perforasyon, stentin yetersiz yerleştirilmesi ve stentin migrasyonu teknik başarsızlığın nedenleri olarak önceki çalışmalarda bildirilmiştir (9,11,12,15,18).
Klinik başarı %89.3 oranında saptandı. Hastaların GOOSS
skoru ortalaması işlemden önce 0.536 iken işlemden iki hafta
sonra 2.39?a yükseldiği belirlendi (P=0.0001). Klinik başarı tanımları çalışmalar arasında farklılık göstermesine rağmen,
%77-94 arasında değişen klinik başarı oranları bildirilmiştir
(8-20).
Hastalarda %7.- minör ve %7.- majör olmak üzere toplam
%14.- oranında komplikasyon gelişti. Gelişen komplikasyonların hepsi medikal tedavi ile düzeldi. İşleme bağlı ölüm
görülmedi. Daha önce yapılan benzer çalışmalarda komplikasyon oranları % 0-23 gibi geniş bir aralıkta bildirilmiştir
(8-20). Hastaların ortanca sağ kalım süresi 98 (25-524) gün
olarak belirlendi. Önceki çalışmalarda ise ortanca sağ kalım
sürelerinin 49-186 gün arasında değiştiği rapor edilmiştir (8-
20). Stent açıklığının ortanca süresi 94 (22-491) gün olarak
bulundu. Bu sürenin diğer çalışmalarda 39 ile 307 gün arasında değiştiği rapor edilmiştir (8,9,11,14,16-19). Çalışma
süresince %14.3 aranında stent disfonksiyonu gelişti. Daha önce yapılan benzer çalışmalarda ise %5-40 gibi geniş bir
aralıkta rapor edilmiştir (8-20). Çoğu raporda stent disfonksiyonu oranı çalışmamızda olduğu gibi %30?dan az olsa da,
Nassif ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada %40 oranında
bildirilmiştir (8).
Çalışmamızın bazı sınırlandırmaları mevcuttu. Retrospektif
bir çalışma olmasına rağmen, endoskopi ünitemizde hastaların verileri kayıt defterinde ve bilgisayar ortamında iyi
saklanmaktadır. İkinci olarak, çalışmaya katılan hasta sayısı
istenen düzeyde değildi, ancak tek merkezli olduğu dikkate
alınmalıdır.
Sonuç olarak, çalışmamızda saptanan bulgular ve literatürdeki bilgiler ışığında küratif cerrahi şansı olmayan MGOO?lu
hastalarda endoskopik olarak uygulanan duodenal KGMS
yöntemi güvenli ve etkili bir palyatif yöntemdir.
Gereç ve Yöntem
Endoskopi ünitemizde 01 Ocak 2010-31 Aralık 2015 tarihleri arasında inoperabl MMÇO nedeniyle endoskopik yolla duodenal kapsız KGMS yerleştirilen 28 hastanın verileri
retrospektif olarak incelendi. ??Gastrik Outlet Obstrüksiyon
Skorlama Sistemi (GOOSS)?? skoru (0=Oral alım yok, 1=Sıvı
diyet, 2=Yumuşak katı diyet, 3=Düşük kalıntı veya normal
diyet) ≤ 2 olan hastalara KGMS uygulandı (3). Dışlama kriterleri; 1. ≤ 18 yaş, 2. Mide proksimalinde, distal ince barsakta veya kolonda obstrüksiyon, 3. Daha önce aynı yere metal
stent yerleştirilmiş olması, 4. Endoskopik tedavi için kontrendikasyonların varlığı ve 5. İşlem sonrası takiplerini başka
merkezde devam etme.
Dudenal kapsız KGMS uygulamasından birkaç gün önce,
darlığın yerini, derecesini ve uzunluğunu değerlendirmek
için bilgisayarlı tomografi ve üst gastrointestinal endoskopi yapıldı. Aspirasyon riskini en aza indirgemek ve gastrik
boşalmayı sağlamak için işlemden 3 gün önce tüm hastalara
sadece sıvı beslenme rejimi verildi. İşlemden bir gün önce
abdominal ultrasonografi ile mide lümeni kontrol edildi ve
lümeni dolu olan hastalara nazogastrik sonda takıldı.
Hastalara işlem öncesi %10?luk lidokain sprey ile boğaz anestezisi uygulandı. İşlem esnasında midazolam, meperidin ve
propofol ile bilinçli sedasyon uygulandı. İşlemler Olympus
duodenoskop (Olympus TJF 240, Japan, 4.2 mm çalışma kanallı) ile gerçekleştirildi. Duodenoskopun ucu darlığın önündeki bölgeye yerleştirildi. Daha sonra duodenoskopun çalış-
ma kanalı boyunca ilerletilen klavuz tel (Jagwire 0.035 inç,
Boston Scientific, USA) yüklü endoskopik retrograt kolanjiyopankreatografi (ERKP) kateteri (Boston Scientific, USA)
ile darlık kanülize edildi. Devamında floroskopi eşliğinde
kılavuz tel darlığın distaline ilerletildi. Darlığın uzunluğu ve
yeri, ERKP kateterinden suda eriyen kontrast madde verilerek
ölçüldü. Stent uzunluğu, darlık uzunluğunu proksimalde ve distalde 2-3 cm geçecek şekilde belirlendi. Klavuz tel darlığın
distalinde kalacak şekilde bırakılarak ERKP kateteri endoskopun çalışma kanalından çekilerek çıkarıldı. Belirlenmiş olan
uygun uzunlukta duodenal kapsız KGMS (Boston Scientific
Japan, Tokyo, Japonya) floroskopi altında kılavuz tel üzerinden darlık bölgesini geçecek şekilde yerleştirildi. Stent,
floroskopi ve endoskopi eşliğinde açıldıktan sonra stentin
açılmış durumu ve lokalizasyonu yine aynı yöntemler ile de-
ğerlendirildi. Bütün prosedürler, tecrübeli dört endoskopist
tarafından gerçekleştirildi.
Duodenal KGMS yerleştirilmeden önce ve yerleştirildikten
iki hafta sonra hastaların GOOSS skorları hesaplanarak klinik
başarı değerlendirildi. Teknik başarı ise stentin darlığa uygun
pozisyonla yeterli şekilde yerleştirilmesi olarak tanımlandı.
İşleme bağlı gelişen komplikasyonlar minör ve majör komplikasyonlar olarak ayrıldı. Karın ağrısı, bulantı ve kusma gibi
hayatı tehdit etmeyen komplikasyonlar minör iken, majör
komplikasyonlar ise aspirasyon pnömonisi, sepsis, kanama
ve perforasyon gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlar olarak tanımlandı (23). Stent açıklığı süresi, stent yerleşimi ile
stent disfonksiyonu veya hastanın ölümüne kadar geçen zaman periyodu olarak tanımlandı.
Hastaların verileri hastanemizde kullanılan AviCenna Hastane Bilgi Yönetim Sisteminden (Datasel information systems,
Ankara, Türkiye) alındı. AviCenna Hastane Bilgi Yönetim
Sistemi tıp alanında uluslararası kabul görmüş standartları
(ICD-10, SNOMED, ATC, GMDN, vb.) desteklemektedir.
İstatistik analizleri SPSS 20.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA)
programı kullanılarak yapıldı. Değişkenlerin normal dağılıma
uygunluğu görsel (histogram ve olasılık grafikleri) ve analitik yöntemler (Kolmogorov-Smirnov/Shapiro-Wilk testleri)
ile incelendi. Tanımlayıcı analizler normal dağılan değişkenler için ortalama±standart sapma verilerek yapıldı. Normal
dağılmayan değişkenler için ortanca ve çeyrekler arası kullanılarak verildi. Klinik başarı ile cinsiyet arasında, gruplar
arasında fark bulunup bulunmadığı ki-kare ya da Fisher testleri ile klinik başarı stent uzunluğu ve OSSS arasındaki fark
Mann_Whitney U testi ile değerlendirildi. P değerinin 0.05?in
altında olduğu durumlar da istatiksel olarak anlamlı sonuçlar
şeklinde değerlendirildi.
Bulgular
Çalışma süresince intraabdominal maligniteye bağlı gelişen
inoperabl MMÇO bulunan toplam 28 hastaya palyatif amaçlı
endoskopik yöntemle duodenal kapsız KGMS yerleştirildi. Bu
hastaların 18?i (% 64.3) erkek ve 10?u (%35.7) kadındı. Hastaların yaş ortalaması 60.9 (42-92) yıl idi. Pankreas (10 hasta,
%35.7) ve mide (9 hasta, %32.1) kanserleri, MMÇO?na en sık
neden olan tümörlerdi. Diğer nedenler ise sırasıyla kolanjiyokarsinom (3 hasta, %10.7), periampüller karsinom (3 hasta,
%10.7), duodenum kanseri (1 hasta, %3.6), kolon kanseri (1
hasta, %3.6) ve safra kesesi kanseri (1 hasta, %3.6) idi. Hastaların tamamında histopatolojik olarak malignite tanısı
vardı. Cerrahi olarak gastrointestinal anatomisi değiştirilen
3 (%10.7) hastanın cerrahi anastomozunda malign darlık
izlendi. MMÇO, 20 (%71.4) hastada duodenumda iken, 8
(%28.6) hastada mide distalinde saptandı. Duodenumda saptanan malign darlık lokalizasyonlarının dağılımı ise 1. kısımda 8 (%40) , 2. kısımda 8 (%40), 3. ve 4. kısımda 4 (%20)
hasta şeklinde idi.
Teknik başarı 28 hastanın tamamında (%100) sağlandı. Klinik başarı ise 25 ( 89.3) hastada sağlandı. Klinik başarı sağ-
lanmayan üç (%10.7) hastanın GOOSS skorunda herhangi
bir artış ve azalma tespit edilmedi. Bu hastalar için GOOSS
skorları 2 hastada 1 ve 1 hastada 2 idi. Hastaların işlemden
önce ve işlemden iki hafta sonra ölçülen GOOSS skorları
Tablo 1?de özetlendi. Buna göre işlemden önce GOOSS skoru, 13 (% 46.4) hastada 0, 12 (% 42.9) hastada 1 ve 3 (%
10.7) hastada 2 olarak belirlendi. İşlemden iki hafta sonra
ise 3 (%10.7) hastada 1, 11 (%39.3) hastada 2 ve 14 (%50)
hastada 3 olarak ölçüldü. Tüm hastaların GOOSS skoru ortalaması duodenal stent yerleştirmeden önce 0.536 iken yerleştirildikten iki hafta sonra anlamlı olarak daha yüksek olup,
2.39? du (P =0.0001).
Çalışmaya alınan tüm hastalar (n=28) takiplerinde altta yatan
hastalığa bağlı olarak öldüler. Hastaların ortanca sağ kalım
süresi 98 (25-524) gün idi. Stent açıklığının ortanca süresi
94 (22-491) gün saptandı. İzlem süresi boyunca 4 hastada
(%14.3) stent disfonksiyonu gelişti. Bu 4 hastada tümörün
progresyonu vardı. İkisine önceki stent için yeni duodenal
KGMS yerleştirilirken diğer ikisine balon dilatasyonu uygulandı. Stent disfonksiyonu tekrAar gelişmeden dört hastada
öldü.
Majör 2 (7.14) ve minör 2 (%7.14) olmak üzere toplam 4
(%14.3) hastada işleme bağlı komplikasyon gelişti. İki (%
7.14) hastada karın ağrısı, bir hastada (%3.57) aspirasyon
pnömonisi ve bir hastada (%3.57) sepsis gelişmiş olup hastaların hepsi medikal tedavi ile düzeldi. İşleme bağlı duodenal
perforasyon ve ölüm izlenmedi.
Tartışma
Çalışmamızda küratif cerrahiye uygun olmayan MMÇO olan
hastalarda palyatif tedavi amaçlı endoskopik yöntemle uygulanan duodenal kapsız KGMS sonuçları retrospektif olarak
değerlendirildi. Teknik başarı %100 ve klinik başarı %89.3
oranında sağlandı. Stent açıklık süresinin hasta sağ kalım sü-
resi için kabul edilebilir olduğu gösterildi.
MMÇO?lu hastaların büyük çoğunluğu inoperabl olup
obstrüktif semptomları hafifletmek için palyatif tedavi yöntemlerine ihtiyaç duymaktadırlar. Bu amaçla eskiden genellikle cerrahi yöntem olan GJ yapılmaktaydı. Günümüze ise
daha çok duodenal KGMS kullanılmaktadır. Bu iki yöntem
karşılaştırıldığında GJ, önemli mortalite ve morbidite oranı,
hastanede kalış süresinin uzaması, semptomların hafiflemesinde gecikme ve yüksek maliyet ile ilişkilidir (24-26). No ve
arkadaşlarının yaptıkları çalışmada KGMS uygulanan hastalara göre GJ yapılan hastalarda daha iyi sağ kalım sağlandığı
bildirilmiştir (27). Bunun tersine, Espinel ve arkadaşlarının
yaptıkları çalışmada ise 30 günlük mortalite oranı GJ yapı-
lanlara (%29,4) göre enteral stent takılanlarda (%16,6) daha
düşük olduğu raporlanmakla beraber (24) komplikasyon
oranlarının GJ grubuna (%17,6) göre enteral stent grubunda
(%4) daha düşük olduğu bildirildi. Ayrıca, MMÇO?lu hastaların çoğu kanserin son aşamasında olup cerrahi yöntemleri
tolere edememekte ve sınırlı ömür beklentilerine sahiptirler.
Bu nedenlerden dolayı günümüzde, KGMS kullanımına eğilim giderek artmaktadır.
Teknik başarı 28 hastanın tamamında (%100) sağlandı. Teknik başarı oranları önceki çalışmaların bazılarında %94-98 olarak bildirilmiş olmakla beraber çoğunda çalışmamıza benzer
şekilde %100 olarak rapor edilmiştir (8-20). Darlığın şiddeti
nedeniyle kılavuz telin veya stent taşıma sisteminin başarısız
geçişi, işlem sırasında perforasyon, stentin yetersiz yerleştirilmesi ve stentin migrasyonu teknik başarsızlığın nedenleri olarak önceki çalışmalarda bildirilmiştir (9,11,12,15,18).
Klinik başarı %89.3 oranında saptandı. Hastaların GOOSS
skoru ortalaması işlemden önce 0.536 iken işlemden iki hafta
sonra 2.39?a yükseldiği belirlendi (P=0.0001). Klinik başarı tanımları çalışmalar arasında farklılık göstermesine rağmen,
%77-94 arasında değişen klinik başarı oranları bildirilmiştir
(8-20).
Hastalarda %7.- minör ve %7.- majör olmak üzere toplam
%14.- oranında komplikasyon gelişti. Gelişen komplikasyonların hepsi medikal tedavi ile düzeldi. İşleme bağlı ölüm
görülmedi. Daha önce yapılan benzer çalışmalarda komplikasyon oranları % 0-23 gibi geniş bir aralıkta bildirilmiştir
(8-20). Hastaların ortanca sağ kalım süresi 98 (25-524) gün
olarak belirlendi. Önceki çalışmalarda ise ortanca sağ kalım
sürelerinin 49-186 gün arasında değiştiği rapor edilmiştir (8-
20). Stent açıklığının ortanca süresi 94 (22-491) gün olarak
bulundu. Bu sürenin diğer çalışmalarda 39 ile 307 gün arasında değiştiği rapor edilmiştir (8,9,11,14,16-19). Çalışma
süresince %14.3 aranında stent disfonksiyonu gelişti. Daha önce yapılan benzer çalışmalarda ise %5-40 gibi geniş bir
aralıkta rapor edilmiştir (8-20). Çoğu raporda stent disfonksiyonu oranı çalışmamızda olduğu gibi %30?dan az olsa da,
Nassif ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada %40 oranında
bildirilmiştir (8).
Çalışmamızın bazı sınırlandırmaları mevcuttu. Retrospektif
bir çalışma olmasına rağmen, endoskopi ünitemizde hastaların verileri kayıt defterinde ve bilgisayar ortamında iyi
saklanmaktadır. İkinci olarak, çalışmaya katılan hasta sayısı
istenen düzeyde değildi, ancak tek merkezli olduğu dikkate
alınmalıdır.
Sonuç olarak, çalışmamızda saptanan bulgular ve literatürdeki bilgiler ışığında küratif cerrahi şansı olmayan MGOO?lu
hastalarda endoskopik olarak uygulanan duodenal KGMS
yöntemi güvenli ve etkili bir palyatif yöntemdir.
Kaynaklar
1. Lillemoe KD, Cameron JL, Hardacre JM, et al. Is prophylactic gastrojejunostomy indicated for unresectable periampullary cancer? A prospective
randomized trial. Ann Surg 1999;230:322-8.
2. Lopera JE, Brazzini A, Gonzales A, et al. Gastroduodenal stent placement: current status. Radiographics 2004;24:1561-73.
3. Adler DG, Baron TH. Endoscopic palliation of malignant gastric outlet
obstruction using self-expanding metal stents: experience in 36 patients.
Am J Gastroenterol 2002;97:72-8.
4. van Heek NT, van Geenen RC, Busch OR, et al. Palliative treatment in
??peri??-pancreatic carcinoma: stenting or surgical therapy? Acta Gastroenterol Belgica. 2002;65:171-5.
5. Monson JR, Donohue JH, McIlrath DC, et al. Total gastrectomy for advanced cancer. A worth while palliative procedure. Cancer 1991;68:1863-8.
6. Ly J, O?Grady G, Mittal A, et al. A systematic review of methods topalliate malignant gastric outlet obstruction. Surg Endosc 2010;24:290-7.
7. Bozzetti F, Bonfanti G, Audisio RA, et al. Prognosis of patients after palliative surgical procedures for carcinoma of the stomach. Surg Gynecol
Obstet 1987;164:151-4.
8. Nassif T, Prat F, Meduri B, et al. Endoscopic palliation of malignant
gastric outlet obstruction using self-expandable metallic stents: results
of a multicenter study. Endoscopy 2003;35:483-9.
9. Telford JJ, Carr-Locke DL, Baron TH, et al. Palliation of patients with
malignant gastric outlet obstruction with the enteral Wallstent: outcomes from a multicenter study. Gastrointest Endosc 2004;60:916-20.
10. Graber I, Dumas R, Filoche B, et al. The efficacy and safety of duodenal
stenting: a prospective multicenter study. Endoscopy 2007;39:784-7.
11. Kim JH, Song HY, Shin JH, et al. Metallic stent placement in the palliative treatment of malignant gastroduodenal obstructions: prospective
evaluation of results and factors influencing outcome in 213 patients.
Gastrointest Endosc 2007;66:256-64.
12. Maetani I, Isayama H, Mizumoto Y. Palliation in patients with malignant
gastric outlet obstruction with a newly designed enteral stent: a multicenter study. Gastrointest Endosc 2007;66:355-60.
13. Piesman M, Kozarek RA, Brandabur JJ, et al. Improved oral intake after palliative duodenal stenting for malignant obstruction: a prospective
multicenter clinical trial. Am J Gastroenterol 2009;104:2404-11.
14. van Hooft JE, Uitdehaag MJ, Bruno MJ, et al. Efficacy and safety of the
new WallFlex enteral stent in palliative treatment of malignant gastric
outlet obstruction (DUOFLEX study): a prospective multicenter study.
Gastrointest Endosc 2009;69:1059-66.
15. van Hooft JE, van Montfoort ML, Jeurnink SM, et al. Safety and efficacy of a new non-foreshortening nitinol stent in malignant gastric outlet
obstruction (DUONITI study): a prospective, multicenter study. Endoscopy 2011;43:671-5.
16. Costamagna G, Tringali A, Spicak J, et al. Treatment of malignant gastroduodenal obstruction with a nitinol self-expanding metal stent: an international prospective multicentre registry. Dig Liver Dis 2012;44:37-43.
17. Sasaki T, Isayama H, Maetani I, et al. Japanese multicenter estimation of
WallFlex duodenal stent for unresectable malignant gastric outlet obstruction. Dig Endosc 2013;25:1-6.
18. Miyabe K, Hayashi K, Nakazawa T, et al. Safety and benefits of self-ex-
pandable metallic stents with chemotherapy for malignant gastric outlet
obstruction. Dig Endosc 2015;27:572-81.
19. Kato H, Kawamoto H, Matsumoto K, et al. Outcome of self-expandable metallic stent deployment in patients with malignant gastroduodenal
outlet obstruction and Niti-S and WallFlex comparison: a multicenter
retrospective clinical study. J Dig Dis 2016;17:518-25.
20. Sasaki R, Sakai Y, Tsuyuguchi T, et al. Endoscopic management of unresectable malignant gastroduodenal obstruction with a nitinol uncovered
metal stent: A prospective Japanese multicenter study. World J Gastroenterol 2016;22:3837-44.
21. Jeurnink SM, van Eijck CH, Steyerberg EW, et al. Stent versus gastrojejunostomy for the palliation ofgastric outlet obstruction: a systematic
review. BMC Gastroenterol 2007;7:18.
22. Hosono S, Ohtani H, Arimoto Y, et al. Endoscopic stenting versus surgical gastroenterostomy for palliation of malignant gastroduodenal obstruction: a meta-analysis. J Gastroenterol 2007;42:283-90.
23. Kim JH, Song H-Y, Shin JH. Malignant gastric outlet obstructions: treatment with self-expandable metallic stents. Gut Liver 2010;4 Suppl
1):S32.
24. Espinel J, Sanz O, Vivas S, et al. Malignant gastrointestinal obstruction: endoscopic stenting versus surgical palliation. Surg Endosc
2006;20:1083-7.
25. Jeurnink SM, Steyerberg EW, Hof G, et al. Gastrojejunostomy versus
stent placement in patients with malignant gastric outlet obstruction: a
comparison in 95 patients. J Surg Oncol 2007;96:389-96.
26. Roy A, Kim M, Christein J, et al. Stenting versus gastrojejunostomy for
management of malignant gastric outlet obstruction: comparison of clinical outcomes and costs. Surg Endosc 2012;26:3114-9.
27. No JH, Kim SW, Lim CH, et al. Long-term outcome of palliative therapy
for gastric outlet obstruction caused by unresectable gastric cancer in patients with good performance status: endoscopic stenting versus surgery.
Gastrointest Endosc 2013;78:55-62.