Ağustos 2018 / (26 - 2)
Kolona metalik stent yerleştirilmesi; 7 yıllık deneyim
Yazarlar
Erkin ÖZTAŞ1 , Muhammet Yener AKPINAR2, Selçuk DİŞİBEYAZ1, Bülent ÖDEMİŞ3, Erkan PARLAK4
Kurumlar
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Eskişehir
Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2Gastroenteroloji Kliniği, Ankara
Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 3Gastroenteroloji Kliniği, Ankara
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, 4İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara
Özet
Giriş ve Amaç: Kendiliğinden genişleyebilen metalik stentler kolonun benign ve malign bir çok hastalığında giderek artan sıklıkta kullanılmaktadır. Malign ve benign darlıklar, kaçaklar ve perforasyonlar en sık görülen
kullanım endikasyonlarıdır. Bu çalışmada amacımız kolona kendiliğinden
genişleyebilen metalik stent yerleştirmiş olduğumuz hastaların verilerini
retrospektif olarak değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Türkiye Yüksek
İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 2010-2017 yılları arasında kolona
kendiliğinden genişleyebilen metalik stent yerleştirilen hastaların verileri retrospektif olarak incelendi. Hastalara kolon stentleri 2 farklı teknik kullanılarak yerleştirildi. Distal lezyonlarda kılavuz tel üzerinden yalnızca floroskopi
yardımıyla, proksimal lezyonlarda ise kolonoskopun terapötik kanalından
kendiliğinden genişleyebilen metalik stent geçirilerek endoskop ve floroskop
birlikte kullanılarak yerleştirildi.Bulgular: Çalışmaya toplam 41 hasta alındı
(yaş ortancası: 63,6, erkek/kadın: 28/13). 40 hastaya kolonik obstrüksiyon,
1 hastaya ise anastomoz kaçağı nedeniyle kendiliğinden genişleyebilen metalik stent yerleştirildi. Kolonik obstrüksiyonu olan hastaların 36 tanesinde
neden kolorektal kanserken diğer 4 hasta benign nedenlere bağlı darlık geliş-
mişti. Genel olarak bakıldığında teknik başarı oranı %82, klinik başarı oranı
ise %96 olarak izlendi. Toplam 4 hastada komplikasyon geliştiği görüldü;
iki hastada erken dönemde perforasyon ve migrasyon gelişti. Diğer iki hastada geç dönemde reobstrüksiyon geliştiği görüldü. Tartışma: Kolonik metal
stentlerin yüksek teknik ve klinik başarıları ve düşük komplikasyon oranları,
bu stentleri uygun endikasyonu olan hastalarda önemli bir tedavi modalitesi
haline getirmiştir. Bu nedenle sadece kolorektal kanserde değil, anastomoz
darlıklarında ve kaçaklarında da kolonik metal stentlerin önemli bir tedavi
metodu olduğu akılda tutulmalıdır.
Anahtar Kelimeler
Kolon, SEMS
Giriş
Enteral stentler; perforasyon, fistül ve kaçak gibi durumlarda
lümenin bütünlüğünün idamesi veya intralüminal darlık veya
ekstralüminal bası gibi durumlarda yeniden sağlanması amacıyla kullanılırlar (1,2). Kolona stent denemeleri ilk kez 1986
yılında Lelcuk ve arkadaşlarının sol kolon malign obstrüksiyonunda nazogastrik tüp ile dekompresyonu denemeleri ile
başlamış ve 1992 yılında Spinelli ve arkadaşlarının rektal malign obstrüksiyonda ?self expanding mesh stent? kullanımıyla
yeni bir tedavi metodu olarak karşımıza çıkmıştır (3).
Son 2-3 dekatta ise gastrointestinal sisteminde ?self expandable metallic stent? (SEMS) kullanımı giderek artmış ve buna
paralel olarak stent teknolojisinde kayda değer gelişmeler olmuştur. SEMS?ler; kapsız, tam kaplı ve parsiyel kaplı olmak
üzere üç çeşittir. Tam kaplı olanların iç yüzeyi tamamen silikon veya plastik membranla kaplıdır. Parsiyel kaplı olanlarda
bu durum yalnız gövdede söz konusudur. Paslanmaz çelikten
yapıldıkları gibi -ki günümüzde nadiren kullanılmaktadırlar-,
çeşitli metallerin karışımdan da yapılmaktadırlar. Elgiloy; kobalt, nikel ve krom alaşımından oluşurken, nitinol nikel ve titanyum alaşımından oluşur. Nitinol SEMS?ler, Elgiloy yapıdaki SEMS?lere göre daha esnektir, eşsiz şekil hafızası mevcuttur
ve MR uyumludur. SEMS?ler yalnızca floroskopi yardımıyla
yerleştirilebilmeleri mümkün olmakla birlikte bugün için endoskopi ve floroskopi kombinasyonu altında yerleştirilmeleri önerilmektedir. SEMS?ler endoskopun terapotik kanalından
geçirilerek yerleştirilebildikleri gibi [?Through the Scope Technique?, (TTST)], endoskop yardımı olmaksızın floroskopik
olarak kontrol edilerek klavuz tel yardımıyla [?Over the Wire
Technique? (OTWT)] da yerleştirilebilirler (2).
Kapsız SEMS?lerde migrasyon riski düşük olmakla birlikte yüksek doku-tümor ingrowth riski söz konusudur.
Kaplı SEMS?lerde bunun tam tersi geçerlidir. Parsiyel kaplı
SEMS?ler ise kaplı SEMS?lere göre daha az migrasyon riski ta-
şırlar ancak özellikle yerleştirilmelerinin üzerinden uzun süre
geçmesi halinde çıkarılmaları zordur (1).
SEMS?lerin kolonda günümüze kadar en sık malign darlık endikasyonuyla kullanıldığı görülmektedir. Malign darlıklarda
da cerrahiye köprü ve palyasyon amaçlı kullanılırlar. Diğer
endikasyonlar; benign darlıklar (divertikülit ilişkili darlık,
anastamoz darlığı, Crohn hastalığına bağlı darlık, radyoterapiye bağlı darlık, iskemik darlık), eksternal basıya bağlı darlık
ve fistül-kaçaklardır. Literatürde ancak birkaç olguda iatrojenik perforasyonda kullanıldıkları görülmektedir (4-14).
Bu çalışmada amacımız kliniğimizde geçen 7 yıllık süreçte
kolona SEMS yerleştirmiş olduğumuz hastaların verilerini
retrospektif olarak değerlendirmektir.
Olgu
Kolorektal hastalıklarda metal stentlerin kullanım alanları ve
hangi durumlarda metal stentlerden fayda görülebileceği son
yıllarda yapılan çalışmalar ve yayınlanan kılavuzlarla daha
iyi ortaya konulmuştur (1-4). Literatürde metal stentlerin
kolorektal hastalıklarda en sık kullanıldığı alanın kolorektal
kanserler olduğu görülmektedir (4). Bizim çalışmamızda da
hastalarımızın çoğunu kolorektal malignitesi olan hastalar
oluşturmaktaydı.
Kolonun malign darlıklarında SEMS yerleştirilmesinde teknik başarı %46,7-100, klinik başarı ise %92?dir (2,4). Bizim
çalışmamızda ise tüm hastalar göz önüne alındığında teknik
başarımız %82, klinik başarımız ise %96 idi.
Literatür gözden geçirildiğinde stent yerleştirme esnasında
mortalitenin %0,6 olduğu görülmektedir. Erken komplikasyonlar <30 gün içinde olan, perforasyon % 0-12,8 (Ortalama:
%7,4), stent failure (açılamama) %0-12.8, migrasyon %0-4,9,
reobstrüksiyon %0-4,9, ağrı %0-%7,4, minör kanama %0-
3,7?dir. 30. gün mortalite %9 olup bunun yarısından stent
ilişkili komplikasyonlar sorumludur. Geç komplikasyonlar
(>30 gün); reobstrüksiyon (tümör ingrowth-overgrowth?u, fekal impaksiyon) %4-%22.9, stent migrasyonu %1-12.5,
perforasyon %0-4?dür. SEMS ilişkili nadir komplikasyonlar;
tenesmus, inkontinans, fistül gelişimi olarak ifade edilmektedir. Gövde çapı ≥24 mm kaydıyla; tam kaplı veya kapsız
stentler birbirine eşit etkinlikte ve güvenilirliktedir. Her iki
tür stentin avantajları ve dezavantajları birbirini dengelemektedir. Kapsız SEMS?de migrasyon %5.5, tümör ingrowth?una
bağlı obstrüksiyon %11.4, kaplı SEMS?de migrasyon %21.3,
tümör ingrowth?una bağlı obstrüksiyon %0.9?dur (4,5). Bizim olgularımızda komplikasyon olarak %3 perforasyon, %3
migrasyon ve %6 reobstrüksiyon saptanmıştır. Takip verilerine ulaşabildiğimiz hastalara ait veriler göz önüne alındığında
stent ilişkili mortalitenin hasta serimizde olmadığını söyleyebiliriz.
Anastomoz darlık ve kaçakları da kolonik metal stentlerin kullanım alanları arasındadır. Kolorektal cerrahi sonrası
oluşan anastomoz kaçakları hastaların morbidite ve mortalitelerinde artışla beraberdir. Endoskopik olarak anastomoz kaçaklarının tedavisi son yıllarda daha sık başvurulan bir
yöntem olmuştur (6-14). Bizim çalışmamızda bir hastaya
anastomoz kaçağından dolayı metal stent konulmuştu. Bu
hastamızın anastomozunun ileri derecede bozulmuş olması,
anal yoldan metal stent konulmasını imkansız hale getirdiği
için bu hastamıza literatürde çok az hasta için tarif edilen bir
yöntem olan endoskopik randevu yöntemiyle stent konuldu.
Burada hastanın loop ileostomisinde kolonoskop ile girilerek anastomoz hattının proksimaline ilerlendi ve kılavuz tel
buradan geçip anal kanaldan çıkacak şekilde ilerletildi. Tel
üzerinden de tam kaplı metal stent konularak anastomozdaki
açıklık kapatıldı. 4 hafta sonra metal stent çıkarıldığında ise
defektin tamamen kapandığı görüldü. Crohn hastalarında
gelişen anastomoz darlıklarında da metalik stentleri kullanı-
mı ile ilgili son dönemde yapılmış çalışmalar ve derlemeler
mevcuttur. (10). Çalışmamızda kolonik metal stent konulan hastalardan biri Crohn hastasıydı ve ileotransversostomi
sonrası anastomoz darlığı gelişmişti. İleus kliniği ile gelen bu hastamızın aynı zamanda Child-B kriptojenik sirozu olduğu
için cerrahi riski yüksek kabul edilerek endoskopik tedavi
planlanmıştı. Anastomoz darlığına ilk seansta yarı kaplı metalik stent konulmuştu ve bu stentle hasta 6 ay obstrüktif bir
şikayeti olmadan yaşamıştı. Altıncı ayda darlığı nüks eden
hastaya 2. seansta da metalik stent konuldu.
Çalışmamızın en önemli eksikliği çalışmanın retrospektif yapılmış olmasıdır. Özellikle 11 hastanın takip ve klinik yanıt
verilerine ulaşılamamıştır. Bunun yanında kullanılan stentlerin markaları, çapları ve uzunlukları ile ilgili de veriler eksiktir. Diğer taraftan çalışmamızda bulduğumuz teknik ve klinik
başarı oranı literatürdeki çalışmalarla uyumludur. Kolonik
metal stentlerin yüksek teknik ve klinik başarıları ve düşük
komplikasyon oranları, bu stentleri uygun endikasyonu olan
hastalarda önemli bir tedavi modalitesi haline getirmiştir. Bu
nedenle sadece kolorektal kanserde değil, anastomoz darlıklarında ve kaçaklarında da kolonik metal stentlerin önemli
bir tedavi metodu olduğu akılda tutulmalıdır.
Gereç ve Yöntem
Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde
2010-2017 yılları arasında kolona SEMS yerleştirilen hastaların verileri retrospektif olarak incelendi. Hasta bilgilerine hasta dosyalarından, hastane bilgisayar otomasyon sisteminden
ve hastaların aileleri ile iletişime geçilerek ulaşıldı.
Hazırlık
SEMS yerleştirilmesi için refere edilen veya primer olarak
hastanemizde takip ve tedavi edilen hastaların dosyaları, klinik ve laboratuvar bulguları değerlendirilerek SEMS endikasyonu konulan hastalar çalışmaya alındı. SEMS yerleştirilmesi
planlanan hastaların tamamına bir ya da iki kez rektal lavman
uygulandı. Eğer endikasyon fistül/kaçak ise ve mutlaka tam
barsak hazırlığı gerekecek ise işlem öncesi sennozid A+B veya
polietilen glikol oral yolla verilerek uygun barsak temizliği
sağlanılmaya çalışıldı. İşlemler EVIS LUCERA ELITE CLV-
290-SL (Olympus Medical Systems, Tokyo, Japan) model
kolonoskop ile yapıldı. Kolon stenti yerleştirilmesi işlemi
girişimsel endoskopik işlemler konusunda deneyimli uzman
gastroenterologlar tarafından yapıldı.
Teknik
Hastalara kolon stentleri 2 farklı teknik kullanılarak yerleş-
tirildi. Distal lezyonlarda OTWT (Over the wire technique),
proksimal lezyonlarda Through Scope Technique (TTST)
uygulandı. Kısaca her iki teknikte de kolonoskop ile girilerek lezyona ulaşıldı (Resim 1A). Kolonoskopun terapötik
kanalından, endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi
(ERCP) taş çıkarma balonu yardımıyla, standart ERCP kılavuz teli (450 mm) geçirildi (Resim 1B). Bu tel lezyonun proksimaline geçirilmeye çalışıldı. Proksimale geçirilen kılavuz tel
üzerinden yine tercihen ERCP taş balonu da geçirilerek bu
balonun kanalından suda erir opak verildi ve striktrogram
alındı veya kaçak görüntülendi (Resim 1C). Daha sonra kılavuz tel lezyonun proksimaline tekrar gönderildi. Lezyon hizasında, hastanın cildine çeşitli metaller yapıştırıldı ve floroskopik olarak da lokalizasyon işaretlendi. Distal lezyonlarda
kılavuz tel lezyonun proksimalinde kalacak şekilde kolonoskop çıkarıldı ve bu kılavuz tel üzerinden genellikle yalnızca
floroskopi kontrolüyle nadiren de arkasından kolonoskopla
girilmek suretiyle endoskopi kontrolü de sağlanarak OTWT
ile lezyona SEMS yerleştirildi. Proksimal lezyonlarda ise stent
kolonoskopun terapötik kanalından geçirilerek lezyon seviyesinde açıldı (TTST) (Resim 1D, 1E). Stentler lezyonun boyundan en az 4 cm daha uzun olacak şekilde seçildi. Malign
darlıklarda kapsız veya parsiyel kaplı SEMS?ler kullanılırken,
benign durumlarda kaplı SEMS?ler tercih edildi.
Rektum tümörü nedeniyle rektosigmoidektomi, koloanal
anastomoz ve loop ileostomi yapılmış bir olguda anastomoz
hattı tamamen dağılmıştı. Bu hastada distalden stent yerleş-
tirilmesi mümkün olmadığı için loop ileostominin kolonik
tarafından girilerek kolonun en distal noktasına ulaşıldı. Stenotik bir uçla karşılaşıldı. Buradan klavuz tel gönderildiğinde
telin anal kanalda beklenmedik bir noktadan dışarı çıktığı
görülerek bu tel üzerinden randevu yöntemiyle transanal yolla OTWT kullanılarak kaplı SEMS yerleştirildi. Bu hastada
SEMS?in distal 2 cm?lik kısmı anal kanaldan dışarı sarktı.
Özellikle darlıklarda işlem esnasında SEMS yerleştirilme öncesi veya sonrası balon dilatasyonu yapılıp yapılmadığı da
kaydedildi.
Kullanılan stent tipi, uzunluğu, gövde genişliği de kaydedildi.
İşlem Başarısı
Hastalarda işlem başarısı; teknik başarı ve klinik başarı olarak
iki alt başlıkta incelendi. Teknik başarı darlık veya anastomoz hattını ortalayacak şekilde stent yerleştirilmesi ve stentin
başarılı bir şekilde açılması olarak tanımlandı. Klinik başarı
ise malign darlık nedeniyle stent konulan hastalarda 24 saat
içinde gaz ve gayta deşarjı olması olarak tanımlandı. Benign
darlık veya kaçak da ise eğer stent belirli bir süre için konulmuş ise stent çıkarıldıktan sonra semptomların düzelmesi
olarak ifade edildi.
Komplikasyonlar
Perforasyon, primer stent başarısızlığı, migrasyon, reobstrüksiyon başta olmak üzere gözlenen komplikasyonlar da kay-
dedildi.
Bulgular
Çalışmaya 41 hasta alındı. Bu hastaların yaş ortancası 63,6 (41-
90) olup 13 hasta kadın, 28 hasta ise erkekti. 40 hastaya kolon obstrüksiyonu nedeniyle stent takılırken 1 hastada darlığa
anastomozda geniş defekt oluşumu ve kaçak eşlik etmekteydi.
Hastalarda kolon obstrüksiyonuna yol açan etiyolojik neden 36
hastada kolorektal kanserlerdi. 4 hastaya ise benign obstrüksiyon nedeniyle SEMS uygulanmıştı. Bu hastaların 3?ünde
anastomoz darlığı (1 hasta opere rektum kanseri ve kaçak, 1
hasta opere volvulus, 1 hasta Crohn hastalığı?na bağlı ileotransversostomili), birinde ise mesane kanseri sonrası almış olduğu
radyoterapiye bağlı oluşan darlık mevcuttu. Tüm hastalar bir
arada değerlendirildiğinde stent uygulanan lokalizasyon en sık
20 hastayla sigmoid kolondaydı (Tablo 1). Anastomoz kaçağı
ise rektumdaydı. Kolorektal kansere bağlı obstrüksiyon kliniği
ile gelen hastalardan sadece 1 tanesine cerrahiye köprü amaçlı stent takılmıştı, diğer malign hastaların hepsine kolon stenti
palyatif amaçla konuldu. 41 hastanın 33?ü takip süresince exitus
oldu. Bu hastalarda stent takılması ile mortalite arasında geçen
süre ortanca 192 (14-1449) gün olarak tespit edildi (Tablo 1).
Kırk bir hastaya toplam 45 adet metal stent takıldı. Crohn
hastalığı nedeniyle ileotransversostomili olgumuza 6 ay aray-
la ardışık 2 adet metal stent takıldı. Kolorektal kanser tanılı
2 olguda darlık alanını tek stentin geçemeyeceği düşünüldüğünden iç içe 2 adet metal stent takılmıştı. Kolon kanseri
tanılı 1 olgumuza ise ilk stentten 30 gün sonra obstrüksiyon
kliniği geliştiği için 2. metal stent takılmıştı. Hastalarımıza takılan stentlerin özelliklerine bakıldığı zaman 42 tanesi kapsız,
1 tanesi yarı kaplı olup 2 tanesi ise tam kaplı metal stentlerdi.
Metal stentlerin 44 tanesi standart teknikle takılırken 1 tanesi endoskopik randevu yöntemiyle takıldı. Balon dilatasyonu toplam 4 olguda uygulandı. Bunlardan 2 tanesinde balon
dilatasyonu stent takılmadan önce yapılırken 2 tanesindeyse
stent takıldıktan sonra balon dilatasyon uygulandı. 45 metal
stentin 37 tanesi teknik olarak başarılı bir şekilde yerleştirildi
(%82). 8 işlem başarısızlıkla sonuçlandı. Teknik başarısızlık
nedenlerine bakıldığı zaman 2 hastada yetersiz kolon temizli-
ği nedeniyle alanın net vizualize edilememesi, 2 hastada stentin boyunu geçen uzun darlık ve 4 hastada ise denenmesine
rağmen proksimale klavuz tel geçirilememesiydi. Hastaların
34?ünde izlem süresinde klinik başarı olup olmadığı değerlendirilebildi. Bu hastaların 33 tanesinde kolon stenti yerleş-
tirildikten 24 saat sonra gaz ve gayta çıkışı olmuştu (%96).
Erken komplikasyon olarak 1 hastada (%3) stent yerleştirilmesinden hemen sonra gelişen perforasyon, 1 hastada (%3)
ise stent migrasyonu saptandı. Ayrıca yine bahsedildiği üzere
kolorektal kanser tanılı 1 ve Crohn hastalığı olan 1 hastada
(toplam 2 hasta, %6) sırasıyla 1. ve 6. ayda reobstrüksiyon
geliştiği için tekrar stent konuldu (Tablo 2).
Tartışma
Kolorektal hastalıklarda metal stentlerin kullanım alanları ve
hangi durumlarda metal stentlerden fayda görülebileceği son
yıllarda yapılan çalışmalar ve yayınlanan kılavuzlarla daha
iyi ortaya konulmuştur (1-4). Literatürde metal stentlerin
kolorektal hastalıklarda en sık kullanıldığı alanın kolorektal
kanserler olduğu görülmektedir (4). Bizim çalışmamızda da
hastalarımızın çoğunu kolorektal malignitesi olan hastalar
oluşturmaktaydı.
Kolonun malign darlıklarında SEMS yerleştirilmesinde teknik başarı %46,7-100, klinik başarı ise %92?dir (2,4). Bizim
çalışmamızda ise tüm hastalar göz önüne alındığında teknik
başarımız %82, klinik başarımız ise %96 idi.
Literatür gözden geçirildiğinde stent yerleştirme esnasında
mortalitenin %0,6 olduğu görülmektedir. Erken komplikasyonlar <30 gün içinde olan, perforasyon % 0-12,8 (Ortalama:
%7,4), stent failure (açılamama) %0-12.8, migrasyon %0-4,9,
reobstrüksiyon %0-4,9, ağrı %0-%7,4, minör kanama %0-
3,7?dir. 30. gün mortalite %9 olup bunun yarısından stent
ilişkili komplikasyonlar sorumludur. Geç komplikasyonlar
(>30 gün); reobstrüksiyon (tümör ingrowth-overgrowth?u, fekal impaksiyon) %4-%22.9, stent migrasyonu %1-12.5,
perforasyon %0-4?dür. SEMS ilişkili nadir komplikasyonlar;
tenesmus, inkontinans, fistül gelişimi olarak ifade edilmektedir. Gövde çapı ≥24 mm kaydıyla; tam kaplı veya kapsız
stentler birbirine eşit etkinlikte ve güvenilirliktedir. Her iki
tür stentin avantajları ve dezavantajları birbirini dengelemektedir. Kapsız SEMS?de migrasyon %5.5, tümör ingrowth?una
bağlı obstrüksiyon %11.4, kaplı SEMS?de migrasyon %21.3,
tümör ingrowth?una bağlı obstrüksiyon %0.9?dur (4,5). Bizim olgularımızda komplikasyon olarak %3 perforasyon, %3
migrasyon ve %6 reobstrüksiyon saptanmıştır. Takip verilerine ulaşabildiğimiz hastalara ait veriler göz önüne alındığında
stent ilişkili mortalitenin hasta serimizde olmadığını söyleyebiliriz.
Anastomoz darlık ve kaçakları da kolonik metal stentlerin kullanım alanları arasındadır. Kolorektal cerrahi sonrası
oluşan anastomoz kaçakları hastaların morbidite ve mortalitelerinde artışla beraberdir. Endoskopik olarak anastomoz kaçaklarının tedavisi son yıllarda daha sık başvurulan bir
yöntem olmuştur (6-14). Bizim çalışmamızda bir hastaya
anastomoz kaçağından dolayı metal stent konulmuştu. Bu
hastamızın anastomozunun ileri derecede bozulmuş olması,
anal yoldan metal stent konulmasını imkansız hale getirdiği
için bu hastamıza literatürde çok az hasta için tarif edilen bir
yöntem olan endoskopik randevu yöntemiyle stent konuldu.
Burada hastanın loop ileostomisinde kolonoskop ile girilerek anastomoz hattının proksimaline ilerlendi ve kılavuz tel
buradan geçip anal kanaldan çıkacak şekilde ilerletildi. Tel
üzerinden de tam kaplı metal stent konularak anastomozdaki
açıklık kapatıldı. 4 hafta sonra metal stent çıkarıldığında ise
defektin tamamen kapandığı görüldü. Crohn hastalarında
gelişen anastomoz darlıklarında da metalik stentleri kullanı-
mı ile ilgili son dönemde yapılmış çalışmalar ve derlemeler
mevcuttur. (10). Çalışmamızda kolonik metal stent konulan hastalardan biri Crohn hastasıydı ve ileotransversostomi
sonrası anastomoz darlığı gelişmişti. İleus kliniği ile gelen bu hastamızın aynı zamanda Child-B kriptojenik sirozu olduğu
için cerrahi riski yüksek kabul edilerek endoskopik tedavi
planlanmıştı. Anastomoz darlığına ilk seansta yarı kaplı metalik stent konulmuştu ve bu stentle hasta 6 ay obstrüktif bir
şikayeti olmadan yaşamıştı. Altıncı ayda darlığı nüks eden
hastaya 2. seansta da metalik stent konuldu.
Çalışmamızın en önemli eksikliği çalışmanın retrospektif yapılmış olmasıdır. Özellikle 11 hastanın takip ve klinik yanıt
verilerine ulaşılamamıştır. Bunun yanında kullanılan stentlerin markaları, çapları ve uzunlukları ile ilgili de veriler eksiktir. Diğer taraftan çalışmamızda bulduğumuz teknik ve klinik
başarı oranı literatürdeki çalışmalarla uyumludur. Kolonik
metal stentlerin yüksek teknik ve klinik başarıları ve düşük
komplikasyon oranları, bu stentleri uygun endikasyonu olan
hastalarda önemli bir tedavi modalitesi haline getirmiştir. Bu
nedenle sadece kolorektal kanserde değil, anastomoz darlıklarında ve kaçaklarında da kolonik metal stentlerin önemli
bir tedavi metodu olduğu akılda tutulmalıdır.
Kaynaklar
1. Kochar R, Shah N. Enteral stents: from esophagus to colon. Gastrointest
Endosc 2013;78:913-8.
2. ASGE Technology Committee, Varadarajulu S, Banerjee S, Barth B, et al.
Enteral stents. Gastrointest Endosc 2011;74:455-64.
3. Srinivasan N, Kozarek RA. Stents for colonic strictures: Materials, designs, and more. Tech Gastrointest Endosc 2014;16:100-7.
4. vanHooft JE, vanHalsema EE, Vanbiervliet G, et al; European Society
of Gastrointestinal Endoscopy (ESGE). Self-expandable metal stents for
obstructing colonic and extracolonic cancer: European Society of Gastrointestinal Endoscopy (ESGE) Clinical Guideline. Gastrointest Endosc
2014;80:747-61.
5. Endoscopy and Cancer Committee of the French Society of Digestive
Endoscopy (SFED) and the French Federation of Digestive Oncology
(FFCD). Manfredi S, Sabbagh C, Vanbiervliet G, et al. Place of colorectal
stents in therapeutic management of malignant large bowel obstructions. Endoscopy 2014;46:546-52.
6. Amrani L, Ménard C, Berdah S, et al. From iatrogenic digestive perforation to complete anastomotic disunion: endoscopic stenting as a new
concept of ?stent-guided regeneration and re-epithelialization?. Gastrointest Endosc 2009;69:1282-7.
7. DiMaio CJ, Dorfman MP, Gardner GJ, et al. Covered esophageal self ex-
pandable metal stents in the nonoperative management of postoperative
colorectal anastomotic leaks. Gastrointest Endosc 2012;76:431-5.
8. Cooper CJ, Morales A, Othman MO. Outcomes of the use of fully covered
esophageal self-expandable stent in the management of colorectal anastomotic strictures and leaks. Diagn Ther Endosc 2014;2014:187541.
9. Lamazza A, Sterpetti AV, De Cesare A, et al. Endoscopic placement of
self-expanding stents in patients with symptomatic anastomotic leakage after colorectal resection for cancer: long-term results. Endoscopy
2015;47:270-2.
10. Loras Alastruey C, Andújar Murcia X, Esteve Comas M. The role of
stents in the treatment of Crohn?s disease strictures. Endosc Int Open
2016;4:E301-8.
11. Currie A, Christmas C, Aldean H, et al. Systematic review of self-expanding stents in the management of benign colorectal obstruction. Colorectal Dis 2014;16:239-45.
12. Caruso A, Conigliaro R, Manta R, et al. Fully covered self-expanding
metal stents for refractory anastomotic colorectal strictures. Surg Endosc
2015;29:1175-8.
13. Cereatti F, Fiocca F, Dumont JL, et al. Fully covered self-expandable
metal stent in the treatment of postsurgical colorectal diseases: outcome
in 29 patients. Therap Adv Gastroenterol 2016;9:180-8.
14. Vanbiervliet G, Bichard P, Demarquay JF, et al; Research Committee
of the French Society of Digestive Endoscopy (SFED). Fully covered
self-expanding metal stents for benign colonic strictures. Endoscopy
2013;45:35-41.