Nisan 2009 / (17 - 1)
Üst gastrointestinal sistem lipomları: 33 olgunun irdelenmesi
Yazarlar
Ahmet AYDIN, Fatih TEKİN, Murat AKYILDIZ, Ömer ÖZÜTEMİZ
Kurumlar
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, İzmir
Özet
Giriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde lipom tanısı alan olgularımızın özelliklerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde Temmuz 2000-Şubat 2009 tarihleri arasında endoskopik ultrasonografi ile lipom tanısı alan 33 olgunun dosyaları retrospektif olarak irdelenmiştir. Bulgular: Onaltısı erkek (%48,5), 17’si (%51,5) kadın olan olguların yaş ortalaması 54 (33-85) idi. En sık endoskopi endikasyonu dispepsi idi. Tüm hastalar endoskopik ultrasonografideki tipik özellikler ile lipom tanısı aldı. Lezyonlar en sık olarak antrumda saptandı. Sonuç: Lipomların tanısında, tanı koydurucu tipik bulguların varlığı nedeniyle endoskopik ultrasonografi ilk tercih edilmesi gereken tanı yöntemidir.
Anahtar Kelimeler
Üst gastrointestinal sistem, lipom, endoskopik ultrasonografi
Giriş
Lipomlar yağ dokusunun benign tümörleridir. Gastrointestinal sistemin heryerinde görülebilirler; ancak en sık kolon ve ince barsaklarda bulunurlar. Genellikle semptoma yol açmayan bu lezyonlar baflka nedenlerle yapılan üst gastrointestinal sistem endoskopileri sırasında rastlantısal olarak görülürler. Bazı olgularda karın ağrısı, kanama ve obstrüksiyon bulguları görülebilir. Bu çalıflmanın amacı, kliniğimizde endoskopik ultrasonografi ile lipom tanısı alan olgularımızın irdelenmesidir.
Olgu
Yağ dokusunun benign tümörleri olan lipomlar gastrointestinal sistemin her yerinde görülebilirler. Sıklıkla rastlantısal olarak tanı alırlar. Başka nedenlerle yapılan endoskopilerde sarımsı renkte, düzgün mukoza ile örtülü submukozal lezyonlar olarak görülürler. Alınan endoskopik biyopsiler tanı için yeterli değildir ve sıklıkla normal mukoza olarak rapor edilirler. Endoskopi sırasında biyopsi pensi ile lezyona bastırıldığında, lezyonun yumuşak olduğu ve biyopsi pensi geri çekildiğinde de indentasyon bıraktığı görülür. Buna yastık belirtisi (pillow sign) adı verilir. Lipomlar çoğu zaman asemptomatik olsalar da, bazen karın ağrısı, obstrüksiyon, intususepsiyon ve gastrointestinal sistem kanamasına yol açabilirler (1-3). Her ne kadar benign lezyonlar olarak bilinseler de, literatürde liposarkom dönüşümleri ve kolon/mide adenokarsinomları ile birliktelikleri de tanımlanmıştır (4, 5). Endoskopik ultrasonografik değerlendirmede lipomlar üçüncü sonografik tabakadan (submukozadan) köken alan hiperekoik ve homojen lezyonlar olarak görülürler (6). Tipik endoskopik ultrasonografik görüntüleri nedeniyle ince iğne aspirasyon biyopsisine gerek duyulmamaktadır. ‹nsidental olarak bulunan asemptomatik lipomlarda tedavi ya da takibe gerek yoktur. Semptomatik olanlarda cerrahi tedavi gereklidir. Literatürde lipomların başarılı bir şekilde endoskopik rezeksiyonu da tanımlanmıştır, ancak özellikle 2 cm ve daha büyük olanlarda bu işlemin perforasyon bakımından yüksek risk taşıdığı bildirilmiştir (3, 7). Sonuç olarak lipomlar endoskopik olarak diğer submukozal tümörlerden tam olarak ayırt edilemezler ve endoskopik mukozal biyopsiler ile tanıya gidilemez. Bu submukozal lezyonların tanısında, tanı koydurucu tipik bulguların varlığı nedeniyle endoskopik ultrasonografi ilk tercih edilmesi gereken yöntemdir.
Gereç ve Yöntem
Kliniğimizde Temmuz 2000-Şubat 2009 tarihleri arasında endoskopik ultrasonografi ile lipom tanısı alan 33 olgunun dosyaları retrospektif olarak incelenmiştir. Olguların demografik özelliklerine ek olarak endoskopi yapılma nedenleri, lezyonların endosonografi özellikleri, lokalizasyonları, sayısı ve boyutları irdelenmiştir.
Bulgular
Toplam 33 olgunun 16’sı (%48,5) erkek, 17’si (%51,5) kadın olup, yaş ortalamaları ve aralığı sırasıyla 54±12,21 ve 33-85 yıl olduğu görülmüştür. Endoskopide tanımlanan tüm submukozal lezyonların normal mukoza ile örtülü olduğu görülmüş, endosonografide ise tüm lezyonların 3. sonografik tabakadan (submukozadan) kaynaklanan hiperekoik, homojen ve düzgün sınırlı lezyonlar şeklinde oldukları saptanmıştır (Resim 1, 2). Mukoza, muskularis propria ve seroza tabakaları normal bulunmuş olup hiçbir olguda lenfadenomegali saptanmamıştır. En sık endoskopi endikasyonunun dispepsi olduğu ve lezyonların en sık olarak antrumda lokalize olduğu dikkati çekmiştir. Otuzüç olguda toplam 39 lipom görülmüş olup, olguların 4’ünde 2 adet, birinde de 3 adet lipom saptanmıştır. Olguların klinik özellikleri Tablo 1’de özetlenmiştir.
Tartışma
Yağ dokusunun benign tümörleri olan lipomlar gastrointestinal sistemin her yerinde görülebilirler. Sıklıkla rastlantısal olarak tanı alırlar. Başka nedenlerle yapılan endoskopilerde sarımsı renkte, düzgün mukoza ile örtülü submukozal lezyonlar olarak görülürler. Alınan endoskopik biyopsiler tanı için yeterli değildir ve sıklıkla normal mukoza olarak rapor edilirler. Endoskopi sırasında biyopsi pensi ile lezyona bastırıldığında, lezyonun yumuşak olduğu ve biyopsi pensi geri çekildiğinde de indentasyon bıraktığı görülür. Buna yastık belirtisi (pillow sign) adı verilir. Lipomlar çoğu zaman asemptomatik olsalar da, bazen karın ağrısı, obstrüksiyon, intususepsiyon ve gastrointestinal sistem kanamasına yol açabilirler (1-3). Her ne kadar benign lezyonlar olarak bilinseler de, literatürde liposarkom dönüşümleri ve kolon/mide adenokarsinomları ile birliktelikleri de tanımlanmıştır (4, 5).
Endoskopik ultrasonografik değerlendirmede lipomlar üçüncü sonografik tabakadan (submukozadan) köken alan hiperekoik ve homojen lezyonlar olarak görülürler (6). Tipik endoskopik ultrasonografik görüntüleri nedeniyle ince iğne aspirasyon biyopsisine gerek duyulmamaktadır.
‹nsidental olarak bulunan asemptomatik lipomlarda tedavi ya da takibe gerek yoktur. Semptomatik olanlarda cerrahi tedavi gereklidir. Literatürde lipomların başarılı bir şekilde endoskopik rezeksiyonu da tanımlanmıştır, ancak özellikle 2 cm ve daha büyük olanlarda bu işlemin perforasyon bakımından yüksek risk taşıdığı bildirilmiştir (3, 7).
Sonuç olarak lipomlar endoskopik olarak diğer submukozal tümörlerden tam olarak ayırt edilemezler ve endoskopik mukozal biyopsiler ile tanıya gidilemez. Bu submukozal lezyonların tanısında, tanı koydurucu tipik bulguların varlığı nedeniyle endoskopik ultrasonografi ilk tercih edilmesi gereken yöntemdir.
Kaynaklar
1. Yoshimura H, Murata K, Takase K, et al. A case of lipoma of the terminal ileum treated by endoscopic removal. Gastrointest Endosc 1997;46:461-3.
2. Tatsuguchi A, Fukuda Y, Moriyama T, Yamanaka N. Lipomatosis of the small intestine and colon associated with intussusception in the ileocecal region. Gastrointest Endosc 1999;49:118-21.
3. Kim CY, Bandres D, Tio TL, et al. Endoscopic removal of large colonic lipomas. Gastrointest Endosc 2002;55:929-31.
4. Siegal A, Witz M. Gastrointestinal lipoma and malignancies. J Surg Oncol 1991;47:170-4.
5. Moreira LF, Iwagaki H, Matsumo T, et al. Submucosal lipomas synchronous with an early gastric cancer. J Clin Gastroenterol 1992;14:173-4.
6. Yasuda K, Nakajima M, Yoshida S, et al. The diagnosis of submucosal tumors of the stomach by endoscopic ultrasonography. Gastrointest Endosc 1989;35:10-5.
7. Pfeil SA, Weaver MG, Abdul-Karim FW, Yang P. Colonic lipomas: outcome of endoscopic removal. Gastrointest Endosc 1990;36:435-8.